İrfan Sarı

İrfan Sarı

Yüksekova Haber

Yüksekova Haber

Yüksekova Haber Gazetesi, bir düşüncenin eyleme dönüşme hamlesidir. Şimdilerde hayatımızda moda olan proje söyleminin o zamanki hali böyle tanımlanabilir.
 
Ben gazetenin ilk sayısında “ilk mesele” diye bir makale yazmıştım.
 
PKK ateşkes sürecindeydi.
 
TSK durmadan operasyonlar düzenliyor ve karakolları güçlendiriyordu.
 
Ölüm sözcüğü artık ağırlığından da ağırdı.

 
Sesiz ve soluksuz süren bu süreçte durmadan gerilla ve asker ölümleri duyuluyordu. Acının adresi yine yürekler ve ateşin düştüğü yer oluyordu.
 
Eğitim öğretim plansızdı. İnşaat mühendisi olmak isteyen sınavdan sonra kendini bir anda gıda mühendisi görüyor tıbbıyer olmak isteyen iktisatçı oluyordu.
 
20 yaşında gençler istese istemese gidip silah altına giriyordu çünkü çoğu işsiz güçsüzdü.
 
Devlet durmadan Kürtleri koruculaştırıyor ve sistem bölgede yaşayan halka durmadan entrika dolu politikalarla paket paket geliyordu. Siyasi partiler seçimden seçime uğradığı Kürt illerinde aynı tas aynı hamam yürüyordu.
 
İşi o kadar abartmışlardı ki artık oğlu/kızı dağa çıkan Kürtlere senin çocuğun terörist diyor ve bunu kendisinin de söylemesini istiyorlardı. Hala söylenmekte olan “PKK ayrı Kürt kardeşlerimiz ayrı” söyleminin üzerine kuluçkaya yatıyordu sistem ve sistemin işleticileri.
 
90 lı yılların ağır savaş koşullarından yorulan halkın fişlenmesi son hızla sürüyordu. Ceza evleri yine Kürtlerle doluydu.
 
Memleketin fabrikası, okulu, hastanesi yoktu ama karakolları son hızla yapılıyordu. Yollarda seyahat etmek neredeyse işkence tezgahından geçmekle eş değerdi. Her adım başı bir arama noktası vardı devletin verdiği nüfus cüzdan suretleri zırt-pırt isteniyordu.
 
Köyleri boşaltılan Kürt köylülerinin şehirlerdeki muhacirlikleri drama dönüşüyordu.

Kocaman köyleri andıran şehirlerde yoksulluğun ve yaşama mücadelesinin yarattığı dramın önünde insanlığın onuru çiğneniyordu.
 
Uzun ve sert geçen kış ayları yetmezmiş gibi bölgedeki olağan üstü uygulamalar illallah ettiriyordu. Kar metrelerce yüksekliğe çıkıyor ve neredeyse altı ay esir alıyordu şehirleri. Yollar kapanıyor hastalar kızak sırtından köylerden hastanelere taşınırken bazen hayatlar kararıyordu bazen burukta olsa bir sevince dönüşüyordu bebeklerin doğuşu.
 
Bahar aylarında umut edilen kazanç için vakit çok dardı.
 
Dağlar yeşile, çiçeğe duranda ormanlar bir güvenlik bahanesiyle yakılıyordu.

 
Şehirler günlerce barut ateşi ve kokusu altındayken çocuklar gençler yaralanıp hastanelere gidemiyordu. Bir zamanlar annelerin oğullarının/kızlarının cenazesine sahip çıkamaması gibi.
 
Usul usul kanarken yürekleri, analar ve kayıp yakınları evlatlarına kavuşmak için sebatla tabiri yerindeyse iğneyle kuyu kazıyorlardı.
 
Tetikçiler, bombacılar, iyi çocuklar, yeşiller bölgeyi korku pazarına dönüştürürken bu proje yani Yüksekova Haber göreve başlıyordu.

 
Yokluk, yoksulluk, savaş, ölümler, yaralanmalar, faili meçhuller, tanklar, uçaklar, işsizlik, okulsuzluk karşısında duyarlı bir projeydi.
 
Sefaletin, göçün hikayesine hassastı.
 
Demokrasi savunucusuydu. Yasakların karşısında ve korkunun karşısında korkusuzca durabilen bir proje oldu.
 
Halkın öyküsüydü. Halktan besleniyordu. Ana yurdu halkın dili, kültürü yaşam biçiminin olduğu yerdi.
 
Tehdit edildi yürüdü. Dövüldü durmadı. Dava edildi inancından kopmadı.
 
O düşüncenin önünde barikat değildi, düşüncenin içinde güzel günlere gönüllüydü.
 
Çatışmaların arasında kaldı.

Biber gazından gözleri yaşardı, burnu aktı ama bir an bile ödün vermedi…

Dikti, hatta dimdikti. Çünkü o halktı.
 
Boyun eğmedi.
 
Doğruya doğru, yanlışa yanlış dedi.
 
Doğayı ve yaşamı santim santim deklanşörün görüş mesafesine aldı.
 
Sevinci yazdı, aşkı yazdı, gurbeti yazdı…
 
Kilometrelerce uzaklara kadar duyurdu halkın gür sesini.
 
Çünkü halkına sözü vardı. Sözünü tuttu, tutmaya devam edecek.
 
Yaşlandıkça da tecrübe edinecek.
 
Yüksekova Haber hamlesi düşünülerek yapılmıştı.

Halk var oldukça da o da o hamlesinin doğruluğunda emin adımlarla yürüyecektir.
 
12 yıl önceydi günlerden 5 Mayıs. İlk nefesini aldı sizlerle, yürümeye devam ediyor edecektir de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum
İrfan Sarı Arşivi