İrfan Sarı

İrfan Sarı

Oy hüzün baharları oy

Oy hüzün baharları oy

kalp demişim kaburgamın altındakine
oysa özlemden bileylenmiş bir ustura ucu

Taşlardan, topraktan ayrılıp gidince kar, altın tepsi içinde bir bahar müjdeliyor şu günlerde doğa ana. Güneş sarı tütün yaprağı gibi damarlarından verince ışınlarını kız hızmasını andırıyor.

Eriklerin çiçekleri patlayacak çok geçmeden. İğde nazlıdır naz ede ede açacaktır erik çiçeklerinden sonra.

Bütün şehirler çoktan giyindi çiçekli entarilerini ama anadan üryan ova kadifemsi yeşil maksisini daha yeni giyinecek. Çırılçıplak şafakları çiğ tutacak birkaç deme kadar.

Fikrinden rüzgar geçer dalların, süpürüp kışın yorgunluğunu ve yaprağın çatlayacak vakitleri için.

Nisandır, mevsim bahar. Börtü böcek salına salına çıkar toprağın tenine, karınca yürüyüş güzergahlarını belirliyordur.

Can yatağımda Sipel,

Sipel balköpüğü gözleriyle takıldı bahar akışının içine.

Aşkı kavganın dilinden öğrenmiştik, kavga mertti. Sırtımızdan vurulduk ama vurmadık kimseyi paslı hançerle.

Türküler gibi dilden dile dolaşan bir güzelliğin esmer yüzüydü Sipel.

Ne zaman mor dağından kar suları yol bulup aktıysa ovanın deresine güneşin sıcaklığı suyu yakıyordu. Güneşin sıcaklığı ve Sipelin bakışları sudan intikam alırcasına yakıyorlardı.

Bahar açar açmaz Sipel’in de bekleyişi başlıyordu bir daha kar yağana kadar. Çünkü sevdiği on beş yıl oldu bu suya kapılalı bir daha geri gelmedi. Ne gören ne duyan oldu. Sipel, sabırla hiç bıkmadan derenin gürleyen suyuna bakar bakar bakardı.

Bekledi ki rüzagar onun kokusunu getirsin ama olmadı… Bekledi hep bir gün çıkıp gelir diye, onun sevdiğini alıp götürünce faili meçhul cinayetleri gerçekleştirenler o henüz 17 yaşındaydı. Seviyordu. Yüreği ilkbahardı. Bütün dağ çiçekleri renga renk açıyordu onun kalbinin vadilerinde.

Dediler ki Sipel’in sevdiği bir ilkbahar günü elleri ve ayakları domuz bağıyla bağlandıktan sonra derenin homurdanan sularına bırakıldı yine dediler ki bu cinayete bir Tanrı şahitti birde cinayeti işleyenler.

O günden sonra 17 yaşında kimsesizleştirilmiş bir kızın donan bakışları kalmıştı. bir muamma gibi kapanmış içine sessizliği çözülememişti. Kimse dokunamadı ona çünkü içli içli ağlayan yürek paralayan bir derinlikle karşılaşıyorlardı.

Onunla birlikte bir anne bir baba bir aile bir şehir bekledi.

Uzun ve zorlu bir bekleyişti.

Mum gibi dikilip derenin kıyısına erir eriri erirdi akşam karanlığı çökmeye başlarken bitmiş bir mum dibi gibi kalkar evin yolunu tutardı.

Sırf bu yüzden bahar bütün şehirliye zemheriden daha beter bir haldi. Evet donmuyor üşümüyorlardı ama bir acının en zirvesinde dalgalanıp duruyordu cümle alem.

Hiç durmadan süren bekleyişin tükenmeyen sabrı yılları birbiri ardına dizdikçe diziyordu. Gecelerin rengini unuttu çünkü kendi karanlığını yaratmıştı. Aya çıkmadı hiç, yıldılara bakmadı, gece Samanyolu’nu da dolaşmadı tükenmeyen bir kapanışın içinde uzayan yılların mengenesinde kalmıştı.

Sipel, yalnız gecelerin ve yalnız gündüzlerin içinde kalabalık bir bekleyişi yaşıyordu.

O yıl kış uzun sürmüştü, nisan yağmurları yağmadı hiç. Mayısa varıldığında gök yırtıldı adeta, dere yine kabardı… yatağını yırtarcasına coşkuyla akan derenin suları bulandı. Sipel yine erken vakitte gelip durmuştu derenin kıyısına. O ve dere iki yaralı birbirlerine dert yandılar. Çok yıllardır zaten yapıyorlardı bunu.

Akşam olmuş eve dönemeyince Sipel, aile peşi sıra gitmişlerdi çünkü yılla vardır ki aynı saate çıkar evden aynı saate gelirdi. Bu gün çok geç olmuştu. Vardılar ki kimse yoktu derenin kıyısında ve gökten boşalırcasına bir yağmur vardı. Bütün şehir yıkıldı derenin kıyısına izine rastlanılmadı Sipel’in. Günlerce arandı ama nafile.

Çok geçmeden söylentiler dolandı şehri. Dediler ki gökyüzüne yükselirken görmüşler, kimi de kendini homurdayan suya bıraktığını söyledi… Ama kimse rastlamadı bir daha ona… Onlara…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İrfan Sarı Arşivi