Demokrasi her kes için, her zaman ve her yerde hiç beklemediğimiz bir anda ekmek ve su kadar ihtiyaç doyabileceğimiz bir ihtiyaçtır. Onurlu yaşamanın teminatıdır, demokrasi.

Her kes demokrasiyi ve laikliği kendine göre yorumlamaya devam ediyor. Birileri ihtiyaç doydukları anda bu değerlere sahip çıkmakta, ama demokrasi ve laiklik başkaları lehine işlediği zaman feryat ederler. İstenen tek tip bir toplum ise, bunun adı demokrasi olamaz.

Oysa demokrasinin değer kazandığı ve etkin olduğu bir toplumda yaşamın anlamı olur. Cumhuriyet tarihi boyunca 26 tane siyasi partinin kapatılmış olması demokrasi açısından ürkütücü bir rakamdır.

Son 15 yılda ülkeyi çok güçlü bir şekilde yöneten ve birbirinin devamı olan REFAH ve AKP gibi iki tane siyasi partinin tutumları ve sonrasında yaşadıkları trajedi ibret vericidir.

HEP, DEP, HADEP ve DEHAP gibi Türk siyaset sahnesinde yer alan partilerin kapatılması için REFAH ve devamı olan Saadet Partisinin çabaları ve destekleri bilinmektedir. Ama hiçbir zaman başka partilere karşı anti demokratik uygulama kılıcının keskin ucunun kendilerine doğrultulacağının hesabını yapmadılar.

Ne kadar acıdır ki HEP, DEP, HADEP ve DEHAP gibi parti ve bu parti mensuplarının maruz kaldıkları tutum ve davranışların alasını REFAH PARTİSİ ve mensupları yaşadılar.

Aynı şekilde HEP, DEP, HADEP ve DEHAP"ın %10"luk seçim barajını aşmaması için varını yoğunu ortaya koyan Saadet, DSP ve MHP bu kaderi paylaştı ve barajın altında kaldılar.

Yine Refah Partisi"nin içinden çıkmış ve kısmen devamı sayılabilecek olan AKP"nin de parti kapatılmalarından zevk aldığı ve hatta desteklediği görülmüştür. Ama hiçbir zaman benzeri bir tutumla karşılaşabileceklerini hesaba katmamışlardı.

İşte bu yanlış hesabın neticesi olarak AKP bu gün hiç beklenilmeyen bir açıklamayla adeta şok yaşadı. AKP bundan önce başka partiler kapatılınca seyirci kalmasaydı, bu gün aynı kaderi paylaşmayacaktı.

Bu gün %47 oy oranıyla TBMM"inde büyük çoğunluğu elinde tutan ve tek başına hükümet durumundaki AKP"nin karşı karşıya kaldığı tutumu tasvip etmek mümkün değildir. Aynı şekilde fikirlerini toplumla paylaştıkları gerekçesiyle dokunulmazlıkları kaldırılma çabalarının da ülke barışına katkısı olamaz.

Nispeten Hükümetin, istikrar çabasını sürdürmeye çalıştığı bir zamanda iktidar partisinin temelli olarak kapatılması kaos ve belirsizlik ortamını beraberinde getirecektir. Bu çerçevede ve demokrasinin tesisi açısından düşünüldüğünde AKP"nin kapatılmasını savunmanın hiçbir haklı tarafı olamaz.

Ama insan ister istemez, ektiğinizi biçiyorsunuz şeklinde bir yorum yapmak zorunda kalıyor. Bu ülkede ne zaman fikir özgürlüğü tesis edilecek, yada partiler açısından düşünüldüğünde bu ülkede ne zaman her kes söylediği sözlerin sorumlusu olacak.

Parti mensubu da olsa doğru yada yanlış söylediği sözler kişiyi bağlar ve o kişi söylediklerinden sorumlu olmalıdır. Her bir parti mensubunun konuşması sonucu bir parti kapanacaksa bu ülkede huzursuzluk hiçbir zaman son bulmayacaktır.

Bu nedenle AKP iktidarı, mutlaka ki her kesin demokrasiye ihtiyacı olacağı düşüncesiyle, nasıl ki türban ve  sosyal güvenlik yasa tasarısı için mücadele başlatmış ise aynı şekilde eften püften parti kapatılmaması için gerekli yasal değişimleri yapmalıdır.

Bu gün Yargıtay ve Anayasa mahkemelerinin ülke gündemini bir anda meşgul ettikleri parti kapatma çabaları toplumun hiçbir kesimi tarafından destek bulmamalıdır. Destek bulması halinde ülkeyi karanlık günler bekliyor anlamındadır.