Erkan Çapraz

Erkan Çapraz

Mağaralarınız nerede?

Mağaralarınız nerede?

“Hakkari - Colemêrg” mükemmel bir film.

Film, “Colemêrg”, “Yüksekova – Gever”, “Şemdinli – Navşar” ve “Çukurca – Çel” bölümlerinden oluşuyor.

Vizyona çıktığı günden beri her gün izlerim.

Her an her saat bir sahnesi vardır gözlerimin önünde.

O güzel filme Yüksekova Haber olarak bir afiş hazırladık.

Ve o afişi (sergiyi) İstanbul’un kalbine astık.

Afiş çok etkileyiciydi. Filmi seyredenler de seyretmeyenler de hayran kaldılar hazırladığımız afişe.

* * *

Yüksekova Haber emekçileri olarak İstanbul’da ilk olan ‘Hakkari’ konulu bir sergi düzenledik.

Hakkari’nin baharını kışını, dağını ovasını, Zap’ını Sümbül’ünü Cilosunu, gencini yaşlısını, çocuğunu kadınını İstanbul’a taşıdık.

Yüksekova Haber’in değerli kalemi ve aynı zamanda usta fotoğraf sanatçısı Enver Özkahraman başta olmak üzere, Necip Çapraz, Emin Sarı, Ömer Oğuz, Yakup Bay, Zeki Dara, Mahir Yıldız, Murat Adıyaman, Turgut Sarı ve benim çektiğim yaklaşık 150 fotoğrafın sergilendiği sergiye Yüksekova Haber olarak tam kadro katıldık.

7 gün boyunca sergiye katılan her kese tek tek 150 fotoğrafı anlattık.

Sergiye Hakkarililerin dışında Hakkarili olmayan ve Hakkari’ye hiç gelmeyenlerin de gelmesi bizleri mutlu etti.

Hayretli bakışları arasına yerleştirdiğimiz cümleler öyle oturuyordu ki zihinlerine kendilerini Hakkari’de zannetti birçoğu.

‘Yaşadığınız mağaraların fotoğrafları nerede?’ diye soranlar da vardı.

Hakkari’de halen insanların mağaralarda yaşadığını düşünenlere en güzel cevabı yine fotoğraflarla verdik elbette.

Gördükleri ve anlattıklarımız karşısında başını önüne koyup gidenler, bizi oracıkta kucaklamak isteyenler ve uzun uzun tebrik edenler oldu.

Serginin 5’inci gününde gözyaşlarına hakim olamayıp salonu terk eden adamı görünce onu böylesine ağlatan fotoğrafı çok merak ettim. 

Sordum; elinde lastik ayakkabısı ile üşüyen kız çocuğunun ve en çok da sınırda çocuk olmak başlıklı fotoğraflar duygulandırdı dediler.

Yalnız O değil, sergiyi dolaşan birçok kişi içten içe ağladı o fotoğraflara bakarken.

Gelmedikleri, görmedikleri yerlerde atan yüreklerle, Kürt çocukları ile, Kürt kadını ile, Kürt coğrafyası ile yüzleştirdik onları.

Çocukları “terörist” ilan edilen bir kentin kokusunu ikram ettik misafirlerimize, ikrama büyülenen güzel yüzler gördük sonra.

Çünkü onlar çocukların ötelenmiş yüzünün coğrafyasını gördüler.

Üçüncü günün akşama vurduğu saatlerde orta yaş empirme kumaş ve mini etekli, mavi gözlü kadına anlattık rüya olmayan gerçekliğimizi…

Yarın daha “namuslu” bir elbise giyerek geleceğini söyledi ayrılırken. Göğsünün çatalına gelip duran namusu anlattı fotoğraflarımız. Ellerimizi sıkı sıkıya tuttu, gözleri çocukluğunu yaşadı onca zaman sonra.

Biz sıkılı yumruğun açıldığına tanık olduk Hakkari’yi anlatırken.

Alın teri ve yaşam ve coğrafya ve doğa ve iklim ve cemre ve dağ ve nehir ve su ve güneş ve ay ve hüzün ve acı ve gülmeyi öğrettik filmimizle…

Hakkari filmini seyretmek isteyenleri bu yaz Hakkari’ye bekliyoruz.

Her şeye rağmen!

Not: Serginin hazırlanmasında emeği geçen herkese arkadaşlarım adına teşekkür ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Erkan Çapraz Arşivi