İrfan Sarı

İrfan Sarı

Hendek var hendek içinde

Hendek var hendek içinde

Kürtler hendeği çok zaman önce tanıdı.

Yani şu son zamanlarda gündemden düşmeyen sokak aralarına kazılan hendeklerden çok çok evvel…

Kimi canlı, kimi paramparça, kimi yaralı, kimi katledilmiş ve toplu şekilde açılan hendeklere gömülenler dersem; belki aklınıza gelir.

Hendekleri kim açmış?

Ne için açmış diye.

Evet, toplu mezar olarak tarihe mal olan bu çağ ayıbı aslında açılan hendeklerin ta kendisidir.

Son çeyrek yüzyıldan fazladır birebir tanık olduğumuz ve coğrafyanın neresinin üstünü açtığınızda bir hendeğe doldurulmuş insan bedenlerinin üst üste eridiğini görürsünüz. ve geriye bir kemik kaldıklarına şahitlik yaparız.

Evvel hendek zamanlarını da hangi kitabın sayfasını açarsak açalım karşımıza çıkıyor.

Yeryüzü hükümdarlığı için kazılan bu hendeklere insan bedenlerini doldurmak hangi kutsal kitabın emri ya da hangi hükümdarın vicdan plakasına işlenmiş bilinmez ama bilinen gerçek kim tahta oturduysa ya da tahta gelmek istediyse toplu ölümler kaçınılmaz olmuştur.

Berisine gittiğimizde de ölmemek için hendek kazılır.

Hangisi daha insani diye baktığımız da eminim sonuç kolayca kendini ele verir.

Ölüm gardiyanlarının göz diktiği bu ölümler her kesimden Kürtlerdir: Köylü, kentli, gazeteci, bürokrat, tüccar, genç, yaşlı, kadın ve maalesef ki en çok çocuklar.

Yine buna bağlı olarak: Sürgünler.

Yani yaşadığı topraklardan kilometrelerce uzakta yaşamak zorunda bırakılanlar.

Tarlasından,

Bağından,

Bahçesinden uzaklarda nefes almaya mahkum etmek..

Ve gece baskınları: uykusunun en nazlı yerinde…

Ve cinayetler: kimi faili belli olmasına karşın, belirsize çıkmış. Kimi kafasına çakılan 20 lik çivile bir çöplükte ya da bir köprü altında bulunmuş.

Kimi ise aleni; Dört ayaklı tarihi bir minarenin meydanında..

Hem de 21. Yüzyılda.

Teknolojinin kudurduğu, binlerce-milyonlarca kilometrelerden kıpırdayan karıncanın izlendiği zamanda..

Nasıl anlatsam?

Şu sıralar gündeme oturan hendekler hangi savaş uçağından tehlikeli olabilir ki?

Adını bilmediğimiz hangi zehirli gazdan üretilmiş bombadan tehlikelidir sizce?

Değdiği yeri delik deşik eden hangi kurşun kadar ölümcüldür?

Hangisi daha kabadır mesela: Ev yakmak mı? Hendek kazmak mı?

Neden hendek kazmak savaş meselesi haline gelir?

Evet, Kürtler epey zaman önce buluştular hendekle.

Ölümleri pahasına hem de.

Şimdi sokağa çıkma yasakları ve teknolojinin yarattığı savaş aygıtlarıyla karşı karşıya yurttaşlar.

Yurttaşlar demem gerekiyor mu onu da bilmiyorum?

Asli yurttaş, alt kimlik yurttaş tartışması yeterince yapıldı sanırım.

Bu yüzden, kimin nasıl yurttaş olduğu yeterince ortada..

Devletin verdiği kimliği her gün göstermek zorunda olanların yurttaşlığı…

Bir de memur olacağı gün ile askere gitmişse Kimlik vesikasını kullanan yurttaşlar…

Ve af edilmesi güç yaralar.

Ve karşımız da etkili çarpışmalar, vuruşmalar.

Neredeyse her güne başladığımızda bir ya da birkaç ölüm.

Hiç bitmeyecekmiş gibi.

Hastane, hendek, zırhlı, gaz, kurşun, tabut, mezar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İrfan Sarı Arşivi