Bedri Çallı

Bedri Çallı

Bence de êdi bes e

Bence de êdi bes e

Çok acıdır, artık insanlar gölgesinden çekinir oldu. En masumane talebinizi Kürtçe dile getirdiğiniz zaman siz bölücü oluyorsunuz. Ama en yıkıcı düşmanlığı İngilizce, Almanca vb. bir dille izah edenler anlayışla karşılanır.

"Êdi bes e"nin Türkçe karşılığı “Artık Yeter”. Peki yıllardır Türk ya da Kürt halkları olarak gerek insan hayatı ve gerekse ekonomik olarak verdiğimiz bunca bedelden sonra "Êdi bes e" yada diğer bir deyişle “artık yeter” demenin zamanı gelmedi mi?

Oysa “Kürtçe” bu halkın asırlarca kullandığı en köklü ve kendilerine ait bir dildir. Daha da önemlisi bu dili kullanan Kürt halkı bu ülkenin en asli unsuruysa bu dil bu ülkenin bir zenginliği olduğu neden benimsenmiyor.

Kısacası ben seni dilinle, kültürünle, örf ve adetlerinle kabul ediyorsam, sen neden beni kabul etmiyorsun sorusunu sormak hakkım olmalı diye düşünüyorum.

12 yaşında öğrendiğim Türkçe'yi günlük hayatımda ve gerekli yerlerde kullanırım. Bundan hiç gocunmam ve severek kullanırım. Benim ülkemin resmi dili ve kendime kardeş bildiğim Türk halkıyla bu dili zevkle paylaşırım. Kitap ve gazeteleri bu dille yazılmışları tercih ediyorum.

Eğitimimi Türkçe aldığım için Kürtçe okuma yazma konusunda pek başarılı değilim. Türkçe şarkıları elbette zevkle dinlerim. Ama ana dilimde müziği dinlerken aldığım hazı alamıyorum. Bakın işte bu bir mozaiktir.

Ülkemde Kürtçe bilmeyenlerin de benim dilimi benimle paylaşması ne güzel olurdu. Bu da olmayacaksa benim bu dili konuşmam saygıyla karşılanması beni mutlu ederdi.

Kürtçe; bir şive değil, başlı başına bir dildir. Türkçe'den, Arapça'dan tek kelimenin bulunmadığı çok nadir Farsça kelimenin bulunduğu bir dil her hangi bir dilin şivesi olamaz.

Bu dili konuşmak benim gibi bir çok insan için zevk olduğu gibi ayrıca zorunluluktur. 75 yaşında Kürtçe'den başka bir dili bilmeyen annemle küsmemi hiç kimse beklemesin. Yada bu yaştan sonra onun başka bir dili öğrenmesini.

Bir ülkede çok dillin konuşulduğu, farklı din ve kültürlerin yaşandığı gerçeğini o ülkenin bir zenginliği olarak görüyorum.

Bu çerçevede baktığımda ortaya atılan “êdi bes e” sloganı acaba “artık yeter” şeklinde ortaya atılsaydı Türk halkı bu slogana sahip çıkar mıydı, şeklinde kendi kendime soruyorum. 

Eğer sırf bu talebin Kürtçe dile getirilmiş olması nedeniyle sahip çıkılmamışsa ben çok yazık derim.

Tüm Türk ve Kürt insanları, anne ve babalar, her kes bu slogana sahip çıkmalı diye düşünüyorum. Bunu ister “êdi bes e” ister “artık yeter” şeklinde dile getirin ve bir araya gelin, ortak bir arzuyu şahlandırın.

Ortak hedef akan şu kardeş kanının son bulması, anne – babaların yavrusuz, bebeklerin babasız, hanımların dul, diğer sevenlerinin ayrı düşmemeleri için tek ses olunmalı.

Yine aynı şekilde şuan çok farklı alanlarda, bu savaş ve çatışmalara harcanan ekonomimizin daha fazla heba olmaması için, yine aynı şekilde tek ses olunmalı.

Annenin biri Kürtçe ağıt yakar, diğer biri Türkçe ağıt yakar. Ne fark eder, her ikisinde de annelerin yüreğine ateş düşmüyor mu? Ucuzlanmış sloganlar ne yazık ki giden fidanları geri getirmiyor, insanların yüreğine kazınmış acılar son bulmuyor. Her ikisi de bu ülkenin, yani hepimizin kaybıdır.

Öldürülen asker ve Polise yine aynı şekilde öldürülen örgüt mensuplarının ölümlerine sevinenler ve alkışlayanların insanlıktan uzak mahluklar olarak nitelerim. Onların her ikisi de benim insanımdır ve her ikisine de eşit miktarda üzülürüm. Hiç olmazsa onların her isine de insan oldukları için üzülün.

Her fırsatta bu ülke insanını bir birine düşüren dış güçlerdir, deniliyor. Evet bana göre de öyle. Eğer bu ülke insanı bir biriyle savaşmazsa onlar kime silah satar veya benzeri avantajları kimlerden elde eder.

Peki dış güçlerin oyunları bilindiği halde yinede birbirini yok etmeğe çalışmak salaklık değil de, nedir?

Kanın akmadığı, insanının ferah ve mutlu olduğu, insan haklarının en üst düzeyde sevgi ve saygı çerçevesinde olduğu bir Türkiye özlemiyle hoşça kalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
20 Yorum
Bedri Çallı Arşivi