Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

Öcalan'ın ateşkes çağrısı

Öcalan'ın ateşkes çağrısı

Geçenlerde Başkan Celal Talabani PKK'nın ateşkes ilan edebileceği yolunda bir açıklama yapmıştı. Aynı zaman süresi içerisinde Demokratik Toplum Partisi (DTP) ve ardından hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan kısa bir süre önce,, “gelin hep beraber Türkiye’de ve Ortadoğu’da silahı sonsuza dek sonuç alma yöntemi olmaktan çıkaralım. Silahları gömelim”  sözleriyle  örgüte ateşkes çağrısında bulunmuştu.

Öcalan`ın
yaptığı ateşkes çağrısından sonra PKK'nin yeni oluşumu KKK (Koma Komalen Kurdistan), 1 Ekim 2006 ’dan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan etti.. Bu da gösteriyorki Kim ne derse desin Abdullah Öcalan bir potansiyel... Bir güç. İster "katil", ister "cani" deyin, Öcalan  PKK nin odaklandığı tek isim..

Murat Karayılan, basına yaptığı acıklamada  “İmha amaçlı saldırı” yapılmadıkça ateşkese uyacaklarını söyledi. Karayılan, Ortadoğu'nun önemli bir dönemeçten geçtiğini ve birçok sorunla karşı karşıya bulunduğunu belirterek, bölge sorunlarını ağırlaştıran en temel sorunlardan birisinin Kürt sorunu olduğunu ileri sürdü. Kürt sorununu yaşayan ülkelerin, Kürtler üzerinde uyguladıkları baskı politikalarının “bölgedeki anti demokratik sistemin zeminini” güçlendirdiğini savunan Karayılan, “Kürt sorununun çözümü bu devletlerin demokratikleşmesinde katalizatör rolünü oynayabilecek durumdadır. Bu nedenle Kürt sorununun demokratik çözümü, bölge çapında demokratikleşme hamlesinin en güçlü atağı olacaktır” diye konuşmuştu.  Kanatimce eğer KKK sözünde durursa güvenlik güçleride durup dururken bundan sonra  operasyon yapmaz.

Başbakan Tayyip Erdoğan da PKK’nin ateşkes ilan etmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? Sorusuna
Ateşkes, devletlerarası bir kavram. Onun yerine silah bırakmaları lazım, mealinde bir açıklama yaptı. Tabii bakacağız. Ne derece sağlıklı, ne derece samimi göreceğiz, diye cevap verdi.

Bunun yanında şu hakikati bilelim:
Eski Başbakanlardan Süleyman DEMİREL       8 Aralık 1991 de diyordu ki: “...Bölgede Kürtçe konuşan vatandaşlarımız var, Irak’ta Kürtçe konuşanlar var. Irak’ta Kürtçe konuşanlara ilgi göstermedik, Halepçe oldu ilgilenmedik. Ama Bulgaristan’da Türkler sorunu çıktı; bir lokma ekmeğimiz varsa onlarla paylaşırız dedik... Güneydoğu ’da ki insanımız kardeşimizse, Kuzey Irak’ta onların kardeşleri de kardeşimiz olmalı. Kürt kimliği diyoruz. Artık buna karşı çıkmak mümkün değil. Türkiye Kürt realitesini tanımak zorunda. Sen Kürt değilsin diyemeyiz. Biz bu devleti beraber kurduk, hepimiz bu ülkenin sahibiyiz.”  Buda gösteriyorki
sorunlar oluşma nedenleri ortadan kaldırılarak  çözüme kavuşturulmalıdır.

Aslında ateşkes pazarlıkları için somut adımlar ne zaman atıldı? Tam belli olmasa da, ipuçları kanaatimce geçen yılı işaret ediyor, çünkü MİT Müsteşarı  İmralıda Abdullah Öcalan`ı ziyaret etti, neticede  Öcalan  muhatap alındı. Ardından MİT'ten yeni emekli bir müsteşar yardımcısının, Radikal Gazetesi'nde yayınlanan ve demokratik çözüm tavsiye eden yazılarıyla haberleşme sürdürüldü. "Türkiye, koordinatör ataması ile birlikte PKK yi muhatap alma noktasına gelmiştir. Esasen „Kürt sorunu vardır“ kavramı kullanıldığından itibaren  PKK dolaylı olarak da tanınmış oldu ve muhatap alındı
. Dolayısıyla Başkan Talabani’nin PKK’yi ateşkese ikna ettiklerini söyleyerek örgütü muhatap aldıklarını kabul etmesi, doğal olarak bir siyasi gelişme. Bu durumda,  Başkan Talabani'ye yönelik  medyadaki saldırılar neyin nesi oluyor?.. ben anlam veremiyorum."

Galali, Bugün Gazetesi Köşe Yazarı Çandar'a yaptığı açıklamada aynen şunları söylemişti: "Bizden bunu yapmamızı isteyenler şimdi ağızlarını açmıyorlar. Hatta daha Sayın Talabani'ye saldırıyorlar. Çıkıp, her şeyi ve herkesi isim isim açıklayacağım böyle devam ederse. Biz, bu işi kendi başımıza yapmadık. Türk yetkililerin isteği üzerine yaptık. Ben, işin içindeyim. Bütün bildiklerimi anlatacağım bu durumda. PKK, bugün toplanıyor, ateşkes kararını ilan edecek. İş, Türk yetkililerle kararlaştırıldığı gibi aynen ve adım adım ilerliyor. Bu durumda, Talabani'ye yönelik saldırılar neyin nesi oluyor? ... Bütün bunlar adım adım önceden tasarlandı. Her şey önceden kararlaştırılan takvime doğru ilerliyor. Biz, Türk yetkililerin bizden istediklerini yaptık. Bu işe kendi başımıza girmedik. Dolayısıyla, bizden bunu isteyenlerin, tüm aşamalarından haberdar olanların ne susmaya ne Talabani'ye bu saldırıları yöneltmeye hakları var."

Öcalan ise yazılı ateşkes talimatında "dört kez ateşkes ilan ettik, sonuç alamadık. Çabalarımızı tüm kamuoyu biliyor. Üzerime düşeni yapıp, bir kez daha ateşkes çağrısı yapıyorum. PKK'nın uyacağını sanıyorum. Bu son çağrımdır, sonuç alamazsak, sonrasına gücüm yetmez" diyor.

Öcalan "Silahı bırakın" derken gayesi ve maksadı nedir? Kendisine verilmiş bir söz mü vardır? Meselâ; "Senin affını tartışmaya açabiliriz?" mi denmiştir? Bilemiyorum. Kanatimce  Öcalan ilk etapta Türkiye cumhuriyetinin iki ulusa dayalı yeniden yapılandırılması, Buna uygun yeni bir anayasa yapılması, Kürtçenin eğitim dili haline getirilmesi, ve kendısıninde yararlana bileceği bir Genel af çıkarılmasını temeni ediyor. Dolayısıyla
Kürt sorunu´nun  Kopenhagen Kriterleri öncülüğünde  çözüme kavuşturulmasından yana. Kürtlerin kimliği, dili ve kültürü ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ortağı olmasını Avrupa Birliği de zaten talep etmekte ve uygun bulmaktadır.

Anlaşıldığı kadarıyla b
u noktada, sonuc olarak belirtmek gerekirki, birtakım görüşmeler yapılmış ve karşılıklı taahhütler alınmış. Galali'nin açıklamalarından bir pazarlık yapıldığı, oturulduğu, görüşüldüğü ortaya çıkıyor. Bu görüşmeleri kim yapmıştır? Koordinatör mü Türk yetkililer mi görüştü? Kim hangi vaatte bulundu?  Bunların neler olduğu  tabıdirki kamuya açıklanmalıdır.

Bilindiği gibi Kürt sorunu artık tümüyle bir kimlik sorununa ve bir politik soruna dönüştü. Çarşamba günü Washington'da açıklama yapan Başkan Bush'un PKK'yla mücadele özel temsilcisi emekli orgeneral Joseph Ralston, PKK'nin silah bırakması ve şiddetten vazgeçmesinin, olumlu bir adım olarak değerlendirileceğini söylemişti.

İnsan pek çok güçlüğü aşıyor zamanla. Türkiye’de Yönetim modernleştirilmek isteniyorsa, ABD gibi başkanlık sistemi ile yönetilen bir Federasyo´nun Anadolu’da yaşayan Kürtler ve Türkler için iyi bir çözüm önerisi olduğunun kanaatine varabiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi