İrfan Sarı

İrfan Sarı

Enqere'ye anayasso

Enqere'ye anayasso

Deniz gezmiş ve arkadaşlarının dokuz yüz yetmiş iki yıllarına denk gelen Hakkari gençlik köprüsü projesi aslında Türkiye’yi kendisiyle buluşturma projesiydi. O günlerde anarşistler/ komünistler deyip topa tuttukları bu Türkiye sevdalısı gençliğin düşün denizini kurutmak için her türlü hileyi, yok saymayı, inkarı velhasıl bütün karamaları devreye koyan statüko büründüğü çelik zırhını her geçen gün biraz daha güçlendirme peşindedir.
 
Türlü entrikalarla bürokrasiyi, yargıyı, basını, eğitimi, dini kurumları kendi potasında tutmak için düzenlemiş oldukları yasalar değil bu güne çıkarıldığı güne dahi cevap olmazken hala bu anayasanın insan şemsiyesi olduğunu savunmanın acizlikten başka bir şey olmadığını söylemek gerekiyor.
 
Günümüz Türkiye’si demokratik sivil bir anayasaya o günlerde muhtaçtı, hala muhtaç, sanırsam gelecek yüzyıla da muhtaç bir şekilde girecek.
 
Çünkü o günlerde kendileri için oluşturdukları anayasayı hala ilk gün heyecanıyla savunuyorlar.
 
Bu anayasa; toplumu tek tip yapan, her alışkanlığına askeri bir disiplin ve yöntemle hayat veren bir anayasaydı. İlk adımını okulda atmaya başladıkları “hizaya geç” provası hayatın diğer parçalarında sırayla devreye sokuldu. Bilim ve aydınlanmanın merkezi üniversiteler dahi askeri tertip ve düzenle hiyerarşisini oturttu.
 
Üniversite gençliğinin aynı kalıpla, müfredat akademisyeni yapılma çalışması bu gün dünden daha keskin bir şekilde savunuluyor. Sokağın rengine, sesine bakınız yine aynı izden yürüme ve görme istemi söz konusudur.
 
Tamam, tertip edilen ve topluma servisi yapılan dayatmanın belli bir kesim tarafından da kabul görmesi şüphesiz kaçınılmazdır. onun ıstırabını da bu gün iliklerimize kadar his ediyoruz ama.
 
Demokratik sivil bir anayasa insanca yaşamak, yaşanılır bir coğrafya isteminden başka bir şey değil. İnsanın dili, dini, etnik kökeniyle kabulüdür. Çok insani bir taleptir.
 
Mevcut iktidarın toplumun değişik kesimlerinden aldığı mesajlar sonucu değiştirme kararı verdiği hatta adına yeni bir anayasa dediği anayasanın geçmişteki gibi kendine münhasır bir anayasa olma çabası sayısal meclis aritmetiğine önem vermelerinden anlaşılıyor. Türlü hesaplarla yeniden oluşturmaya çalışılan bir anayasanın faydası olmayacaktır elbette.
 
Bakınız bin dokuz yüz yetmiş ikilerde Şemsi Belli tarafından çok büyük ihtimalle Şavuta köyünde kaleme alınan şiir o günlerden günümüze neyin fark edip neyin fark etmediğini açık bir dille yansıtıyor.
 
İlk kıtasından kurban olduğum hükümet bir alfabe veremez miydin diyor. O gün ana dilde bir eğitimin ihtiyacına dikkat çekmiş. Gerek coğrafik engellerden ve zorluklardan ve gerekse yönetimsel zorlukların birleşmesinden doğan zorlu yaşam sebebiyle gülmeyi unutan insan manzarası çiziyor. Eğitimden mahrum edilişi ve bu mahrumiyetten kaynaklanan yoksunluğu fotoğraflayıp çare diyor.
 
O gün dahi Kürt çocukları ve devletin ayrımcılığında perişan olmuş görüldüğü üzre. Hastalanan bebeklerin, annelerin, hem yoksulluk hem de yol bilmezlikten dolayı öldüğüne yapılan vurgu bu gün aynı yaşamın sürdüğünü anımsatıyor bize. Çarşı merkezinde vurulan çocukların hakir görülüşü ne net bir görüntüdür. Bu gün dahi devlet buraya sağlık hizmetini tam anlamıyla getirememiş ve siyasal meseleyi çözememiştir.
 
Karadağ da ufak ufak çocuk mezarlarını amansız ZAP’ın geçit vermeyişine ve hasta çocukların ölümlerine bağlar. Sanki bu gün çok farklıymış gibi. Daha birkaç gün önce Zap suyuna kapılmadı mı baba ve kızı ölmediler mi? O ufak ufak mezarlar hala var. İşte vatandaşlık böyle bir şey bu anayasa da.
 
Hakikaten ne o günkü Hakkari’den, Şavute’den ne bu günkü Hakkari ile Şavute’den “Angara’ya” ses gitmiyor.
 
Ne yerini biliyoruz, ne yurdunu yani adresini bilmiyoruz Anayasanın bir selam göndersek onu da almayacak belli. Ama artık “Hasso” kimsenin elini öpmeyecek, iltimas etse de etmese de mümkünü yok kimsenin elini öpmeyecek.
 
38 yıl önceden günümüze değişen bir şeyler var elbette o yıllardan sonra PKK doğdu. Savaş milyonlarca insanı evsiz yurtsuz bıraktı. Yüz binlerce kişi işkencelerden geçti, yersiz yurtsuz kaldı evi başına yıkıldı. Ama devlet değişmedi. Hep zor kullandı. Cezaevlerinin her türlüsünü en modernini yaptı en modern okulunu yapmadı. Köyler okulsuz, sağlık ocaksız, yollar yok ya da şöse. Elektrik, elektrik hızıyla gider. İnsanlar yıldırım hızıyla vurulur.
 
Ankara anayasası meseleyi hep erteliyor. Gecikmişken bu kadar zamandır, bari Türkiye anayasası olsun. Herkes kendini içinde görsün, köylü, kentli, işçi, emekçi, Kürt, Türk, Arap, Çerkez, Süryani, alevi…
 
Olsun değil mi?
 
ANAYASO
 
Gul, gurban olduğum Hökümet Baba!
Baa bir alfabe veremez miydin?
Gara dağlar gar altında galanda
Ben gülmezem
Dil bilmezem

Şavata´dan Hakkari´ye yol bilmezem
Gurban olam, çaresi ne, hooy babooov ?
Bebek yanir, bebek hasda, bebek ataş içinde
Ben fakiro,
Ben hakiro

Dohdor ilaç, çarşı bazar tam - takiro
Gurban olam bu ne işdir hooy babooov !
Çoçiğ ağliir, çoçiğ öliir, geçit vermiy Zap suyu
Parasizo,
Çaresizo

Ben halsizo, ben dilsizo, şeher uzah, yolsizo
Bu ne haldır, bu ne iştir hooy babooov !
Gara dağda, gar altında ufağ ufağ mezerler
Yeddi ceset hetim hetim Zap Suyunda yüzerler
Hökümata arz eylesem azarlar
Ben ketimo
Ben hetimo

Ben ne biçim vatandaşım hooy babooov ?
Şavata´tan Angara´ya ses getmiir
Biz getmeğe guvvatımız hiç yetmiir
Malımız yoh
Yolumuz yoh

Angara´ya ses verecek dilimiz yoh
Ganadımız, golumuz yoh
Bu ne biçim memlekettir hooy babooov ?
Yerin, yurdun adresesin bilmirem
Angara´da: Anayasso !
Ellerinden öpiy Hasso
Yap bize de iltimaso
Bu işin mümkini yoh mi hooy baboov ?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
İrfan Sarı Arşivi