M. Latif Yıldız

M. Latif Yıldız

Kültürel Bölünme

Kültürel Bölünme

Cumhuriyet tarihi boyunca devletin değişmeyen kırmızı çizgileri var.  Kuruluş öncesi baş gösteren Ermeni tehciri, cumhuriyette mübadele ve azınlıkları  şeriat, tarikat ve cemaat olayları izledi. Derken Şeyh Sait İsyanı ile başlayan Dersim olayları ile süren etnik ve dini olaylar devlette kırmızıçizgiler çizdirdi. Sürece komünizm girince kırmızıçizgiyle birlikte derin devlet de devreye girdi. Ve 86 yıl inceltileceğine ya da tamamen ortadan kaldırılacağına giderek kalın çizgilere dönüştürüldü. Bununla kalınsa neyse, kırmızı çizgilere yeni eklemeler yapıldı. Bugün bunlara Türban, Kürt sorunu, PKK, Hizbullah, Susurluk, Ergenekon, Çeteler, K.Irak, Kıbrıs ve benzeri onlarcası eklendi.

 

86 yıllık sürçte bunları eğitim sistemi, medya, siyaset, sendika ve bazı sivil toplum örgütleri aracılığı ile bütün toplumu şartlandırdılar. Öyle ki zaman, zaman Menderes, Özal gibi bazı liderler bu yapıyı kırmak istedilerse de ya ipe gönderildiler; ya da Özal gibi ömrü vefa etmedi. Sorunlar da her geçen gün azalacağına kartopu gibi yuvarlandıkça büyüdü.

 

Günümüzde çizgiler öyle bir hal aldı ki Cumhurbaşkanlarını bile sorgular hale geldi. 86 yıldır ülkede kan dökülmesine yol açan, son 25 yıldır düşük yoğunluklu savaşa haline dönüşen, 40 bin cana mal olan, 400 milyar doları yutan kanlı kavgaya son verilmesi için Cumhurbaşkanı Gül, çözüm için “fırsat” sözcükleri kullandı diye bürokratik devlette rahatsızlık yarattı.

 

Eşinin türbanı yüzünden zaten bu çevreler rahatsız olanlar Gül"ü o makama getirmemek için 367 garabeti dahil yapmadıkları manevra kalmadı. Başarılı olamadılar ve AKP %47 ile yeniden iktidar olunca Gül yüksek rakımlı köşke çıktı. Malum çevreler halkın tercihini kabul etmek bir yana;  köşke ambargo koydular.

 

Ve Gül,  Ermeniler ile ilişkileri iyileştirme, Kürt meselesinde demokratik açılım çabası içine girişince arı kovanına çomak sokmuş olacak ki Gül"ün Çankaya"ya çıkmasını önleyemeyenler Sincan mahkemesiyle indirme çabaları içine giriştiler. Çünkü Gül, Ermeni açılımından sonra, Kürt hamlesiyle kırmızı çizgileri aşmıştı. Başarılı olurlar, olmazlar bunu zaman gösterecek.

 

Tam, bu sefer olsun güzel şeyler olsun, ülkeye barış gelsin diye ümitlenirken Gül ve mahkeme olayına rahmet okutacak bir atak CHP lideri Baykal"dan geldi. Baykal Fikret Bila"ya verdiği demeçte Cumhurbaşkanı"nın açılımını kast ederek “Bu bir tuzak. Tertip, tuzak kokuyor. Anlaşılıyor ki, bunlar Türkiye"yi ayrıştırıcı bazı adımlar atacaklar. Uzun vadede Türkiye"yi ayrıştıracak, kültürel olarak bölecek hiçbir adımın içinde olmaz. Toplumu ayrıştırıcı öneriler konusunda herkesi dikkatli olmaya çağırıyorum.” (...) “Türkiye"de bunca can kaybına, gerginliğe rağmen toplum büyük bir sağduyuyla ayrışmamayı başarmıştır. Şimdi birtakım adımlarla ayrıştırıcı bir süreç başlatılmak isteniyor. Bu, ileride Türkiye"nin kültürel olarak da ayrışması demektir. Uzun vadede Türkiye"yi bölecek, ayrı bir kamusal ve siyasal alan yaratacak önlemler paketi çözüm diye Türkiye"ye kabul ettirilmeye çalışılıyor.”

 

Baykal"ın yaptığı çağrı ulusalcı, laik ideolojik çevreleri harekete geçirmek istiyor. Dün “Kürtlerin kültürel hakları verilmelidir” talebini bol keseden ileri süren CHP şimdi iş ciddiye binmeye başlayınca  “Devletiyle, milletiyle bölünmez bütün.” Söylemine Baykal bir yenisini ekledi: Kültürel bölünme korkusu. Bu söylem olsa, olsa Nazi Almanyası ya da Mussoloni"nin Faşist İtalyan söylemlerini çağrıştırıyor.  Bu kafa olsa, olsa milli kültür adına CHP"nin tek parti dönemindeki ırkçı popüler kültür anlayışını yansıtmaktadır.

 

Hani çok kültürlü zengin bir mozaiktik. Bu iletişim çağında artık ne kadar dil o kadar kültür demektir. Türk ve Kürt halkı bin yıl birlikte yaşıyor olsa da bu Kürt kültürünün yok olduğu anlamına gelebilir mi? O zaman 30 yıldır yaşanan neyin nesidir?  Cumhuriyetle başlayan vahşi asimilasyona rağmen Kürt kültürünü yok edemeyen Baykal ve partisi CHP neyin peşinde?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M. Latif Yıldız Arşivi