M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Kürdlerin Suriye sınavı

Kürdlerin Suriye sınavı

Suriye konusunda üzerine düşeni yapan Kürdleri tenzih ederek Rojava (Binxet) Kürdleri konusunda Kürd halkının bir bölümü üzerine düşeni yapmadıkları; özellikle orta direk ile varlıklı Kürdlerin üzerlerine düşeni yapmadıkları ileri sürülüyor.

Bu görüşü ileri sürenleri inancımıza göre davrandıklarına inanıyorum. Çünkü kutsal kitabımız “her zaman ve her yerde gerçekleri söylemekten çekinmeyin” der. Bir yazar bir Müslüman ve bir Kürd olarak bu gerçekleri dile getirmek boynumun borcudur.

İslam tek bir kişiyi bile haklı davasında yalnız bırakmayan kutsal bir dindir. (Lokman 28. ayet) O halde “din” adına Kürdleri katleden El Kaidecilere destek çıkan Hizbül (fitne) Kontracıları İslam’ın neresine koyacağız. Kandırılmış müritlere bunu nasıl anlatacağız?

Şehitlik mi diyorlar? Bakara suresi 54. ayette “ Allah yolunda” diyor. Suriye’de çeteler Müslüman sivil, Kürd çocuk, kadın, yaşlı erkekleri hangi İslam ve Allah adına katlediyorlar? Gerçekle ve İslam’la alakası olmayan; arzuları için kutsayan çeteler cinayet işliyorlar. Onlara destek verenler de cinayetlere ortak oluyorlar. Din tacirleri yoksul, cahil Kürdler üzerindeki etkilerini kırmalıyız. Değilse bu caniler Suriye ve diğer Kürd coğrafyalarında daha çok sivil çocuk, kadın, yaşlı katleder dururlar.    

Geçmişte Kürd halkına karşı işlenen faili meçhul (belli) cinayetlere, binlerce köy boşaltmalarına, milyonlarca sürgünlerde uluslar arası güçlerle işbirliği yapan varlıklı Kürdler ezilen Kürd’ü tek başlarına bıraktı. Korucu, kontracı oldular. En karanlık, vahşi, zalimane saldırılara karşı sessiz kaldılar. Yine de kışkırtmış olmayalım, Kürd halkını bölmeyelim diye duygularımızla hareket eden yazılar yazmadık.

Hep akılla, düşünceyle, strateji ve proje ile; “bir gün anlarlar” diyalogla hak arayın dedik. Kürd halkının özgürlük umudu yara almasın istedik. Ama artık o günler çok geride kaldı. Kürdler 4 parçadaki sorunları konusunda sessiz kalmayıp birlikte çok gür bir şekilde seslerini ve tepkilerini topyekun ortaya koymalarının zamanı geldi.

Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de hak, özgürlük ve eşitlik mücadelesinde bedel verilerek önemli bir merhale katledildi. Türkiye’de silah yerine “barış” süreç başlatıldı. Irak’ta federal bir yapı kazanıldı. Suriye’de özerk bir yönetimle siyasi bir aktör olmaya ramak kalmışken Rojava üzerinde son zamanlarda büyük oyunlar oynanıyor ve biz Kürdlerin çok az bir bölümü dışında hiçbir şey olmuyormuş gibi duyarsızlığımızı ve sessizliğimizi koruyoruz.

Hatta duyarsızlık ve sessizlik bir yana yüzlerce sivil, kadın, çocuk katledilirken siyaset yapıyoruz diye ortaya çıkan Kürd parti ve şahsiyetler Rojava Kürdleri yerine El Kaide, El Nursa gibi dış mihraklardan beslenen; ülkeleri Rus işgali altında inlerken Rojava Kürdleri ile savaşmak için gelen yabancı çetelerden yana görüş belirttiklerini hayretle ve ibretle izliyoruz.

 Müslüman Kürdleri domuz bağı ile katledenlerden, başkaları adına tetikçi geçmişleri, insanlıkla ilişkileri olmayan, katliama destek verenlerden farklı bir şey zaten beklemiyorduk. Ancak kazanılmış bunca hakkı görmeyen mütedeyyin Kürdleri anlamakta zorlanıyoruz. Kürd Partisi adına “Baas” zulmünü “PYD” devraldı iftirasını atanlar ya iddialarını ispatlamaya ya da iftira attıkları için özür dileyerek Rojava Kürdlerine destek vermek zorundadırlar.

Kürd halkının insani talepleri söz konusu olunca farklı cenahlara savrulmak bir yana düşmandan da korkunçlaşan zihniyetin bölge, yaygın ve sanal medyaya “din” adına yansıyan sapık iddia ve görüşlerini bir tek Kürdün kabullenmesi mümkün değildir.

Benim yaştakiler çok iyi bilir. Biz Rojava yani Suriye Kürdü nedir bilmezdik. Biz sanal bir sınır olarak çizilmiş, akrabalarımızın yarısının kaldığı Suriye Kürdistanı için Binxet ( sınır hattı altı), Türkiye tarafında kalanlar için de Serxet (sınır hattının üzerinde kalan) derdik.

Ve yıllarca anneler, babalar, evlatlar, akrabalar Binxet ve Serxet zulmünü yaşarken, basit bir kimlik bile verilmezken ( rahmetli halam, eşi ve çocukları Kamışlıda 70 yıl o zulmü yaşadı) tuzu kuru, işi, serveti yerinde Kürdlerin bugün Rojava’da meydana gelen mezalimi görmemezlikten gelmeleri hangi insaf, ahlak, insanlık veya hangi Kürdlük ile izah edecekler.

Dikkat edin Güney Kürdistan’da Ulusal Konferansın toplanacağı belli olduktan ve PYD Serekaniye’ye hakim olduktan sonra Türkiye “Defacto duruma sessiz kalmayacağız” dedi ve Rojava’ya saldırılar başladı. Camilerde “ Kürdlerin canı, malı, namusu helaldir” diye fetva verdiler. Sonra Özgür Suriye Ordusunun sözde komutanı Halep Askeri Konsey Başkanı Abdulcebbar (deccal diye okuyun) Akidi, Türkiye üzerinden aldığı mesaj, silah ve lojistik destekle “Tevhid Tugayına haber gönderdim. Kürdlerin kökünü kazıyacağım” dedi. Bir gün sonra 120 çocuk ve 330  kadın, erkek sivil Tel Aran, Tel Hasıl’da çeteler tarafından katledildi.

ÖSO Genel Kurmay Başkanı (çete başı) Selim İdris tehdit savururken Kürdler sessiz kalıyordu. Aleni saldırılar karşısında medya suskun. Dört parçada Kürd halkı topyekun ayağa kalkması gerekirken duyarlı Kürdler ( BDP, HDP, STÖ ve diaspora ) hariç ses veren yok.

Kürd halkının hakkını talep etmek bu mu? Bazı Kürdler sınav vermenin arifesindeler. Almanya’da Alman Parlamenterler tepki verirken; AB katliama sessiz kaldı. Rusya kerhen kınadı. Niçin? Cenevre toplantısında zayıf bir Kürd tarafı hedefliyorlar da onun için.

Bütün bunlar olurken kendisini din yerine koyan yobazlar ÖSO açıklamalarına karşı çıkacağına Rojava Kürdlerini eleştiriyorlar. Kürdler için ortaya çıkan altın fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeleri gerekirken; ortaya konan vurdumduymazlığı yorumlamaktan utanç duyuyorum. Ama onlar Rojava Kürdlerini eleştirmekte utanmıyorlar. Kürd olmak bu mu?

Tabii ki gelişi güzel insanları suçlamak gibi bir niyetim; ya da insanları kışkırtma gibi bir gayem olmadı, olamaz. Çünkü her zaman sulhun yanında şiddetin karşısında yer aldım. Ama Rojava’da yapılan katliamdan Kürdler de sorumludur. Elinize silah alıp dağa çıkın demiyorum; ama Kürd hakları konusunda ve yapılan zulme karşı dayanışmanızı ve tepkinizi büyütme konusunda hepinizin sorumluluğu var diyorum.

Bu konuda AKP’li, BDP’li, CHP’li ya da bilmem hangi partili, örgütlü Kürd olmak; dinli ya da dinsiz olmak fark etmez. Söz konusu olan Rojava’da çoluk, çocuk, kadın demeden işlenen sivil katliamdır. Kitlelerin milyonluk mitingleri, zengin Kürdlerin varlıkları ile Rojava halkını desteklemesi gibi insani yardıma TC izin vermese de ulaştırmak gibi bir göreviniz var.

Sizler Ramazan boyunca sofralarınızda on çeşitle iftar açarken onlar yiyecek kuru ekmek, içecek su bulamıyordu. Ramazan Bayramı için evlerinizde çeşit çeşit tatlılar, şeker ve çikolatalar ikram ederken Rojava Kürdleri ölmemek için sığınaklarında bayram kutladılar.

Çocuklar saldırılar karşısında çocukluklarını yaşamadan savaşla tanıştılar. Kan gövdeyi götürürken; İran Televizyonu Rojava’da 120 çocuk, 330 kadın ve erkek 450 sivil katledildi derken; rahatları kaçmasın diye sessizlik, duyarsızlık kefenine bürünmüş Kürdün varlığı katliama destek verenlerin ortağı olmaktan ne farkı var?

20. Yüzyılda Kürdler çok şey kaybetti. 21. Yüzyılda ele geçen fırsatı bazıların refah ve yaşam şovenizmi elden kaçmasın diye sessiz ve duyarsız kalmanın vebalını ödeyemezler. Güney Kürdistan Bölgesel Yönetiminin Rojava uyarısı ve sınırlarını açarak destek vermesi umut verdi. Kürdler topyekun silkelenmez ise 100 yıl öncesi Mahabat gibi doğmadan ölebilir.

Unutulmasın ki okuma yazması en az olanlar Kürdlerdir. Bunun bir iyi bir de kötü yanı var. İyi tarafı devlet okullarında asimile edilmeyen Kürd ana dilini koruyan bir nesil var. Kötü tarafı, inançlarına olan aşırı bağlılıkları nedeni ile okuma –yazması olmayan Kürdlerden bir bölümünün din tacirleri, cemaat ve tarikatların tuzağına düşmeleridir.

Düşmekle kalmayıp beyinleri yıkanarak son derece bağlı birer mürit olmalarıdır. Öyle ki en az kendisinden daha mümin Kürd ile savaşacak insanlar haline getirildiler. Cehalet diz boyu olmasaydı yöntem farklılığı yüzünden bir birleriyle öldüresiye savaşırlar mıydı?

Zerre kadar ileriyi görebilselerdi tam da en büyük fırsatın doğduğu şu günlerde bir birlerine düşman olacaklarına yek vücut olup Birleşmiş Milletler nezdinde tıpkı Filistinliler gibi statü ve devlet adayı ülke olmak için çaba gösterirlerdi. Zira Rojava Kürdleri başından beri ne rejimin, ne de muhalefetin yanında yer aldı. Onlar halkların özgürlüğü yanındalar.  

Zengin Kürdler bu gerçeği görerek variyetleriyle destek verebilirler. Zira günümüzde güç her zaman haklı, zayıf haksız sayılmaya mahkumdur. Bu yüzden Kürd halkının Kürd zengine ihtiyaç duyduğu bir süreçten geçtiğimizde bilinmelidir. Kürdler çuvaldızı kendilerine batırmalı demek istiyorum. Düğüne gider gibi dağa giden çocuklar ile, çocukları üzerinde titreyenler hayata biraz da gerçeklerin penceresinden bakmalarını istiyorum.

Suriye’de tarafsız kaldılar diye çeteler tarafından vahşice sivil Kürdler öldürülürken dünya seyrediyor. Onların umurunda olmayabilir, ya zengin ve orta direk Kürdün variyeti ile huzuru kaçmasın diye dünya ile birlikte Rojava’da olup bitenleri seyretmelerine ne demeli? Unutmayalım Binxet Kürdlerinin vatanı Suriye Kürdistanı yüz yıl serxetlerin sığınağı oldu.

Suriye kabul etsek de etmesek de fiili olarak etnik ve mezhepsel bölgesel kantonlaşma ve homojenleşmeye doğru gidiyor. Türkiye ve Dünya bunu kabul etmeli. Kürdler de son yüz yılda yakalanan bu fırsatı kullanmalı. Suriye Kürdlerinin uzattığı barış eline silahla karşılık veriliyor. AKP yönetiminde yer alan ve oy veren Kürdler Ramazan’da, Bayram’da kan akıtan El Kaide çetelerini görmeli; Viranşehir’de kurulan çadır kentin hedefini ve amacını anlamalı.    

Salih Müslimin dediği gibi Peşmerge ve Gerilla’nın yardıma gitmelerine gerek yok; yeterli, yürekli Kürd Rojava’da var. İnsani yardım gönderilsin, lojistik destek verilsin. Ve Rojava Kürdlerin ne istediğini önce Kürdler anlasın; zira Rojava’nın hakkından gelirlerse sıra diğer Kürdlere gelir bunu hiç unutmayın. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi