Özgür Amed

Özgür Amed

Terrrbıyesızzzzz

Terrrbıyesızzzzz

2 gün önce… Sabah kahvaltısı, evdeyiz.

Anam geleneksel hastane ziyaretlerinden birinden yeni gelmiş. Yorgunluğun da etkisi ile kanepeye uzanmış, dinleniyor…

Kahvaltıyı serdik. Kardeşim de uyandı. Daha elini yüzünü yıkamadan “Yaw dün akşam bir film izledim. Ne biçimdi öyle. Hiç bişi anlamadım! Zaten tam bitiremeden de başında uykuya daldım” diye dert yanınca izlediği filmi sordum. “Mulholland Drive” dedi. David Lynch’ın yönettiği bu film Türkçe’ye de Mulholland Çıkmazı diye çevrilmişti. Tabi kardeşimin sitemi anamın yüreğine dokunmuş, üzüntüye boğmuştu. Tüm anaç duyguları ile yardıma koşmalıydı…

Ortadoğu Sinemasının önemli takipçilerindendir anam. Sinema ile ilişkisi izlemekten ibaret. İran filmlerinin hemen hepsini bitirdi. Kardeşim bilgisayardan filmi açar. Türkçe altyazı da tek tek Kürtçe’ye çevirerek ona aktarır. Böyle izledi çoğu filmi.

Hızını alamayan kardeşim başladı filmi de anama anlatmaya. Böyle oldu, şöyle oldu derken anamda “he, hmm, wa” diye tepki veriyor. Sonra aldığı bilgiler ışığında filmi yorumlamaya başladı uzandığı kanepeden. “Ee ku Betî (Betty) û Diyana(Diana) yek kesin, wisa be Rita jî Betî ye. Di nava wan da tiştek heye” diye analize girişti.

Kardeşimin başında uyuyakaldığı ve annemin de hiç görmeden, üstelik filmi anlamamış birinin aktardıkları ile yorumladığı bu film, gel gör ki sinema tarihinin en karmaşık ve hala en anlaşılmamış filmlerin başında geliyor. Öyle ki filmin yönetmeni David heval filmin anlaşılması için 10 maddelik ipucu açıklamak zorunda kalmıştır. İşte sabah sabah bizim evde cereyan eden bu durum sahiden çok ilginç bir ana tekabül ediyordu. 

***

2 yıl önce bir bayram günü. Üç arkadaş ile akşam üstü görüştük.

Elde avuçta şeker yok. Evlerin kapılarında çılgın attığımız poşetli günlerimizi yâd ediyoruz…

Amed kuçelerinde bir çay içtikten sonra ortam kalabalığını da fırsat bilerek alternatif bir kaçış planı üzerinde az durduk…

Ne yapalım ne edelim derken bir film izlemenin iyi olacağı kararı çıktı ve biz de sinemaya gittik.

Dişe dokunur ne var diye bakınırken “Maymunlar Cehennemi: Başlangıç” filmine girdik.

İçeride bizle beraber 4-5 kişi var.

Biz en arkada oturduk bu 4-5 kişi de 3-4 sıra önümüzde. Beraber gelmişler. Perdeden yansıyan ışık üzerlerindeki bayramlık takım elbiselere değince gözümüz kamaşıyor. Çarşiya Şewitî Kollekşın’ın en parlak kumaşından giyinip yerlerini almışlar. Konuşmalarından anladığım kadarı ile onlarda bizim gibi hema êlesine gelmişler filme.

Film boyunca konuştular. Film zaten maymunlarla ilgili. Ve her bir sahnede bir tanesi diğerine dönüp “Fero oxlım, eynî saa benzî bu” diye yorum yapıp duruyor. Bir yerden sonra artık ip bende koptu ve ben arkadaşları izlemeye başladım. Onların diyalogları daha eğlenceli. Arada bir tanesi de mahalledeki diğer arkadaşlarla da anı anına sohbet ediyor telden. “Hee… filmdeyîx! Xalî seha? Yarın oynarıx…”

Filmin finaline doğru geliyoruz. Bir köprü üzerinde maymunlar ve insanlar savaşıyor. Maymunlar pert etmiş askerleri. Silahlarını ele geçirmişler, arabalarını vs. Kısaca insanlığı dezgeye getirmişler. Bir sahnede askerlerden biri maymunlara ateş açtı. Maymunların liderlerinden biri de devrilen araç üzerinde komut veriyor sağa sola. Açılan ateş sonrası kamera hızla bu maymuna çevriliyor. Maymun arkasını hızla ve büyük bir öfke ile çevirip arkadan ateş eden asker ile yüz yüze geliyor. Kamera yakın çekim yapıyor ve maymunun o öfkeli dönüşünde her şey var. Seyircinin de öfke ile askere bakabilmesi için bir anlık sessizlik oluyor…

O sessizliğin tam ortasında öndeki arkadaşlardan biri yerinden kımıldayarak maymunun gözünden askere bağırdı:  “Terrrbıyesızzzzz” …

***

Gördüğünüz üzere son kertede iktidar hastalığının bedende yarattığı çürüme ameliyata alınmak üzere. AKP-Cemaat iktidar kavgasının geldiği nokta şimdiye kadar ikili bir anlaşma ile her şeyi paylaşmaları sonrası bozulan planları çerçevesinde birbirine hamle ve deşifre ile devam ediyor. Tayyip’in taa 2004’te Gülen’i bitirme planına dair imzası olayı dershane boyutundan çıkardı.  Şimdi KCK’ye dair daha net bilgilere sahibiz. Tıro vıro olmuş hayat, Kürtlere zaten Mulholland çıkmazı gibi karmaşık. Kim ve ne bizim gözümüzü niye korkutabilir ki… Yargı, emniyet ve bin bir maymunlukla Mulholland Çıkmazına soktukları KCK davasının (ve daha pek çok süreç) ne kadar koftî olduğu alenen bir kez daha, daha büyük çapta gözler önünde. Yargının bilmeden, anlamadan ve görmeden sadece hayal ile yorumladığı KCK, Kürtlere de genel yaklaşımın özeti.

Hal böyle iken; Amed’in orta yerinde bir sinema salonunda yükselen sesin dediği gibi: Terrrbiyesızzsınız… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Özgür Amed Arşivi