İrfan Sarı

İrfan Sarı

Tudiya ırmağın parıltısıydı

Tudiya ırmağın parıltısıydı

Evlerinin öte yamacından serin yeller gibi akan ırmağın kıyısına kaçar ve sol eliyle suyun dudağına dokunurdu Tudiya. Güzeldi. Pürüzsüz yüzünde kaşları ve kirpikleri gururla duruyordu. Pablo Picasso yaşasaydı ona ilham perisi olurdu.

Gözleri beyaz atlas üzerine alev mavisi gibi dalgalanıyordu.

Irmak kuzeyden akardı. Yamaca yaslana yaslana giderdi açığa doğru. Kuzey boyunca şehrin orta hizasına kadar söğüt eşliğinde inerdi. Tudiya"nın oturduğu yerden ta güneye doğru kayboluncaya dek uyumuş bir peri kızı gibi kıpırdamazdı.

Tudiya"nın sağ kolu yüzsüz bir şarapnel parçasına kapılmıştı.

Onun için sakınırdı insan içine çıkmaya canı her sıkıldığında ırmağın kıyısına gider sımsıcak gözyaşlarını akıtırdı serin sulara. Irmağın akışında ve yamacın kıvrımına doğal bir sandalye gibi düşen kayanın üzerine oturur oturmaz ağlardı. Ağlardı ve pembe parıltılı dudaklarından aşka isyan doğardı. Sonra ayaklarını suya daldırırdı. Çırpardı çocuklar gibi. Şenlenirdi.

Bu sevinci ırmakta parıldar gün gösterisine başlardı.

Sonra birden dururdu eğer kuşluk vaktiyse. Kulaklarını etrafa gezdirir o çığlık sesini bulmaya çalışırdı. Çünkü bu ses en çok kuşluk vakti dolaşırdı ırmağın üstünü ve vadinin yamaçlarını.

Hızlı ama diğer kuş ötüşlerinden daha belirgin biraz çatlak ve genizden gelen “çiit çiriit” sesi kulağına değdiğinde oturduğu yerden söğüt ormanına yönelir sesin sahibini arardı.

Kalbi atışını yükseltir memesi gömleğinin düğmelerini kopartırdı adeta. Aslında bu ötüş her başladığında saatlerce susmazdı. Kuş göğsünden kopan çığlıktan sonra vadiye diğer kuşlardan da sesler gelir seslerin armonisi oluşurdu.

Tudiya, yerinden kalkar kendi ekseninde dolanır, kuşların her yönden gelen seslerine sol eliyle selam verirdi. Üstündeki basma entarisi rüzgârın koynunda dalgalanırken o seslerin koynu da dolanırdı ve bu saatlerce sürerdi.

Seslerin dansı, yankıları dingin ırmağın üstünde yaşam tablosunun en muhteşemini yaratırdı.

Bu vadi bir kızıl kırlangıç ile ve anlatım üstü güzel Tudiya"nın doğayla çarpışan yakınlığına tanıklık yapıyordu.

Kalbim hızlanınca göğsümde
Çığlığınla gel ey kuşum
Gör ki tek kanatla uçulmuyor
Ötüşüne beni de al ey kuşum

Bahtımın tahtındaki kırık sandal
Irmağa aksim uzadığında bakakal
Şimdi kolumu uzatıyorum beni de al
Gözlerinin haşmetine sür beni ey kuşum

Bu çığlığın ve bu yalnız yüreğin alışkanlığı giderek bağlılığa ve tutkuya dönüşürken artık tüm vadinin sakinleri de bu ana kendilerini katıyor masal tamamlanıyordu.

Ancak bütün bağlılıklarına karşın gökyüzünde belirmeyen sadece ötüşlerini katan bu kuşların sahibini tanımak istiyordu Tudiya…

Seslerin onun gelişinden sonra bir tek “çiit çiriit” komutuyla oluşan senfonisi öncesi oturduğu sandalye kayasında bu kez karınca yuvasındaki hummalı çalışmayı izliyordu.

Karıncalar, toprağın ağzına açtıkları galeriden durmadan bir şeyler sürükleyerek ilerlemekte idiler. İki koldan süren bu çalışmanın gidenleri ve gelenleri programlı ve tertipli iş gücü örneğindeydiler. Ancak kendinden büyük yükleri taşıyan karıncalara daha dikkatle bakınıyordu ki o ilk ötüş gelmeye başladı.

Her zamanki görselliği ile yerinden kalkarak etrafında dönmeye başladı sol elini yükseğe kaldırdı selama durdu.

Fakat çok yalnızdı ve artık yaşamdan elini çekmek istiyordu. Son selamını verdikten sonra nehrin durgun ve serin sularına kendini bıraktı. Can tatlılığı ile tekrar yaşama tutunmaya çalıştı. Pişman olurcasına. Ancak sular durgundu ama derindi. Tek koluyla çırpındı. Elbiseleri su yuttukça ağırlaştı ve ırmak onu kıyıdan uzaklaştırıyordu o çırpındıkça.

Birden kızıl kırlangıç her zamankinden daha çatlak sesiyle o muhteşem çığlığını çoğalttı. Irmağın üstü kuşkanatlarının çırpanına döndü gökyüzünü kapadılar. Kızıl kırlangıç ırmakta çırpınan Tudiya"nın imdadına koştu çığlığıyla.

Irmak boyunda yüzen çocuklar kuş çığırışlarına koştular.

Tudiya, çocuklarında yardımıyla kıyıya ulaşırken ırmağın üstündeki gök parçası kuşların kanatlarıyla kapanmıştı. Kanat çırpacak bir karış bile kalmamıştı. Yalnızlığına koşan bu kalabalık karşısında çoğalan, zenginleşen Tudiya şaşkındı.

Doğa aşka yataklık yapmıştı.
Aşk yine sıra dışıydı ve galip gelmişti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
İrfan Sarı Arşivi