İrfan Sarı

İrfan Sarı

Gever’de ölmek kolay

Gever’de ölmek kolay

ve yerkürede var mı benim kadar

kurşun çekirdeği ile ölen

gözyaşlarının vanasını aç
yurdum göğsüne kadar kar altındadır

Daha yeni sokaklardan ter kokusu geçmiş, kan kokusu için aynı şeyi demek zor ama. Bu sokaklar ulu orta, gün gözü ile öldürülen çocukların tanışıdır. Yüreğine kapatıp acısını öğle büyür insanlar.

Ve kar yağdı Aralık’la birlikte…

Yıllardır belki de asırlardır mevsim itibarıyla toprağın yüzüne, emeğin, iş gücünün, kavganın, yoksulluğun ve yoksunluğun üzerine küfür eder gibi yağar.

Ölüm gibi yağar.

Çünkü Gever’de ölmek kolay…

Yani2110 metreyükseltisi, talan edilmiş alüvyon ovası, sarp dağları ile gökyüzüne çok yakın, ölüme çok yakın, kar yağışına çok yakın…

Belki; dünyanın özgürlüğüne yazılacak bir öyküdür.

Belki de “barış” ihtimalidir.

Ama kar yağınca bitmeyen uğultular başlıyor, kör sesler, sağır diller içinde bir savaşın fayları daha derine daha derine kırılganlaşıyor. Amansız sabır içinde sabırsızlıkla ölen çocukların geçidini izliyoruz o zaman.

Ölüm bu; incelikten anlamaz… Sabır bilmez, beklemek yoktur kitabında.

Acılar yükseliyor sonra ve durmadan yükseliyor. Kara bulutlar gibi dizilir insanın semasına, bir biçimsiz yağmur olup düşer gözlerin kuyusuna sonra.

Acılar uçurtma gibi değil, yükseldikçe heyecan, umut doğrusun. Hayal üretsin…

Acının olduğu yerde; umutlar, hayaller, faşizm dersinde “yasal” barikatlara takılıyor, buralarda “yasal” barikatları aşmak için ölüm modelleri çıkartılıyor, mesela altı mermiyle ölmek ya da göğsüne “yasal” bir mermiyle…

Faşizm körkütük sarhoş ve durmadan kusuyor kusmuğunu.

Mesela “yasadışı” saydığı; ateş yakılan, etrafında halay çekilen insan kalabalıklarının üzerine, yani “yasadışı” barikatların… Hiç tadılmayan biber gazıyla, tazyikli suyla, naylon kurşunla, TOMA, panzer, akrep ile.

90 lı yılların rejim karakteriyle.

Ölmek kolaydır hele siz yaşamak için kavgaya durmuşsanız.

“Biz tutuklarız savcılar/hakimler/mahkemeler bırakır” Ve devlet seslenir; Unutmayacaksınız!

Cevap veriyorum: Kimse unutamamıştır çocuklarını unutmayacaktır da!

Ve sisli bir hava…

Kar yağıyor bir yandan.

Hayat performansını kısıtlıyor.

Televizyonlarda makul açıklamalar, sandık gülücükleri, adaylık açıklamaları, sitemkâr isyanlar, kızlı-erkeli açıklamalar, basın bildirileri ve saire ve saire.

Kör kulaklar sağır diller daha ağlayamadı…

Düzenden amansızca kopmuş çocukları, düzen politikalarının köhnemiş dehlizlerine sokamadıkları için beyler hala susuyor.

Gazeteler yere yapışıyor, para para manşetler atılıyor, kol kola girmiş bir koro içinde olanlar da var, en çok halkın çocuklarını karalayanlar en çok meşin parayı alacaklar gibi bir yarış hali…

O “yasadışı” barikatlarda kardeşleşenlerin, yükselen havasına kurşun sıkmak “yasal” bir mevzu olarak unutulmayacak ama o dilsiz sağırlar, kör diller palazlanıp koltuk, koltuk göbekleriyle olanlar da unutulmayacak!

Susun susun şimdi kar yağıyor Gever’e ve hava da korkunç “yasal” bir röntgenci (Heron) gezinmekte, ayağa düşmüş muhbirlerin pabucu dama atılacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
İrfan Sarı Arşivi