Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

Gaziantep'i kana bulayan terör

Gaziantep'i kana bulayan terör

Gaziantep'i kana bulayan eylem bir terör eylemidir. İlk önce Gaziantep'te yaşanan terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşların acılarını paylaşıyor yakınlarına ve halkımıza bu sütunlar aracılığıyla başsağlığı diliyorum.

Bana ğöre "Terörizm, bir bireyin, örgütün, şirketin ya da devletin, insan olsun insandışı hayvan olsun masum kişiler üzerinde kasıtlı olarak fiziksel şiddet uygulayarak dinî, ideolojik, siyasî ya da iktisadî amaçlarına ulaşmaya çalışmasıdır." 18.2.2006 tarihinde yine bu sütunlarda Terörizm başlıklı makalemde belirttiğim ğibi, ’"Devlete, demokratik sisteme veya demokratik örgütlere karşı bir meydan okuma olan terör,  başta yaşama hakkı olmak üzere, temel insan hak ve özgürlüklerini ortadan kaldıran tehdit ve şiddet unsurlarını barındırır.

Terör deyimi kökenini Latince ’’terrere’’ sözcüğünden alır. Terimin siyasî açıdan taşıdığı görelilik Fransızca Petit Robert sözlüğünde "Bir toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için yarattığı ortak korku", Oxford İngilizce Sözlük'te ise "Genellikle siyasal nedenlerle, halkın gözünü korkutmak ve halkı yıldırmak için dehşet öğesini kullanmak" olarak tanımlanır.

Günümüzde terörizm,  tüm dünyayı derinden etkileyen bir tehlike haline gelmiştir. Gaziantep'i kana bulayan ve bu türden eylemleri ısrarla sürdüren, politik amaç haline getirip düzenli ve sürekli kılan, sivil-asker ayrımı yapmadan programlaştıran örgütler birer terör örgütü, devletler de birer terörist devlettir.

Erdoğan hükümeti saldırının PKK´nin işi olduğunu iddia etti. PKK, ise - örgüte yakın- internet sitelerine yaptığı açıklamada, Gaziantep'te gerçekleşen saldırıyı üstlenmediğini belirtti. Fırat Haber Ajansı’na yazılı açıklama gönderen PKK, “bu patlama ile güçlerimizin herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Kamuoyu ve halkımız da bilmektedir ki güçlerimizin sivillere yönelik bir girişimi olamaz. Zaten KCK Yürütme Konseyi'nin yaptığı bayramda çatışmalardan kaçınma çağrısına güçlerimiz uymaktadır” deniliyor. 

Bu açıklamaya karşı Gaziantep Valisi Erdal Ata, Gaziantep'teki patlamayla ilgili olarak, ''Her ne kadar .... inkar ettilerse de tamamen PKK'nın yaptığı bir faaliyet'' diyor. Ellerindeki delilleri bilmiyoruz buna nazaran kendilerine hatırlatmakta yarar var. “Kurdun adı yaman çıkmış, tilki vardır baş keser” atasözünden´de anlaşıldığı ğibi olayın kim tarafından yapıldığını orataya çıkarabilmek için soruşturmayı yapan kurumların elde ettikleri istihbaratı ve suruşturmada ifadesi alınan şahısların vermiş oldukları ifadeler doğrultusunda,  ortadoğudaki önemli devletlerin yetkililerinin son bir kaç hafta içerisinde yapmış oldukları açıklamaları değerlendirmenin, olayın faillerinin arkasındaki gücün belirlenmesi acısından faydası olacağını düşünüyorum. Zira saldırıda bomba yüklü araçların kullanılması 2003’te dinci terör hücrelerinin İstanbul’da giriştiği terör eylemlerine çok benziyor. Gaziantep’in Suriye politikası konusunda Türkiye’ye bir ‘mesaj’ olduğu, kanısındayım.

Bu bağlamda belirtmek istiyorum, Ankara’nın Suriye politikasını eleştiren İran Genelkurmay Başkanı Hasan Firuzabadi, 7.8.2012 tarihinde yapmış olduğu bir acıklamada ’’Suriye'de kan dökülmesinden Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ı sorumlu tuttu. "Sıranın Türkiye'ye geleceğini" ileri sürdü.  Dün ise İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi, Gaziantep’teki terör saldırısına değinerek, ’’Ankara’dan komşuları konusunda yürüttüğü politikayı gözden geçirmesini talep etti’’. “Türkiye, şimdi bir iç krizle karşı karşıya kalmış durumdadır. Ankara, Suriye’ye karışacağına ve bu ülke için düşmanca beyanat vereceğine kendi iç işlerini çözmeye baksın ” ifadesini kullandı ve ’’Türkiye’nin Suriye’nin iç işlerine müdahalesinin Ankara’nın zararına olacağını” ileri sürdü. Bu acıklamanın ne anlama ğeldiğini MİT ve Dişişleri Bakanlığını yönlendiren Diplomatların iyi analiz etmesi ğerektiğine inanıyorum.  

Tarihte siyasi örgütlerin de demokratik devletlerin de terör eylemi yaptığı bilinmektedir. Bugün bazı ülkeler, dinci terör hücreleri dâhil olmak üzere radikal İslamcıların elleriyle Suriye’de işlerine gelmeyen rejimi devirmeye çabalıyorlar. Bunun amacı daha sonra radikal İslamcı güçleri kendi amaçları için kullanmaktır. Afganistan’da da aynı tarzda davranmaya çalışıldı. Ancak şimdi Suriye konusunda yine aynı hata yapılıyor. Afganistan’da olduğu gibi yine ateşle oyun oynanıyor ve bu oyun şimdi Türkiyeye yansıyor.

Dolayısıyla Gaziantep'i kana bulayan eylemin dinci terör hücrelerinin  giriştiği  eylem olabileceğide ğöz önünde tutulmalıdır. 2012 yazı itibariyle, Gaziantep’de yaşananlar, Suriye’deki iç savaş ve Ortadoğu’da başlayan mezhep mücadelesinden soyutlanamaz. Şimdi herkeste bir tedirginlik  var, çünkü "yeni bir dünya savaşı için bütün şartlar oluştu.  Acaba"Türkiye-Suriye savaşı mı, İsrail-İran savaşı mı,  "Türkiye-İran savaşı mı yoksa Üçüncü Dünya Savaşı mı çıkaçak ?, bize zaman ğösterecek.

Bizim  Tatosda …

Yalan konuşana…

"Adi, aşağılık yalancı…"

İftira atana…

"Şerefsiz, alçak iftiracı…"

Her söylenene inanana…

"Saftirik, şapşal…" derler…

Hangisini beğenirsen… 

onu alabilirsin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi