13 gün önce ilimizde meydana gelen deprem karşısında halkımızın kendi halinde bırakılmış olmasına bir dargınlıkta olsa isyan vardır. Bu küskünlük hükümete ve üyelerine olmuştur. Yalnız bu süre zarfında yazdığım yazılarda sürekli olarak dile getirmeye çalışıyorum. Bu ilgisizliğin nedeni aslında Ankara değildir. Yöneticilerimizin açıklamaları bu ilgisizliği doğurdu. Depremin olduğu gün bir çok köy yolu kapalıydı. İl merkezinde de deprem olunca köylerden gelen haberler kesin ve net değildi. İl merkezinde bile bir şok yaşanmaktaydı. Yağışlar, soğuklar ve deprem şoku mevcuttu. Böyle bir durumda sayın valimiz yazılı ve görsel basına, Hükümete ve kendisini arayanlara asayiş berkemal diyordu. Depremin ilk saatlerinde kriz masası oluşturduk, olaya hakimiz şeklinde söylüyordu. Oysa Kızılay’ın elinde 80 tane yazlık çadır vardı. Bunun dışında hiçbir tedbir yoktu. Hakkari milletvekilleri ilk günlerde bu olayı ciddiye almadılar. Aradan birkaç gün geçtikten sonra halkın büyük tepkileri sonucu Hakkari’ye teşrif ettiler. Dönüşlerinde olayın ciddiyetini kavradılar ve konuşmaya başladılar. Evet bu gün sayın Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN bir açıklama yapmış. Daha ilk saatlerde ilin yetkililerini aradım, hiç kimse bu depremin verdiği ciddi hasarları bana iletmedi, şeklinde söylemiştir. Ben sayın Başbakanın bu açıklamasının doğruluğuna inanıyorum ve bu arada benim, günlerdir yazdıklarım sayın Başbakanın bu sözleri ile teyit edilmiş oldu. Şimdi başka sorunlar ile karşı karşıya kaldık. Bu gün okullar eğitime başladı. Depremden dolayı bir hafta tatil edildi. Bir sonraki hafta eğitime başlanması gerek. Ancak sömestri tatili için il dışına giden öğretmenlerin büyük bir kısmının dönmeyeceğini düşünüyorum. Eğitimde çok zaman kaybedeceğiz. Bunun sonuçları inşallah telafi edilir. Ayrıca depremden dolayı ek masraflara giren insanlar ay başında tüccar ve esnaflara olan borçlarını ödeyemeyecekler. Tüccar ve esnaflar karşı tarafa olan borçlarını ödeyemeyecek, senetlerini ve bankalara olan borçlarını ödeyemeyecekler. Hakkari ilinde fabrika veya özel sektör yok. Bu nedenle memur ve işçiler Hakkari’nin fabrikalarıdır. Hakkari afet kapsamına alınmalı ve teşvik yasasında farklı teşviklerden yararlandırılması gerekir. Afet konutları yapılmalı ve halk yararlandırılmalıdır. Ayrıca toplu konutun ucuz taksitlerle yaptıracağı konutların bir kısmı Hakkari’ye aktarılmalıdır. Aslında bu hasarın nedeni sadece deprem değil 1994 yılında köylerinden göç eden ailelere valilik tarafından 300 tane briket verildi ve gidin kendi imkanlarınızla kendinize başınızı sokabileceğiniz bir ev yapın denildi. Şimdi neden depreme dayanıklı ev yapmadınız deniliyor. Her kes köylerin boşalması gibi bir depremi unutmuş gibi. Kısa vadede erzak, giyim ve gıda yardımının yapılması gerekir. Uzun vadede jeolojik ölçümler yapılmalı ve yerleşim yerleri belirlenip bu insanlara kalıcı tedbirler alınmalıdır. Aksi taktirde ilerde yüksek bir depremin olması halinde Hakkari büyük kayıplar verecektir. 07.02.2005 Bedri ÇALLI [email protected]