M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Niçin inadına HDP?

Niçin inadına HDP?

Başlıktaki sorunun Batı’da çok büyük anlamı, önemli ve bir karşılığı 7 Haziran öncesi yoktu. Ama bu gün yani 1 Kasım seçimlerine bir gün kala bu sorunun karşılığı hem Kürd hem de Türkiye coğrafyasında çok ama çok önemli karşılığı vardır. Nereden biliyorum? 10 gün bölgede kaldım. Sordum, soruşturdum, konuştum, araştırdım.

Kürdlerin de içinde yer aldığı yüzde 50’yi aşan oy ile seçilmiş Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın kendisine verilen desteği yanlış algılaması, yorumlaması ve seçimle iş başına gelmeyi “tek adamım”, “istediğimi yaparım” dikta uygulaması ile süreci çığırından çıkardı.

Eski partisi AKP’ye seçimlerde destek vermesi. Bırakın tek adamlığı, tek başına iktidar olamayınca yasal, anayasal hiçbir geçerliliği olmadan 5 ayda ülkeyi seçime götürmesi bile HDP için “inadına” sözcüğü hak ediyor. Ama biz yine de gerekçelerimizi sıralayalım.

Herne kadar Orhan Miroğlu gibileri AKP’nin bölgede zayıflamasını (şahsi ikbali için) tarihi bir felaket olarak yansıtsa da; Kürdler açısından Erdoğan’ın bakışını ortaya koyan niyeti “şapka düştü kel göründü” gerçeğinin bütün çıplaklığı ile 7 Haziran açığa çıkardı.

İyi de oldu. Kürdlerin zerre kadar da olsa AKP hükümetinden bekledikleri umut ışığı şehirlerde, Kürdlerin Başkenti Diyarbakır’da Sur içinde yaptıkları insanlık dışı uygulamalar ok gibi gelip kalplerine saplandı. Polisler şehre inmiş aç kurtlar gibi Kürd mahallelerinde yaşlı, genç, çocuk, kadın, erkek demeden keskin nişancılar ile alınlarından vururken teşvik eden AKP, emir veren AKP, tahrik eden AKP olduğu için halklar “inadına HDP” diyor.

Konuştuklarımın içinde vicdanını, imanını, insafını, makam, şöhret, mevki, rant ya da küçük, çok küçük bir “aferime” satanlara da rastladım. Hırsızların koruyuculuğuna, maaş adı altında soygundan nemalanan, para karşılığı kendilerini kullandıran, sefil, alçak rezil, zorbalar ile yol alanlara da rastladım. İnsanlar ölürken, akan kanın bahşişini toplayanları da gördüm.

Onlara göre her şey güllük gülistanlıktı. “Beyaz Toroslar” belki yoktu ama altlarına tahsis edilmiş “Ranger’ler” vardı. Abluka altına alınmış Kürd şehirlerinde sokak, küçe, ev baskınlarında çocukların öldürülmeleri, ağıtlarla toprağa verilmeleri umurlarında değildi. Bir başka Kürd acı çekerken, onlar verilen paranın keyfini çıkarıyorlardı.

İşte bu gerçekleri değil gören bizzat yaşayan Kürdler zavallı, alçaklarla aynı safta yer almamak için bütün zulme rağmen “inadına HDP” diyorlar. Çünkü onlar Amed’de, Suruç’ta ve Ankara’da patlayan bombalar ile parçalanan gencecik erkek, kadın cesetlerini unutmadılar.

O acıları AKP tezleri üzerine kurgulayarak IŞİD (DAİŞ) yaptı amma “hedef hükümete darbe yapmak, seçimleri erteletmek, PKK eylemlerini meşrulaştırmak” diyerek AKP’yi mağdur, katledilenleri marjinal gösteren savcı fezlekeleri hazırlayan, gerçekleri saptırarak tüyler ürperten, oy için her şeyi mubah gören zihniyeti alt etmek için imanlı, vicdanlı, insaflı olan 1 Kasım’da tekrar “İnadına HDP”, “İnadına Barış” ve ”İnadına Demokrasi” diyecekler.

Seçime bir gün kala baskın yiyen (her ne kadar bir zamanlar AKP’nin suç ortakları olsalar da, rezil bir zorbalığa karşı görüş ve sorgulama hakkımız saklı tutarak ) televizyon binalarına polis zoru ile girerek karartanları bu halk artık tanıyor. Zorbalığa, diktaya, baskıya, tehdite, tek adamlığa, zulme karşı cesurca dur demek için “inadına HDP” deniliyor.

Yaptıkları hırsızlığa; 8 Haziran’dan beri işledikleri toplu katliamlara kucak açan zorba bir iktidarı; kanun, yasa, kural, ölçü, değer tanımayanları; ülkeyi mezhep ve çıkar üzerinden bölen zihniyeti açtıkları kan çukuruna itmek için “İnadına HDP, İnadına Barış” diyecekler.

Ülkenin varlıklarını çıkarlarına kullanarak soydukları için. İnsanlarını güvenlikçilerine verdikleri emirle alınlarından vurarak insafsızca öldürdükleri için. Önüne geleni gözaltına alıp, suçsuz günahsız, gerekçesiz demir parmaklıkların arkasına attıkları için. Direnenler hiç acımadan vicdansızca gaz, tazyikli su ile sindirerek bastırdıkları için. “İnadına HDP” diyorlar.

5 aydır tomalarıyla, polisleriyle, otomatik tüfekleriyle, bombalarıyla; kanunları hiçe sayan yargıçlarıyla toplumu susturmak, sindirmek, korkutmak için yaptıklarına karşılık, birey, insan “inadına HDP”, “İnadına Barış”, “İnadına Demokrasi” diyerek 1 Kasımda oy atacak.

“Zulmünüz felaketiniz, zorbalığınız, cinayetleriniz halkın dirilişi olacak” diyerek; size verilmeyecek oylar bu halkı kurtuluşu olacağı, hak ettiğiniz yere gönderileceğiniz için “inadına HDP”, “İnadına Barış”, “İnadına Demokrasi” diyerek sandık başlarına gidilecek.

7 Haziran sonuçlarını beğenmeyerek kendi kaderinizi belirlediniz. Bu halk artık susmayacak, sinmeyecek, korkmayacak. “Saray” ve “Sultan” arzularına hayır demek için sandık başına gidecek. Can çekişen hukuku yeniden diriltmek ve demokrasiyi inşa etmek için oy atacak. Sesi kesilmek istenen gazeteci yılmayacağı için “İnadına HDP” diyecek.

1 Kasıma 8 kala geçen Cumartesi açılan Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Gırnavas Mahallesi Ehmedê Beyhan’ı Kürdçe okulunu plakasız Ford Ranger, zırhlı araçlar ile etrafını saran polis marifetiyle yöneticileri tehdit ederek mühürledikleri için. Mardin’in Kerboran (Dargeçit) Belediyesinin bazı cadde ve sokaklara verdiği Kürdçe isimleri Kaymakamlığın hiçbir gerekçe göstermeden ret ettiği, yalan ve iftiralarla yönettikleri için “İnadına HDP.” 

TRT dâhil 12 TV kanalında 25 günde Erdoğan’a 138 saat (yani 24 saat üzerinden 5 gün 18 saat). AKP’ye 238 saat (yani 24 saat üzerinden 10 gün). CHP’ye 36 saat (yani 1 gün 12 saat). MHP’ye 21 saat (yani bir günden az). HDP’ye ise 6 saat yani bir günün 4 te biri zaman ayıran zihniyete bir daha keyfi iktidar olma fırsatı vermemek için. Kara tabloyu yok etmek, özgürlük, demokrasi, eşitlik, barış, huzur, birlikte yaşamak adına; bu sefer seçmen “âmâsız”, “fakatsız” sandık başına giderek oyunu “İnadına HDP” ye atacak.

1 Kasım yaklaştıkça egemenleri ve işbirlikçilerini korku, telaş, panik sardı. Ne yapsak, ne etsek de HDP’yi baraj altında bıraksak ya da 7 Haziran’dan daha az oy aldırsak diyorlar. Bölgenin sarıklı, sakallı, Melle, Seyda, hacı, hoca, şeyh ve de sofilerden fetva isteyen Saraylı kanaat önderlerinden cehennemden çıkış vizesi arıyor. MHP değil; AKP’de 5. Parti gündeme geldiği içi zorlandıkları belli. Ama ezilen, horlanan HDP’yi alt edemeyecekler.   

İnsan hakkına, mülkiyet hakkına, demokratik haklara, özgürlüklere set çekmek isteyen iktidarı, tek ve rakipsiz lideri Saraylıyı tahtından indirmek için yarın 1 Kasım ve son fırsat. Kürdler özgürlükleri adına, diğer halklar demokrasileri adına geleceğimize sahip çıkmak için 7 Haziranda yaptığınızın çıtasını yarın 1 Kasım’da yükselterek mesajınızı “edi besse” (artık yeter) diye verin. Bu yeteri gerçekleştirecek tek adres te HDP ve barışın anahtarı Demirtaş’tır.

O yüzden son kez çağrıda bulunuyorum. İnadına Demokrasi, İnadına Barış, İnadına Eşitlik, İnadına Adalet, İnadına İnsana ve Doğa’ya saygı için İnadına sandığa ve oyunuza sahip çıkın ve İnadına HDP’ye oy verin.

Hepinize hayırlı seçimler diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Latif Yıldız Arşivi