İrfan Sarı

İrfan Sarı

Müşterek Kürt düşü

Müşterek Kürt düşü

İsmet İnönü’nün şark ıslahat raporunda “Bitlis’i bir Türk ili haline getirmeliyiz.” Deniliyordu.
 
O rapordan öncede Kürtlerin darmadağın edilmesi için cumhuriyet fırkası tarafından zaman zaman raporlar hazırlanmıştı. Hatta evvelinde de Kürtleri Kürdistan’da ağaların-beylerin- şeyhlerin- seyitlerin eliyle yönetmeyi fırsat haline getiren çalışmalar yürütülmüştü.
 
Geçit vermez dağların yalçın yakaları arasına terk edilip yolu da şoseden-patikadan çizilen Kürtlerin kendi öz kimliğinden uzaklaştırılıp başka bir halka dönüştürülme senaryoları birbiri ardına devreye sokulurken anadan doğma asker olanlar tarafından bu durum eksik görüldü ve tekmil bataryalarla-kışlalarla Jitemleşip Kürtleri o yalnız koyuldukları dağlarda öldürüp toprağa gömdüler.
 
Anadan doğma askerler ve suç çeteleri kol kola Kürtleri öldürme yemini ettiler.
 
Öldürdüler de.
 
Kıblesiz, mezarsız, kefensiz kendi ana yurtlarına gömdüler.
 
Adaletin terazisi kılını kıpırdatmadı. Vurulan, gömülen Kürtlerdi. Egemenlik kayıtsız ve şartsız suç çetelerinindi.
 
İşin özü İsmet Paşa’nın ıslahat raporunda ismini yad ettiği kent şu günlerde Allahına kadar barbarlığın bir fotoğrafını gösterdi bize.
 
Buldozerlerle kazılan topraklardan insan kemikleri çıkıyordu.
 
Türkiye Kürtlerin kefensiz mezarlarına bakıp duruyordu. Ama çekinmeden söylenebilir ki ölüm kuyularıyla dolu bu topraklarda Türkiye’nin bu sessizliği ve Kürtlerin sus-pusluğu var. Benden uzak olsunda kime yakın olursa olsun bu kardeşim de olabilir mantığı kırılmalıdır artık.
 
Bitlis’te kemikleri topraktan çıkarılan insanlar uzaylı değildi. Ve ayan beyan Kürt oldukları gerçeğini kimse değiştiremez. Kürtler vurulan, öldürülen, toprağa gömülen çocuklarına sahip çıkmayacakta neye sahip çıkacak anlamaya çalışıyorum.
 
Kürtlerin sahip çıkmadığı kemikler başkaları tarafından zaten sahiplenmez. Uzaydan insanlar gelip Kürt meselesini tartışıp çözüme kavuşturmaz. Türklerde bu meseleyi çözmez. Avrupa’da, Amerika’da…
 
Bu yarayı kaşıyan kaşıyana.
 
Çözüm Kürtlerin elindedir. Öz savunmalarından tutunda öz yönetimlerine kadar hayatın her alanında Kürtlerin kendi fikir gücü etkin olduğu zaman sorunlarını çözebilme gücüne de ulaşırlar.
 
Bunun için; farklı görüş ve düşüncelerdeki Kürtlerin bir diğer kürdün evi yanarken elini avucunu ovuşturmadan evi yanan kürdün acısını duyması gerekir. Suç çeteleriyle birlikte olan Kürtlerin ölüm makinesi haline dönüşmüş hallerini unutmadık. Diyarbakır da Apé Musa’yı katledecek kadar canavarlaşan Kürtlerin özgürlüğü de Kürtlerin birlikteliğinden geçer ancak.
 
“Canavarlarla savaşırken onlardan biri olmamak için dikkatli olun.”
 
İşin özü bu: özgürlüğü, başkasının özgürlüğünü kısıtlamak üzerine inşa etme eylemi eylem değildir. Özgürlüğü, başkasının emir ve komutasına girmek üzerine tasavvur etmek ise günü kurtarmaktan başka bir şey değildir.
 
Pazarlıklı dövüşlerin adını faili meçhul koyduklarında Kürtlerin ölüm kuyularına doldurulacağı on yıllar evvelinden yazılmıştı. Buna rağmen Kürtler bir müşterekler birliği noktasında toplanmayı beceremedi. Entelektüel, akademisyen, yazar, çizer Kürtlerin siyasi partilerinde bir arada müştereklerini tartışası ve bunu bir toplumsal sözleşme haline getirmeleri önümüzdeki haziran seçimleri için hiç kuşkusuz hayati bir anlam taşımaktadır.
 
Kopuk yaşamak, kendi görüşlerimin beni götürdüğü yere gidiyorum demek için hiçbir kürdün lüksü bulunmamaktadır. Kürt olma zamanıdır. Kürt asıllı değil.
 
Başarı paydası için kimliğin bir müşterek nokta olduğu, dilin müşterek akademi olduğu ve özgürlüğünde demokratik bir silsileden ilerleyip kendi mecrasını bulacağını söylemek mümkün hale gelir eğer haziran seçimlerinde Kürt müşterekler birliği oluşturulursa.
 
Ne yüzde onluk seçim barajı kalır orta da ne de Kürtleri emen sülüklerin oy alma şansı kalır şayet Kürtler farklı düşünce ve görüşleriyle de bir araya gelmeyi gerçekleştirirse.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum
İrfan Sarı Arşivi