**Açlık grevleri 49. Gününde… İnsanın bazen kendini sonun başlangıcına adım adım gittiğini hissettiği bir eşik gibi. Öylece duruyor önümüzde… **Erdoğan, geçenlerde yine geleneksel Kürtlerle dalga geçme kuşağının bilmem kaçıncı kez halini Van’da şey etti. “Biz sizi Kürt olduğunuz için mi seviyoruz? Vanlı olduğunuz için mi seviyoruz? Hayır! Biz sizi Allah rızası için seviyoruz!” dedi. Bunun adına da “Van’da çifte bayram” dediler. Oraya yığılmış, şorrıkı ağzından, düşüncelerinden önce görünmüş bir insan evladı da demedi ki “yuh!”… Demedi ki Allah rızası için sevme bizi. Bizi değil kutuplarda ki üşüyen halkı sev. Geç bizi başbakan geç… Böyle sevgiye nalet gelsin. Böyle faşist sevgi mi olur arkadaş? Oluyormuş işte… **Kahramanmaraş Göksun’a bağlı Hoğtaş köyünde hayvancılıkla uğraşan Cafer Keklik, bir gazetede gördüğü “Kırklareli'nde Türkiye 'nin ilk eşek çiftliği” haberinden esinlenerek benzer çiftliği köyüne kurmaya karar vermiş. Bunun üzerine başta Kahramanmaraş olmak üzere Adana ve Kayseri'den 6 ayda kimini parayla satın alarak, kimini de ücretsiz 70 adet eşek toplayan Keklik, projesini hayata geçirebilmek için bankaya kredi müracaatında bulunmuş ancak olumsuz cevap vermişler. Ve bizim Cafer eşekleri ile öyle ortada kalmış. Buradan Cafer’e sesleniyorum! Sen üzülme kekê. İç işleri bakanlığına uğra ve bir parti kurduğunu deklare et. Sen bu 70 eşek ile onlarca ‘aydın’ çıkartırsın. Onlarca ‘eşek kökenli’ eşek çıkarırsın. Az aklını kullan. Bir iki samanlık ihalesi ile etrafında binlerce katırı bile alırsın. Dinle sen beni… **Erdoğan hızını alamayıp Rönesans’a el attı. Boğaz suyunu Haliç’e verme projesinin açılışında konuşan Başbakan, 16. yüzyılda İtalya’da yaşayan mimar ve sanatçı Leonardo Da Vinci’nin çizdiği Haliç Köprüsü’nün yapılacağını açıkladı. Öncelikle tüm İtalya halkına geçmiş olsun. Da Vinci köprüsünü yaparsa bu hükümet, bir İtalyan açılımı da yolda olur. Olacaktır… Da Vinci’nin köyüne bir heykel dikimi ile başlar her şey. Sonra aslen Türk olduğuna dair bir iki rivayet, sonra baklava sonra kuru fasulye falan û bêvan… Da Vinci’nin çantasından AKP Tüzüğü çıkacaktır er geç. Peki bu köprü ile yapılmak istenen asıl amaç ne? Ben söylim. Mona Lisa’yı türkifikasyona uğratmak. Gerekirse örtündüğü bir portresini yeniden yapmak. Bir diğer amaç ise o ünlü “Son akşam yemeği” tablosuna kendini de bir şekilde yerleştirmek istiyor başbakan. (Son gelen istihbaratlar böle). Hevalê Leonardo ve ailesine şimdiden çok geçmiş olsun. Umarım bir kurumda kadrolaşırlar hemen. Malum hayat zor…! **Kılıçdaroğlu çıktı dedi “Kürtçe eğitim böler” diye. Bu adama çok günahım geliyor. Kafası karışık, ne dediğini bilmeden bu kadar manevra yapan az politikacı var. Yazık bile değil sana…Bide kalktı Amed’e geldi. Para etmi artık tırro vırro girişimlerin. Geç bunları Kemal…