Aslında bu yazı bir özeleştiri ve ibret alınacak bir durumdur. Ben kendime göre, kendimi inşaat işlerinde yeterli bilgiye sahip olduğumu düşüyordum. Oysa evimi inşa eden ustaların hatasının bana pahalıya mal olacağını hiç hesap etmemiştim.

Evimin inşaatında çalışan kalıpçı ve tesisatçının yaptığı hata benim 19 yaşında en büyük oğlum Cumhur’un şofben zehirlenmesinden hayatını yitirmesine mal oldu. Bense bu ihmalden hasılatımı yani geleceğimi kaybettim. Oysa ben kendimi cahil olarak kabul etmeyen biriyim. Fakat geleceğin hesabını yapmayanlarda cahildir, diye düşünüyorum.

Aslında kazalar ben geliyorum diyor, ama biz görmeye çalışmıyoruz. Bacaların sağlıklı yapılmadığını ben biliyordum, şofben’in banyo’ya kurulmasının doğru olmadığını da biliyordum. Fakat üç kuruş para için ve belki yarım saat bir zaman için beni uyutan ve avutan ustalara nasıl kandığıma hala aklım ermiyor.

O gece eşim kardeşimin evine gitmeseydi, belki oğlunun banyoda gecikmesini fark ederdi. O gün telefon paramı yatırsaydım ve telefon kesilmeseydi, belki telefonun birileri tarafından çaldırılması bana oğlumun banyoda olduğunu hatırlatırdı. Belki ona bir telefon gelebilirdi.

O gece fırtına olmasaydı, belki bacalar çalışır tüpün ürettiği karbondioksit baca yerine banyoya dolmayacaktı. O gece fırtına olmasaydı, elektrikler gitmeyecekti. Ben masamda yazı yazmaktan vaz geçmeyecek ve sobanın arkasına uyuyakalmayacaktım. O halde oğlumun banyoda geciktiğini fark edecektim. Keşke ……keşke ……..ve keşke…… sonuç geri getirilemez bir can.

Geçen gün serink suyuna kapılıp kaybolan 5 yaşındaki çocuğun ailesi de mutlaka benim gibi bu şekilde hatalarını sıralıyorlar.

Durankaya’da arabanın altında can veren insan içinde aynı şekilde ihmaller sıralanıyordur mutlaka

Birkaç gün önce Çemkan’da ve yine birkaç gün önce Yüksekova yolundaki tünellerin ilerisinde sulara kapılan ve bir kişinin sulara kapılarak kaybolması da aynı şekilde.

Bir süre önce Yüksekova ilçemizde bir suni gölette dört tane çocuk, yani dört tane fidanın boğularak can vermelerinin ardında ki ihmaller de birer ibrettir.

Bu gün Çukurca’nın Çığlı köyünde bir çocuğun köprüden düşmesi ve sularda can vermesinde hiç mi ihmal yok. Eğer insanlar bu tür ihmallerden ders çıkarmazsa yazık o ölen insanlarımıza. Onları kaybettik ama bari başkalarının bu şekilde yok olmaması için ders çıkaralım.

Bu ilde sorumlu bir idareci olsam, ilk yapacağım iş bu tür hataların önceden tespiti için teknik ve tecrübeli insanlardan bir komisyon kurarım. Ferdi olarak sesimiz doyulmuyor. Elektrik direğinin altına çöp biriktiriliyor. Kazı makinesi çöpü direğe dayatır ve öyle yükler. Kimse bir gün bu elektrik kablolarının bir gün kopabileceği ve bir aracı sürücüsüyle yakacağını düşünmez.

Yine elektrik direği eğrilmiş Azrail gibi yoldan gelip geçenlerin hayatlarını tehlikeye sormuş, ama aldıran yok. Devletin kurumu Tedaş’a dilekçe veriyorum, bu tehlikeye işaret ediyorum. Kimse ciddiye almıyor.

Çukurca ilçemizden tutun, zap vadisi boyunca Yeni Köprü’ye ve oradan Şemdinli ilçesine olan 200 km.lik mesafede yol kenarına korulu bulunan tahminen 15 köyün yapılaşmasını lütfen bir inceleyin. Bizi yönetenlerin ne kadar sorumsuz olduklarını bir görün bakalım.

İnsanlar evinin salonundan ayağını atınca caddeye giriyor, böyle bir rezaleti dünyanın neresinde göreceksiniz. Buralardan sanki vali, kaymakamlar, Askeri yetkililer ve Belediye Başkanları geçmiyor, bu nedenle görmemişler ve bunun için sorumlu değiller. Sanki Karayolları, Bayındırlık ve Çevre Müdürlüğü ise hiç sorumlu değiller onlarda buralardan geçmemişler.

Bu güne kadar buralarda bir çok insan arabaların altında kalmıştır. Yakınlarının yaptıkları tek şey kazaya neden olan şoföre cahilce saldırırlar. Sanki başka hiçbir neden yokmuş gibi.

Ayrıca bu köylerin kurulma şekline bir daha bakarsanız, ne kadar kayalık var ise o kayalıkların dibine yapılaşmaya gidilmiş. 02/05/2007

Bedri ÇALLI
[email protected]
[email protected]