Özgür Amed

Özgür Amed

Prêzecî Metin'den Heval Zîzek'e..

Prêzecî Metin'den Heval Zîzek'e..

Mehmet Metiner, Erdoğan'ın ölümüne arkasında olduklarını anlatırken, "Biatsa biat, itaatsa itaat, ölümüne arkasında duruyoruz. Evet biz biatcıyız. Biz sadakatle ideallerimizin önderi olan kişinin izinden gitme noktasında evet biat özleriyiz" dedi.

Yeminle Tayyip, "Git kendini bir küçük merdivenden at" dese atmaz bu adam! Tayyip bir uyanıksa bu iki, Tayyip üç çıkarcı-menfaatçinin teki ise bu dört, Tayyip beş yalan dolan politika sahibi ise bu altı… Peki xêr ola bu mühim çıkışlar! Nedeni basit. Ortamın kızgın olduğu şu aşamada vekiller-bakanlar bir bir hem etrafından hem de gözünden düşüyor Erdoğan’ın. Metiner uyanığının bu "gözü kara" hamlesi olası bir uzak ihtimalde bakanlık kapma projesi olması bir yana, asıl derdi 2015 vekillik seçimleri. Şimdiden garantiye alıyor. Şu son zamanlarda böyle saçma sapan beyanatlar AKP’nin tırşıkçı tayfasında patlama yapacak. Hepsinin içindeki İdris Naim çıkacak. Biraz daha saçmalasa zeki olacak olan Metiner’in ünlü "Söz bana ait ama düşünce değil" tarzındaki bilimi de çaresiz bırakan qulopatîk felsefik demecine uygun daha pek çok mesele göreceğimiz verimli bir yıla giriyoruz. 

Hevalê Zizek! KCK savcılarından haberin var mı? 

"Ortalama bir savcı bir suçlunun ceza almasını sağlayabilir ama suçsuz birini kodese tıkmak için gerçekten yetenekli olmak gerekir."
Zizek’in bir röportajından aldım cümleyi. "İnce mavi çizgi" adlı meşhur belgeselden bir replik.

Gerçekten şu hayatta en yetenekli savcıları tanımışız demek. Hem de bir halk olarak. On binlerce insan sıfır ispat ve kanıt gösterilemeden içeride.

Tam bu konuda geçenlerde açıklanan bir araştırmaya değinmemde fayda olacak. Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) Hukuk Fakültesi tarafından İstanbul’daki Kartal, Bakırköy ve Çağlayan’daki İstanbul adliyelerinde 800 dosya üzerinde yapılan "Türkiye’de Tutuklama Uygulamaları ve Tutuklamada Savunmanın Rolü" araştırmasının sonuçlarına göre, savcıların yüzde 97’sinin herhangi bir gerekçe göstermeden tutuklama isteminde bulunduğu ortaya çıktı.

Batı yakasının araştırması yüzde 97, bizim tarafa geldiğinde ise yüzde 100. Hatta hızımızı alamayıp yüzde 200 diyelim. Maksat bilime de tam savaş açmış olalım. Suçsuz insanları hiçbir gerekçe göstermeden önce içeri tıkan sonra delil üretme peşine düşen bu savcıları ne kadar tebrik etsek azdır. Umarım şu iktidar-cemaat kavgasından bir gün onlara da gerekli ateş topu uğrar. Aynısına maruz kalırlar. Ki hiçbir saçmalığın ahı kalmıyor. Her hata, her kasti insan canı yakma işinin kaçarı yok! Gidip gelip seni buluyor. Bulmalı da…

AKP’nin destan yazan polisleri şimdi Fethullah’ın polisleri olmuş…

Olayların gidişatına ve tarihin düz olmayan çizgisine bak!
Aralık ayında medyaya yansıyan iki haberi vereyim. Birincisi şöyle: "17 Aralık Operasyonuyla alevlenen Gülen grubunun hükümet karşıtı tutumu sokaklara taşındı. Hafta başından beri vatandaşları Taksim'e çağırarak provoke etmeye çalışan Taksim Dayanışma Platformu ve Red Hack'ın çağrısını fırsat bilen Fethullahçılar halkı galeyana getirerek polisi taşladı, Taksim'i karıştırdı"…

Fethullahçılar Taksim’i karıştırdı diyor. Düne kadar çapulcu, faiz lobisi, dış güç şu bu derken şimdi gelip Fetocu oldular… Gördüğünüzü üzere bunlarda din iman yok.  İkinci haber ise, Erdoğan’ı karşılama töreninde. Erdoğan’ın Atatürk Havalimanı’ndaki konuşmasının ardından dağılan partililer ile polis arasında sözlü tartışmanın ardından arbede yaşandı. AKPliler "Fethullah'ın polisleri" diyerek polise saldırıyor.
İki haber de yoruma çok gerek bırakmıyor. 

Ezansız semtler meselesi…

MEB onaylı ilköğretim kitabından "Ezansız Semtler" başlıklı bir okuma parçasını aynen aktarıyorum. Tirim tirim titreyerek okuyun bakalım;

"Şişli, Kadıköy, Moda gibi cami sayısının az olduğu semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları, acaba inanç ve değerlerinden nasiplerini tam alabiliyorlar mı? O semtlerde maalesef minareler fazla görünmez, ezanlar işitilmez. Ramazan ve kandil günleri hissedilmez.

Çocuklar Müslümanlığın çocukluk rüyasını yeterince görmezler. İşte bu rüya çocukluk dediğimiz Müslümanlık rüyasıdır ki bizi bir arada tutuyor."
Topa çok sert girmiş ama konuyu "çocukluk-masumiyet-rüya" üzerinden kendince bağlamış. Ee hedef odaklı eğitim olunca yaşa göre nabza şerbet vermiş. Lakin adamlara helal olsun! Artık lamı cimi yok. Alenen ve aşağılama boyutunu da aşarak yapıyorlar. Osmanlı üstü bir ideal ile harıl harıl çalışıyorlar. Tek bir çocuğun aklına nifak sokulsa dahi kardır. Yani Moda’da oturmayan bir çocuğun orayı dinsiz imansız bellemesi yeter de artar! Nasılsa düşünce zamanla yeşerir, uygun kıvama gelir. 

Hassas sator eğitimi…

Batman’da Petrol Ortaokulu öğretmeni Mehmet Emin Gülmüş, gürültü yaptığı için uyardığı öğrencisinin 3 yakınının sınıfta satırlı saldırısına uğradı. Sağ eline 10 dikiş atılan Gülmüş, saldırganlardan şikayetçi oldu.

Hocaya satırla saldırmışlar. Aslında ortaya ilginç bir paradoksta çıkmış. Çocuğu için bu kadar hassas ve anı anına örgütlenip okula gelebilen bir aile; diğer taraftan da tekme tokadı iş bellemiş yine kendileri. Bu duygu yüklü davranışlarını çocuklarının güzel, iyi eğitimi için de harcasalar ya… Satırlar aşkına ma bu ne iştir şimdi!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Özgür Amed Arşivi