Özgür Amed

Özgür Amed

Yazıklar olsun sana Messi...

Yazıklar olsun sana Messi...

Çukur medyanın gerçekten ne halde olduğunu merak edenler için ibretlik bir haber paylaşayım. Akit gazetesinden Murat Ballı’nın haber başlığı: "Gülen medyası Messi’ye niye hayran"

Haberi okurken beyin devrelerinizin hafiften eridiğini hissederseniz korkmayın. Kendinizi akışkan bünyenin yok oluşuna bırakın. Ruhunuzu ince bir kahkaha alırsa, mideniz hafiften yanmaya başlarsa yine çekinmeden okuyun. Ufuk açan analizlere ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde bize tam da lazım olan bir haber…

Haber içeriği de şöyle döşenmiş: 

"Gülen örgütü her defasında olduğu gibi yine Yahudi hayranlığı yapmaya devam ediyor. Gülen medyası geçenlerde oynana Barcelona-Real Madrid maçında sanki sadece Ronaldo ve Messi tek başlarına oynuyorlarmış gibi "Messi'den Ronaldo'ya unutulmaz ders" başlığı ile haber servis etti. Oysa oynanan maç ortada. Barcelona ise almış olduğu iki penaltı ile Real Madrid'i zar zor yenmişti. Aslında dikkat çekilen en önemli konulardan biri Ronaldo'nun Yahudi karşıtı bir duruşa sahip ve bilindiği kadarıyla da Filistin'e yardım eden bir futbolcu olması. Messi ise, Ronaldo'nun tam aksine, Yahudilere yardım eden ve tıpkı Fethullah örgütü gibi İsrail sempatizanı bir kişi. Gülen medyası, Yahudi hayranlığını, bu kadar rezilce yapmaya başladı. Ama artık vatandaşlar bunları yemiyor. İşte kara propaganda apaçık ortaya çıkıyor."

***

Uşak'taki Newroz kutlamalarına katıldığı gerekçesiyle gözaltına pek çok kişi, yoğunluklu öğrenci alınmış. Polis gözaltına aldığı öğrencilere, "Kürt müsün, PKK'li misin?" sorusunu yöneltmiş.

Burada ikili bir durum söz konusu. Biri polisin yanlışlıkla ileri görüşlülüğü diğeri de demokratlığı(!). Newroz’da değil de üzerinden biraz zaman geçtikten sonra operasyon yapması, Newroz’da çekilen fotoğrafların sosyal ağlarda dolaşıma girmesi, arkadaşların yeterince paylaşması ve doya doya Newroz izlenimi edinmesini beklemekle ilgili olabilir! Hatta kesin öyledir… Diğeri ise "Kürt müsün, PKK'li misin?" gibi felsefik bir sorunun sorulmuş olması. Bu soru şundan ötürü önemlidir:

Albert Camus’a 1957’de Nobel Ödülü getiren meşhur Sisifos Söyleni eserinin ilk bölümünün ilk başlığı olan "Uyumsuz ve İntihar"ın girişi tam da bu meseleye atıftır. "…Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir. Gerisi, dünyanın üç boyutlu olup olmadığı, düşüncenin dokuz mu yoksa on iki ulamı mı bulunduğu, sonra gelir. Oyundur bunlar, önce yanıt vermek gerekir"…

Polis kendi cephesinden ciddiyet ile farkında olmadan "saçma" bir soru sormuştur ve sorusu yanıt beklemektedir. 

***

Haber şöyle: "Gevaş'ta AKP'nin belediyeyi 7 oy farkla kazanmasına ilişkin Facebook'ta 'AKP oylarımızı çaldı’ diye yazan esnaf Bedirhan Elmas, AKP'lilerin saldırısı sonucu yaralandı. Elmas, iş yerine gelen AKP'li grubun sopalı saldırısı sonucu ağır yaralandı. Kaburgaları kırılan Elmas, ambulansla Van Bölge ve Eğitim Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı."

Erciş Eşbaşkanı Sn. Diba Keskin’in deyimi ile "zekat" olarak giden yerlerden biri Gevaş. Bildiğiniz üzere seçim dönemi boyunca da her AKP Van çalışmasında silah patladı. Şimdi görüyoruz ki olay sanal aleme taşmış. Facebook üzerinden örgütlenip adam vuruyorlar. Eve gidip bilgisayarın fişlerini çekmeler ya da seçim bittiği için insanlara sıkamadıkları kurşunları evlere gidip bilgisayarlara sıkacaklar gibi.

***

AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Habertürk ekranlarında konuşuyor. 17 Aralık ile başlayan yolsuzluk rezillikleri ile uzay üstü ve felsefe dünyasını da zora sokan açıklamalarda bulunuyor. Yanlış değilsem Aristo’da açıklamaları dinlerken intihara kalkışmış ve son anda önlenebilmiş. Metin efendi şöyle buyurmuş: "Allah insana günah işleme özgürlüğü vermiştir. 17 Aralık operasyonu günah işleme özgürlüğüne müdahaledir. Bu işin felsefi boyutu hiç tartışılmadı. Diyanete önemli görevler düşüyor…"

Madem AKP yakasında işler bu kadar aptalca yürüyor ben de saçmalama özgürlüğü hakkımı kullanarak Mark Twain’ın ifade ettiği "Sen 33.dereceden bir gerizekalısın bayım” sözünü hatırlatmak isterim. Hatta felsefik boyutuna diyanet el atmasa da olur! Hazır saçmalamaktan bahsetmişken Star Tv’nin AKP yıkama-yağlama yüzlerinden olan Ertem Şener’in şu yorumu beni bitirdi: 
"İslam’ın ilk dönemlerinde en sıkıntılı günlerde işkenceyi gören, çile çeken Hz.BİLAL değil miydi? Sabrın sonunda ilk ezanı okuma şerefine erişen"

Paraları sıfırlayamayan ve anlama özürlülüğü ülkece tescillenen Alo Babacığım hattı mimarı Bilal’ın bir tek Bilal-i Habeş üzerinden aklanmadığı kalmıştı. O da oldu… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum
Özgür Amed Arşivi