İrfan Sarı

İrfan Sarı

Güvensiz hareketler

Güvensiz hareketler

“Allah için Erdoğan kadar iyi bir başbakan gelmedi Türkiye ye.” Sözleri kulağıma çınlıyor bu günlerde.
 
Devletin verdiklerine büyük sadakatle biat edip kendindeki erozyonu başkalarının kafalarını karıştırmak için kullanan kesimlerin şu günlerde Yüksekova’da olup bitene tarafsız bakabilmelerini ne kadar isterdim.
 
Yaratanın onlara vermiş olduğu 1500 gram beyni bir kere kullanıp hem kendilerine, hem yaratanlarına, hem de halka bir fayda sağlasalar keşke.
 
Bir kere düşünmek karanlıkta kalan ömürlerini kurtarmaya yetecektir.
 
“Ne yapalım ekmek davası. Biz ekmeğimizin kölesiyiz, kimsenin değil” diyerek saplandıkları çıkmazdan başlarını kaldırmadan bitti bitecek olan ömürlerine yanmayanların yası tutulmaz namazı da kılınmaz.
 
“Allah için başbakan Erdoğan ve AKP iyidir” diyenler, vaktiyle Şemdinli’de katliam taslayanlara “iyi çocuk” diyenlerle ne kadar örtüşüyor
 
Yüksekova’da bir bildiri dağıtılıyor ve o gün bu gündür sular durulmuyor.
 
Biri bir piknik tüpüyle esnafın canına ve malına zarar vermek için taarruza geçiyor, müdahale esnaf tarafından yapılıyor, adam kan kaybede kaybede elini kolunu sallayarak yerin dibine giriyor ve kayboluyor.
 
O saatte eğer o piknik tüpü patlatılsa muhtemelen esnaf ve tüccarın mal ve can kaybı çok üst olurdu.
 
Bir iki gün sonra şehir merkezinde üç genç dövülerek darp ediliyor, kolluk kuvvetine bildiriliyor. Orda kalıyor mesele. İta amirinin bile haberi yok.
 
Hemen akabinde; Bir firari tespit ediliyor, gözlem altına alınıyor, kentin en yoğun merkezinde gözlem altına alanların elinden kaçıp kurtuluyor. Kent karışıyor. Biri linç yaşanıyor. Otomatik silahlarla havaya kurşun sıkılıyor, kaçışanlar, kovalayanlar ve ölümün kıyısında dönen binler. Zarar uğratılan esnaf. Yaralanan vatandaşlar ve kamu personelleri.
 
Bir gün sonra insan kaynayan bir zamanda ana yol güzergâhında sivil bir araçtan uzun namlulu silahlarla havaya ateş açan bir araba, korkan öğrenciler ve öğretmenler ile mahalle sakinleri.
 
Aynı günün akşam saatlerinde kentin tam orta meydanına bomba süsü verilmiş bir laptop çantası fünyeyle patlatılıyor.
 
İşte bu kentte iki tane AKP milletvekili var.
 
Dönüp kentimde bana oy verenlere bir sorayım “nedir bu çok tehlikeli hareketler.” Bir açıklama alayım ve teskin edecek birkaç kelam edeyim nezaketi-tenezzülü yok.
 
Bu çok tehlikeli hareketlerden dolayı kolluk kuvvetleri hangi izi buldu ve hangi iz peşinde gitti diye bir soralım.
 
Ellerinden kaçırdıkları zanlı yüzünden kendi hayatlarını, halkın hayatını, esnafın ve tüccarın hayatını tehlikeye sokan ve esnafın ve tüccarın bir günlük zararına vesile olan kolluk kuvvetleri hakkında gerekli tahkikat yapıldı mı? Görevden el çektirildi mi? diye bir sorayım dediler mi acaba?
 
Devletin her türlü teknik ve teknolojik donanımı sağladığı bu bölgede böylesi rahatlık içerisinde hareket edebilmenin nice olduğunu sordular mı?
 
Madem bu kadar serbest bu kadar aleni bu kadar hoyratça davranıyor bu guruplar o zaman kolluk kuvvetleri ne iş yapar diye sormak gelir mi akıllarına? İş yapamıyorsa burada ne işleri var diye sormazlar mı?
 
Eğer insanlar evlerine, işlerine, camiye, eğlence merkezine, sokağa tereddüt duyarak girip-çıkacaklarsa buradan doğan kusurun faturasını kime kesecekler bir öğrenelim.
 
Kar-kış-fırtına-çamur ve soğuk bozuk yollar, bozuk kafalar, bozuk düzenden ibaret bu yerde insanların asabını-moralini bozmaya çalışmanın faturası kime kesilecek onu bilmek hakkımız değil mi?
 
Bu berbat hal insanların kendi tedbirlerini sağlamasına neden oluyor giderek.

Herkes kendi savunma kabiliyetini geliştirecek doğal olarak. Bu kaos-kargaşa-belirsizlik nelere nelere gebe.
 
Yüksekova’dan Ankara’ya bir hicret dahil…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
33 Yorum
İrfan Sarı Arşivi