Erkan Çapraz

Erkan Çapraz

Kanlı gömlek ve gözyaşı

Kanlı gömlek ve gözyaşı

Nietzsche ölüm için; “Ölümün son iyiliği bir daha ölümün olmamasıdır”, Meredith ise “Ölümsüz olarak bildiğim tek şey, düşüncedir”demiş.

Elinde silah olanlar, savaşmak için çatışma alanındadır. Çatışmalarda ve savaşlarda her zaman en çok siviller zarar görür. “Savaş ve ölüm” kelimeleri elinde silah bulunana çok korkunç gelmez. Zira o öldürmek için oradadır.

Savaş ve çatışmalardan geriye ölenlerin ve öldürenlerin uğrunda öldüğü yada öldürdüğü düşünceler kalır.

Son zamanlarda bölgede TSK’nin yaptığı operasyonlarda ve PKK’nin yaptığı eylemlerde hayatını kaybedenler için en iyi şey de Nietzsche’nin dediği gibi bir daha ölmeyecekleridir.

Peki ya geriye kalan bizler için en iyi şey nedir?

Her fırsatta şiddetten yana bir insan olmadığımı anlatmaya çalıştım. Yazdığım her yazıda yaşanan haksızlıkları, kanunsuzlukları, kural tanımazlıkları 'hukuki açıdan ceza alabilme' pahasına yazdım.

Şemdinli olaylarında bıkmadan sıkılmadan gerçeği yazdım. Yüksekova’da polis, asker kurşunu ile ölen sivilleri bıkmadan usanmadan yazdım. Yiyecek ekmeği olmayan insanları, giyecek elbisesi olmayan çocukları yazdım. Dili yasaklanan insanları yazdım. Anadiliyle konuştuğu için linç edilenleri, tek suçu “Kürt olmak” olan insanları yazdım.

Ben yazdıkça hakkımda davalar açıldı. Davalar açıldıkça ben yazmaya devam ettim, ediyorum.

Geçen gün Yüksekova’da birini öldürdüler dediler, hastaneye gittik. Yüksekovalı olup benim de yakından tanıdığım bir arkadaşın silahlı saldırıya uğradığını öğrendim önce. Soruşturunca bu arkadaşla birlikte bir bayan öğretmen ve eşinin de aynı saldırıya maruz kaldığını öğrendim.

Yüksekova’ya tayini çıkan eşine ev eşyaları almak için gelen Kimya Mühendisi Engin Yıldırım Yüksekova Devlet Hastanesi’nin acil müdahale odasında hayata veda etti.

Yıldırım hastaneye kaldırılırken o an Yüksekova’daki hısımlarının evinde bulunan anne ve babasının haberi yokmuş.

Evlatları hayatını kaybettikten sonra hastaneye geldi anne ve baba.

Mühendis oğullarını oda oda dolaşarak aradılar önce.

Kendisi de eğitimci olan Yüksekovalı akrabaları üzerindeki kanlı gömlekle göz yaşına boğulmuş, “Ben şimdi bunlara ne diyeceğim, nasıl anlatacağım” diye söylenirken doktor acı haberi anne babaya söyledi.

Öğretmen eşine haberi kimse veremiyordu. Kadın müşahade odasında dinlenen gelinlerine Yıldırım’ı sordular. “Oğlumu gösterin ne silahlı saldırısı, o ölemez” diye bağırıyorlardı. Bu sözlerle gelin de acı haberi öğrenmiş oluyordu.

Morgun önünde bir anne ve babanın yıkıldığı anı gördük.

Kürtçe ağıtlar yakan annenin feryadı Yıldırım’ı geri getirmeye yetmedi.

Mahçup ve oldukça acılı bir şekilde misafirlerini uğurlayan Yüksekovalı Kutlar ailesinin acısını anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.

Bu saldırı ile birlikte, çatışmaların en yoğun bir şekilde yaşandığı 90’lı yıllardan bugüne yaşanan başta ‘faili meçhul’ cinayetler olmak üzere, sivilleri hedef alan ve kim tarafından yapılmışsa yapılsın her türlü saldırıyı kınıyorum.

Yazıma son verdiğim sırada, Bingöl'ün Karlıova ilçesindeki Emniyet Lojmanları'nın arka kısmındaki nöbetçi polislerin, "Dur" ihtarına uymadığı iddia edilen 30 yaşındaki evli ve yedi çocuk sahibi Gülistan anayı vurdukları haberini aldım.

Daha kaç sivilin can vermesi gerekiyor?

Hiç olmayacak sanılan ‘Müzakere’lerin sızdırıldığı, Kürt siyasetçilerinin bütün inkar, imha, tasfiye ve hak gasplarına rağmen TBMM’ye dönüş kararı aldığı şu günlerde artık hiçbir insanın ölümü yaşanan sorunlara çözüm getirmez. Bunu böyle bilmek lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum
Erkan Çapraz Arşivi