İbrahim Genç

İbrahim Genç

Van’da güzel bir Türkiye

Van’da güzel bir Türkiye

Ülkemizde her ne kadar siyasal-toplumsal bazı sorunlar yaşansa da halkların ruhuna işleyen bir kardeşlik var. Öyle ki fikirsel ayrılılıklara rağmen herhangi bir toplumsal afet yaşandığında hemen herkes seferber olur. Bu anda kimse afete uğrayanların milletini sormaz, gözyaşlarının rengine bakmaz. Çünkü bu; öncelikle insan olmanın ve ahlaklı olmanın gereğidir. Bu, bir kültürün yansımasıdır. Bu, Türkiye olmanın gereğidir.

İşte bugün Van’da… Binaların beşik gibi sallanıp da başta Erciş ve Van merkez olmak üzere birçok yerin harap olduğu bugünlerde… Tokat’tan Van’a üniversite okumaya gelen Ali’nin ya da İzmir’den Van’a yeni atanmış Tuğba öğretmenin betonlar altında kaldığı bir yerde… Bir çocuğun “Annemi kurtarın!” diye çığlıklar attığı ve de bir babanın “Fatoş, kızım!” diye ağladığı bir anda…

Ruhunda şeytanlar dolaşmayan ve yüreğinde insanlık bitmemiş hangi insan acılar içindeki bir halkın milletini önemser? Millet olabilmek, acıda ve mutlulukta aynı duyguları yaşamaksa kim ülkemizin birliğe ihtiyaç duyduğu bir zamanda zehirli bir dil kullanır?

Ne yazık ki ülkesini sözde sevdiğini iddia eden ve milliyetçi olduğunu belirten bazı kesimler Türkiye’yi böyle yapmak suretiyle bölmekten pek keyif alıyorlar. Bazı sosyal paylaşım sitelerine bakın, o anda insan insanlığından utanıyor. Van yerle bir olup da insanlar büyük bir acıyla kıvranırken Van’dakilerin milletini sorup insanın ağrına giden yorumlar yazıyorlar. Bunlar, Van halkının yaşadığı depreme o kadar sevinmişler ki beddualarına ve sevinçlerine her cümlelerinde “Allah” sözcüğünü de katarak hayvanlıklarına Allah’ı da ortak ediyorlar.

Yine bunlar ağızlarında “Bunlar vergi vermiyor, elektrikleri kaçak” gibi sözleri de sakız yapmışlar. Koskoca Kürt coğrafyasını hane hane dolaştın mı? Türkiye’nin bölgesel ekonomi tarihi üzerine ne okudun? Hanelerde kullanılan elektrik ile sanayide kullanılan elektrik istatistiğinden haberin var mı? Bol keseden atıp da bir halkı aşağılamak bu kadar kolay mı? Bunlar araştırmıyorlar, sadece inanmak istedikleri şeylere inanıyorlar. Fakat bilseler böyle yapmazlar, biliyorum böyle yapanları. Şahsen tanıdım da! Çoğu siyasal konularda cahil... Belki de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle bunlar “densiz ve soysuz”durlar.

Oysa bu ırkçı-kindar kesim, inancımızın ve kültürümüzün “Yaratılanı Yaratandan dolayı sevme” felsefesini bir bilseler çok utanacaklardır. Tabi bunun için öncelikle bizi hayvandan ayıran düşünebilme yeteneğine sahip olmak gerekir. Bunlar, bir ihtimal düşünür ve anlarlar diye Kur’an-ı Kerim’den bir ayete yer vermek istiyorum:  “Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutan ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır (5/8).”

Tabi bunlara rağmen bugün Van, birlikteliğimizin kalesi olmuş. Ülkemizin her köşesinden herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Hiç tanımadıkları insanların acılarına ortak olan Egeliler, Karadenizliler ve diğer tüm halklar Van’a bir şeyler ulaştırmak telaşında… Ülkemizin siyasetçileri birbirilerini yerden yere vurmak yerine bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Ülkemizin her ilinden kurtarma ekipleri Van’a gelmiş, beton parçalarını tırnaklarıyla kazıyorlar.

Hükümet bazı konularda eksiklikler yaşansa da her talebe kulak veriyor, yaşananları önemsiyor. CHP, halkın ihtiyaç duyduğu şeyleri basın yoluyla Hükümet’e bildiriyor. MHP, elinden geleni yapacaklarını söylüyor. BDP, tüm belediyeleriyle Van’a ulaşmış çalışıyor. Halkın içindeler… İşte bütün bunlar, Van’da güzel bir Türkiye’nin fotoğrafıdır. Özlenen bir Türkiye’nin…

Yerkürenin bizi apansız sallayıp da silkelediği bugünlerde yaratılan bu birlik fotoğrafında daha çok güzellikler görmeye hakkımız var. Bize işaret olsun Van’daki bu yıkım. Haydi, elleri silah tutanlar… Karşılıklı olarak ellerinizi tetikten çekin! Bu en hayırlı şey olacaktır ülkemiz için. İnatlaşmayın, illa birinin diz çökmesine gerek yok. Bırakın bu gurur meselesini… Çünkü ölüyoruz toplum olarak…

Az da olsalar, ortada iflah olmaz ırkçılar dolaşırken ben çok mu iyimserim acaba? Her ne kadar ben özlediğim Türkiye’nin hayalini kurarken ve bunun için birlikteliği yüceltirken aklıma Melih Cevdet Anday’ın “Yalan” adlı şiiri geliyor:

Ben güzel günlerin şairiyim
Saadetten alıyorum ilhamımı
Kızlara çeyizlerinden bahsediyorum
Mahpuslara affı umumiden…
Çocuklara müjdeler veriyorum
Babası cephede kalan çocuklara… 

Fakat güç oluyor bu işler
Güç oluyor yalan söylemek… 

Not: Üniversitede aynı bölümde okuduğumuz, aynı binayı ve sınıfı paylaştığımız, gülücüklerinin gözlerinde ışıl ışıl umutlar yarattığı Tuğba Özbek öğretmenin de Van depreminde yaşamını yitirdiği haberini alıyorum. Şüphesiz bu pek ağır geliyor yüreğimize. Mekanın cennet olsun Tuğba hoca!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum
İbrahim Genç Arşivi