Özgür Amed

Özgür Amed

Tek süt, Tek din, Tek quzzulqurt!

Tek süt, Tek din, Tek quzzulqurt!

İki gözü de görmeyen bir dostu bir gün Neyzen’e sormuş:

—Memleketin durumunu nasıl görüyorsun?

Neyzen cevap vermiş:

—Aynen senin gördüğün gibi...

Sahiden de öyle bir ülke. De bazen diyorsunuz keşke kör olmakla geçiştirilebilecek bir durum olsa. Sağır, duygusuz ve dalkavuklukta yüksek doktora yaparsanız belki biraz zevk alırsınız Receb’in ülkesinden. 4 Mayıs’ta Adana’da ki konuşmasında nirvanaya ulaştı nihayet.

-“Tek dil demedim” dedikten sonra ekledi “Tek din”…

En çokta din kisvesi altında geçinenler bir tarafa, kalbi pıttırcık-ıttırcık atan, derin yosun çekiminin etkisi altında, payına er-geç pişmanlık düşen liberalimsi tayfanın utanıp utanmadığını merak eyledim. Yetti mi şimdi? Führerimiz çok yaşa! Sloganını armağan ediyorum…

Tek din kalmıştı oda geldi. Demokrasi baldan tatlıdır ey ahali!

Kürtlerin kendi kendilerini yok ettiğine inanan, Kürtlerin artık devlete zülm ettiği iddiasında kadar gelen kafalar için muhteşem ilaç ve deyimdir bu son bomba.

Aleviler zaten sıkıntıdan ev yaktı, Ermeniler zaten zozan bahanesi ile yollara düştü ve aile içi sorunlardan çıkan kavgalardan katliama yol aldılar. Yazık, ayıp etmişler! Ediyorlar!

O halde hoşgörü modern katillere mi kaldı? Bakın son insanlık hatası bakan ne dedi geçen gün: “Vatan sevgimiz uğruna kan akıtırız”… 

Tırnağının kanamasına sabaha kadar zırlayacak beyimiz; kalktı tüm faşist larvalara yine yem attı. Şimdi tekrar gör eyleyin işçi linçleri, mevsimsel işçi dramlarını, hassas vatandaşların zırtomzotik tepkilerini ve öğrenci avlarını.

Aklıma gelmişken! Hadi diyelim tek din dedin. Ülkede yaşayan onlarca inancı tek seferde çiğnedin! Peki bu nasıl bir “tek dindir ki?” yalan söylemene de fırsat veriyor? Hangi ayet, süre, söylem, paraf? Neresidir sana bu yetkiyi veren Joe?

35 insanın katline açıkça “tebrik ederim” dedin, eyvallah! Açık sözlü ve yüzünün bir başka benzerinin olmadığını biliyoruz da, yalan kısmında ne zaman bu kadar ilerledin?

Ekmek billah,  musaf çarpsın bir gün o başını eğdiğin namazdan kalkmazsan şaşırmam!

Senin zalimliğinin tarifi çok. Ve hele kî 32. programında kendilerne “Anti-Kapitalist Müslümanlar” diyen gençlere Birand’ın yönelttiği “Erdoğan firavun mudur sizce?” sorusuna “eee şey, ıhh ühh..eee” diyerek geveleyip, bür türlü cevap veremedikleri sorunun cevabı gibi “Evet, bi xwedê Firavunsun”…

Açıkça teklif ediyorum: Kendini peygamber ilan ette, bizi de kendini de kurtar artık.

Derdin nedir başka? Ma söle ha…

(Yukarıda ki satırlar süt içilerek yazılmıştır...)

***

Adana’da bu gelişmeler olurken, batı yakasında da yeni gelişmeler olmuyor değildi. Hatta tam birbirine örtüşen, tamamlayıcı “müjdeli” haberler geçidi gibi.

Neymiş efendim?

Biber gazı, cop, tazyikli sudan sonra Türk polisi, elektro manyetik dalgalarla yüksek oranda acı ve yanma hissi uyandıran yeni bir silah kullanmaya hazırlanıyormuş…

Polisin kullanacağı bu yeni silah deri altındaki su kabarcıklarında kaynama yaparak kişilerde yanma hissi oluşturuyormuş.

Ben anlamıyorum gerçekten, madem teknolojinin nimetlerini bu kadar seviyor ve halkınızdan da bu kadar nefret ediyorsanız, evet nefret, ne diye bu kadar kendinizi yoruyorsunuz arkadaş?

Ve kimyasalı, metropolün ortasında da dağlara yaptığın gibi ver zehirli gazı…

Versene! Korkuyor musun?

Bir yürüyüşten ve yan yana gelecek 10 kişiye uydudan da müdahale etmeyi düşünen sen! Şüphesiz ki geri zekâlı ve hastalıklı bir devlet kafasısın.

Eylemler de duyuru da yap. “Arkadaşlar şöle sağ tarafa yanaşalım. Gaz uzağa gelmiyor. Evet, lütfen safları sıkıştıralım mikrodalga yanıcı maddemizi alıp eve gidelim. Siz bizim tam kalbimizdesiniz”…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Özgür Amed Arşivi