M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Sıra Geceleri, Yerel Seçim ve BDP

Sıra Geceleri, Yerel Seçim ve BDP

 Geçen sene (2013) Kurban Bayram’ında 9 İl’i kapsayan Güneydoğu turu yaptım. Urfa’da kızımın ve torunumun ısrarı ile “sıra gecesi” eğlencesine katılmayı kabul ettim. Gece boyunca Türkçe şarkılar, ezgiler, uzun ve oyun havaları çalındı, söylendi.

Ama önemli bir eksiklik vardı. Dayanamadım, şarkı söyleyen sanatçıyı yanıma çağırdım. Kulağına eğilip: “Evlat bildiğim kadarı ile Urfa bir Kürd şehri. Nerede ise programın sonuna geldik. Salonun yüzde 60’ı gördüğüm kadar ile Kürd. Bir biz yabancıyız. Bu akşam Kürdçe söyleyecek misin; yoksa kalkıp gidelim mi” dedim.

İkazım üzerine Kürdçe şarkı, türkü, ezgi, stran, oyun havalarını peş peşe sıraladıkça sahne şenlendi; akşam boyunca oturdukları yerden sanatçı dinleyenler eşlik etmeye başladılar. Torunum “dede oynayalım mı?” deyince ( 4 yaşındaki Torunum Kürdçe bilmez, ama Kürd oyun havaları eşliğinde hep oynadığımız için alışkındır) kırmadım kalkıp birlikte oynadık.

Dede, torun sahneye çıkınca salon kırıldı; saz ekibi ve sanatçı ikimizin etrafında pervane. Bizi görenler kendini piste attı. Belli bir saatte bitmesi gereken sıra gecesi Kürdçe konseptine döndükten sonra gece yarısını çoook geçtikten sonra bitti.

Bunu niçin mi anlattım. Belediye seçimleri ile ne ilgisi mi var?

Anlatayım: Kürd coğrafyasında yerel yönetim kendi halkının elinde olmadı mı sıradan bir sıra gecesi bile Kürd halkının kültüründen uzaklaştırılabiliyor. Bana göre bir Kürd kenti olan Urfa 2013 yılında yerel Belediye Başkan’ı bir Türk, Valisi Türk, bürokrat kesiminin yüzde neredeyse 95’i Türk olunca Kürdler kendi kentlerinde kendi kültürlerini yaşamaktan ya çekiniyorlar, ya sindiriliyorlar, ya da adım adım asimile ediliyorlar.

İşte bu yüzden bu seçimlerde Kürd coğrafyasındaki bütün il, ilçe ve beldelerde kesin kes Kürd kültürüne, diline, özgürlüğüne, yaşamına önem veren; bu konuda yıllarca uğraşarak bedel ödeyen partilerin adaylarına oy verilmeli. Bizzat Başbakan açıkladı. Bu seçimler bir Belediye Başkanlığı seçimi olmaktan çıktı. Doğru Kürdler için de bir referanduma dönüştü.

Oylarınızı ya inkâr, sürece ve barışa inanmayan; dolar, rüşvet, ayakkabı kutuları sevdalılarına vereceksiniz. Ya da demokrasiye, özgür bir gelecek için en azında yerelde kendi kendinizi yönetmek için kendinizden olan BDP’ye vereceksiniz.

Ya da Miroğlu gibilerin “Kürt siyasetinde çoğulculuk” yalanı üzerine birliğinizi parça parça eden, oylarınızı azaltmak isteyenlerin seslerine kulak vereceksiniz. Yörenizde en güçlü siyasi parti hangisi ise ona oy veriniz. BDP ise BDP’ye, HAK-PAR ise HAK-PAR’a yok eğer HÜDA-PAR ise HÜDA-PAR’a oyunuzu verin. Kesinlikle sistem partilerine oy vermeyin.

Ama görünen o ki bugün için seçimleri kazanacak tek bir parti var o da BDP. Kesin kes oylarınızı Barış ve Demokrasi Partisine (BDP) vermelisiniz. Hep bölündüğünüz için sizi yok ettiler artık buna izin vermeyin. Bu seçim Kürdlerin REFERANDUMUDUR unutmayın.

Mesela Urfa’yı devletin emrinde olan bir Valiye mi teslim edeceksiniz; yoksa Osman Baydemir gibi Belediyecilik kariyerini ispatlayan; Urfa’da bu güne kadar yapılmayan birçok yatırımı gerçekleştireceğinden emin olunan; en azında şehre gelen yabancıları yukarıda ifade ettiğim gibi bir garabetle karşılaşmayacak Belediye Başkanına mı oy vereceksiniz?

Sadece kültür ve kendi kendinizi yönetme açısından oyunuzu kendinize vermelisiniz. AKP’nin 12 yıllık iktidarı boyunca tarihin hiçbir döneminde, savaşlarda bile olmadık kadar şehirlerdeki yıkım ve yağma edilmesini önlemek için BDP’ye oy vermelisiniz.

Nefes alma, temiz su içme, doğal ortamı, çevresel duyarlık için kendinize oy veriniz. Değil insan doğada yaşayan bütün nebatatları yok sayan, hak tanımazlara değil; size gerçekten söz verenlere; ranta değil insana, tabiata, doğaya değer verenlere oyunuzu veriniz.

Bugün savaşların, depremlerin yapmadığını yapıyorlar. Şehirleri projelerle yaşanmaz hale getiriyorlar. Sıkılmadan suçu insanlar üzerine atarak “mega kentlere göçler engellenmeli, şehir vergisi alınmalı, vize koymalı diyen AKP ve benzerlerine (seçim beyannamelerinde var) oy vererek kendiniz ve şehirlerinizin geleceğini karartmayın.

Rant için UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan şehirlerimizi yok ettiler. Tarihi Hasankeyf’i sulara boğacaklar. Dünya güzeli semtlerde yaşayan vatandaşın gayrimenkulleri kanunlar yolu ile zapturapt altına aldılar. Halka tepeden bakıyorlar. İnsanları aşağılıyorlar, koca şehirleri dükkân, ev, bahçe ve içinde yaşayan insanları nesne gibi tasarlıyorlar.

Tek tip projelerle mahalleleri, kültürleri, sosyal alanları, evleri, ağaçları, parkları paylaşıyorlar. Yıkımı, parayı, pulu, geçim kaynağı yapanlara değil; size sizden olanlara oyunuzu verin diye uyarıyorum. BDP veya HDP’ye oylarınızı verin.

AKP Belediyeleri özellikle son 12 yılda en fazla parayı, taş, asfalt ve çimentoya harcadı. Yaşadığınız şehirlerde etrafınıza şöyle bir bakın. Eğer bu üç olgu yoksa bilin ki siz sistem Belediyeleri sınırları içinde yaşamıyorsunuz.

AKP ve diğer sistem partileri 90 yılda belledikleri tek şey Türkiye kartpostalında yeşil renk bırakmamaya yemin etmişler. 65 yıllık ömrümde birçok şehirde bunun şahidiyim. Son zamanlarda bildikleri, sevdikleri tek yeşil ayakkabı kutularındaki dolar tonu olmaya başladı.

Şehirlerimizdeki yeşillerin üzerine beton dökmemeleri için, ağaçları kereste, kesildiği yeri rantçılara inşaat sahası görenlerin ( İstanbul’da Gezi, Diyarbakır’da Hevsel gibi) şehirleri yaşanmaz hale getirmemeleri; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının şehrinizi, kasabanızı yapı ve rezerv alanı ilan etmemesi; parasını basıp şehirlerinizi yaşanmaz hale getirmemesi için; köprü, tünel, gök delenler, AVM’ler yapmaması için oyunuzu bin kez düşünerek verin.

Hızlı, modern kalkınma aldatması ile otoriter rejimlerini pekiştirenlere yol vermeyin. Büyümenin, çağdaşlaşmanın, medeniyetin taş, asfalt, betonla değil iklim meselesi olduğu için oyunuzu düşünerek verin. Kirliliğe, yolsuzluğa karşı olduğunu söyleyen bizzat kendilerinin ne kadar kirlendiğini görerek oyunuzu verin. Saf, temiz halkı TV’lere hazineden aldıkları paralarla çıkartarak “lafa değil icraata bakın” oy avcılığını görerek oyunuzu kullanın.  

Yokluk, fakirlik, yoksulluk, kıtlık demokrasilerde, halkın katkı sunduğu özgürlükçü belediye ve yönetimlerde olmaz. Bütün olumsuzluklar yerel halk ile istişare etmeyen merkezi askeri veya sivil dikta yönetimlerinde olduğunu geçmişte ve günümüzde yaşadık. Siyasal ve sosyal katılım istemeyen, baskıcı merkezden yönetilen modellere değil; sizi yerelde sizler ile beraber yönetecek kendinizden olanlara oyunuzu verin.

Tek merkezden idare edilen despot sistem yerine; özgür, demokratik sisteme destek ve güç vermelisiniz. İnsan onuruna yakışan bir hayatı, çevreyi, şehri size vadeden; en azından yazımın başında yer verdiğim gibi kendi kültürünüzle özgün dilinizle, özgür şarkılarınızı her mekânda hür olmak için oylarınızı adresi belli BDP’ye vermelisiniz.

Toplumun gelecekte kaderini etkileyen; 90 yıldır her kesime hayatı zehir eden “Barış ve Demokrasi” konusunda kaderinizi değiştirmek için oyunuzu kendinize veriniz. Oyunuzu BDP’nin seçime girdiği yerlerde BDP’ye, HDP’nin seçime girdiği yerlerde HDP’ye verin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi