Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

Türkiye'nin Kürt sorunu

Türkiye'nin Kürt sorunu

Türkiye'nin başta Kürt sorunu olmak üzere, çözümü kolay olmayan ağır sorunları bulunuyor. Başkan Mesud Barzani, Türkiye’deki Kürd sorunu hakkında, ‘’Bu mesele için hiçbir askeri çözüm yolu yoktur. Siyasi ve barışçıl bir çözümün yolu üretilmeli. Fakat nasıl? bu onlara kalmış birşey, ayrıntılara girmek istemiyorum. Türkiye’nin iki ayrı söylemi var, barış ve askeri... ABD’liler de askeri çözüm yolunu istemediklerini söyledi. Ancak maalesef Türk ordusu çoğu zaman ve şimdi de askeri çözüm yolunun başarılı olacağını düşünüyor. Fakat 20 yıldır bu yolu deniyorlar ve başarılı olmadılar. Askeri çözüm yolunun başarılı olmayacağının kanıtı da budur’’değerlendirmesinde bulundu. Zaten bu bağlamda 29. Mayıs 2006 tarihinde yine bu sutunda Federalizm başlıklı makalemde, Bugünkü Irak'ın uzun vadeli yaşamının mümkün olmayacağını. Geleçekte, bagımsız bir "Kürt Devletinin" kurulabileçeğini.  Fakat böyle bir durumda da, Kürt devleti ile husumet mi, yoksa uluslararası arenada iyi ilişkiler içinde  olmakmı Türkiye için daha hayırlıdır? Bu konunun, üzerinde hepimızin sağduyulu düşünmesi gerekirtiğinden bahsetmiştim. Çünkü sorunları siyasallaştırdığımız ölçüde çözüme yaklaşırız. Millî egemenliğin adresi olan yer, siyasî çözümün adresi olmalıdır.

Yukarda tarihini belırtiğim yazım yayınlandıktan sonra DYP genel başkanı Sayın Mehmet Ağar`da Türkiye'nin bulunduğu çoğrafyada hiç bir zaman neme lazımcı bir anlayış içinde kendisinin olamayacağını, reel hayat üzerinden siyaset yapmalısı gerektiğini, siyasi tavrıyla „Dağdan in ovada konuş“ cümlesiyle dile getirmeye çalışmıştı. Çünkü hepimizin bildiği ve kabul ettiği ğibi İdeolojik meseleler ideolojik temelde, siyasî meseleler siyasî zeminde tartışılır.  Bu bağlamda  Kürt siyasetci Abdullah Öcalanda şu hususlara dikkat çekmişti: "Ağar'ın son dönemdeki çıkışları oldukça önemlidir. Ağar'ın kullandığı kavramlar benim kullandığım kavramlara yakındır. Ağar, cinsiyet özgürlüğünden de bahsediyor. Bu önemlidir. Ağar'ın hayata geçirmeye çalıştığı model, AB'nin de hayata geçirdiği liberal demokrasidir. Ancak diğer bazı konularda bilgi eksikliği var. Ağar, Türkiye'nin ihtiyacı olan şeyi kavramıştır. Bir fırsat olarak değerlendirilebilir”.

Dolayısıyla bu bağlamda politik boyuta ilişkin olarak objektif bir analiz yaptığimizda bir genel af çıkartmak gerekiyor. Dağdakileri aşağı indirmek lazım. Ama, lider kadroyu af dışında tutarsanız, bu iş yürümez. Tarih Merhum Turğüt Özal´ın ve Benim  bu tahlilimi  haklı çıkarıyor. Bu bağlamda, günümüzde hükümetin kademeli bir genel af çıkartması gerekiyor.  Bu sayede Türkiye'de hızla yükselen Türk ve Kürt milliyetçiliğinin bir kardeş kavgasına yol açmasını önlemek mümkün olur. Kürt sorununun çözümü için CHP Genel Başkanı Deniz Baykal birkaç ay önce  „Almanya Modelinden“  bahsediyordu.

Şimdide ise eski Cumhurbaşkanı ve 1981 Cuntasının lideri Kenan Evren “derin devlete” karşı bağırarak haykırıyor ve  diyorki “Kaç senesi var bilmem ama Türkiye ileride eyalet sistemine geçeçek.” Onun bu konuda bildiği bilğiler ve devletin yaptığı ğizli ilmi çalışmalar var. Bunların yanında bazı Partilerin yaptırmış oldukları ilmi araştırmalar ve bilimsel raporlar var. Kenan Evren kesinen  boş konuşmuyor. Ayrıca Türk ve Kürt Halklarının daha fazla mağdur olmaması için Eyalet sistemine ğeçişi doğru buluyor. O da hepimiz ğibi biliyorki, Kürtler, AB'ne aday üyeliği kesinleşen Türkiye'de adı sıkca duyulan Kopenhag Kriterleri'nin öngördüğü bir azınlıktır. Dolayısıyla temel hakları, şartsız herkese tanımamız gerekir.

Diğer traftan DTP genel Başkanı Sayın Ahmet Türk´ünde belirtiği ğibi artık ''bir değişim var. Dolayısıyla merkezi yönetim anlayışı günümüz dünyasında önemini kaybeden bir anlayış.''   Bizlerin daha şimdiden bu değişikliğin nasıl bir eyalet sistemi olacağını, tartışmamızın yararlı olduğuna inanıyorum. Mustafa Kemal Atatürk döneminde Türkiye’nin Nüfusu takriben on bir milyon idi. Buğün ise aynı ülkenin nufusu seksen milyona yaklaşıyor. Onbir Milyonu bundan seksen dört yıl önce Ankara’dan idare edebilirdiniz. Ama Seksen Milyonluk bir Türkiye’yi Ankara’dan idare edebilmeniz çok zordur. Bu nedenle en kısa süre içerisinde Başkanlık sistemiyle idare edilen Federalizme geçilmesi Türkiye için kaçınılmazdır. Bu nedenle DYP Genel Başkanı Sayın Mehmet Ağar, kendisinin  üniter devletten yana olduğunu, ancak 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in 'Türkiye eyalet sistemi ile yönetilmeli' şeklindeki sözlerinin tartışılabileceğini söyledi. Türkiye AB üyeliği çerçevesinde yaptığı reformların 'Dış dayatmalar ile yapılıyor' görüntüsünün halkı rahatsız ettiğini belirten Ağar, reformların iç dinamiklerle yapılması gerektiğini dile getirdi.

PKK' meselesine gelince

İzninizle bu arada Başkan Mesud Barzani'nin cümlelerini yeniden hatırlayalım:  “PKK'yı desteklediğimiz doğru değil. Sayın Büyükanıt bölgedeki zorlukları iyi bilir. Askerî alanda PKK ile karşı karşıya gelmemizi beklememeli. Sorunları, yanlış anlamaları, çözmenin en iyi yolu diyalogdur. Dostluk elimizi uzatıyoruz. Karşılık veren olursa memnuniyet duyarız. İran ve Türkiye, Kürtlerin bağımsız devlete sahip olma hakkı bulunduğu fikrine alışmalıdır”diyor.

Bu cümlelere  yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evrenden cevap geleceğini hiç düşünememiştim. Kenan Evren Başkan Mesud Barzani'ye bir gazete vasıtasıyla yanıt verdi. Yanıtında “
Kerkük'te haklarımız var ama gidip de işgal etmemize karşıyım. Türkiye, Kerkük'e girerse bütün dünyayı karşısına alır. Kürtlere kardeş muamelesi yapmalıyız”dedi.

Sonuc olarak belirtebilirim ki:

Kürt sorunu politik olarak ele alınmalı ve politik olarak çözümlenmelidir. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın sorunu´nun çözümü için "federasyon tartışılmalı" dediği de bilinen bir gerçek. Evet Özal bunu Güneydoğu'da bir yerde söylemişti. Onun annesi Kürt'tü. Şimdi Kenan Evren söylüyor. Onun anneside Türk. Birilerinin söylemesi gerekiyordu.  Evrenin geldiği yaş ve yaptığı işler ona bu cesareti veriyor. İşte oda  çıkıp  dobura dobur herşeyi söyledi. Zira Federalizm, kimilerinin göstermeye çalıştığı gibi, ne öcü ne de bölücüdür. Böyle olsaydı, yeryüzünde mevcut olan ulusal devletlerin üçte bir kadarlık bir bölümü federal biçimli olmazdı.

Eski Cuntacı Kenan Everenin vurguladığı eyalet sisteminde Bölge Belediye  Başkanlıkları ve Bölge Valikleri gelmektedir. Böyle bir durumda Türkiye´de ta Cumhuriyetin kuruluşundan beri kabul edilen Coğrafi bölgeler üzerinde değerlendirlme yapılırsa yedi Bölge Belediye Başkanlığının ve Bölge Valiliğinin kurulması gerekir. Bunun yanında Istanbul’da nufus çok kalabalık olduğu için Anadolu ve Avrupa yakalarındada idare iki ayri Bölge Belediye Başkanı ve Bölge Valis tarafından yönetilebilir bir duruma getirilebilir. Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren bu eyalatlerin başkentlerini  şöyle sıralamaktadır; "Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon."doğrudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi