Galiba gece boyu mikrofonla kavga ettim. Bir türlü çalışmıyor meret. Rüyalar birkaç saniye sürüyor derler. Tövbe ki bu uzun metrajlısıymış. Platformun üzerindeyim ve mikrofon çalışmıyor. Böyle açtım gözümü sabaha.

Malumunuz, seçim sath-ı mailine girmişiz ki, nasıl bir eğimse, yuvarlanıyoruz dersek yeridir. Şimdiden, Ankara seçimlerinin birinci dereceden sorumlusu olarak, sistemli çalışmaktan ve organizasyon yeteneğimizden söz edeceğimi düşünüyorsanız, başka bir yazı okumanızı tavsiye ediyorum.

Sosyologlara ve bilumum analistlere saç baş yoldurtacak bir seçim stratejimiz! var. Ölçülemez, denetlenemez, kaydı tutulamaz bir dinamikle, sabah Ankara sokaklarına dağılacak binlerce insan.  Yine de bilim alemine yardımcı olmak babında, “kaotik penetrasyon” diyerek formüle etmeye çalışalım.

Bilimin sapma noktalarına konuşlanmış, istisnayı bağlamından koparmış, salt kendiyle tanımlanabilecek bir devinimden söz ediyorum. Şöyle özetleyeyim, 5 milyon nüfuslu, 3,7 milyon seçmene sahip bir kentte, bir önceki genel seçimde toplam 18 bin oy almış bir parti, binlerce kişiyle seçim çalışması yürütüyor. Bilimin acze mahkum olduğu noktadır bu.

Şimdi, son iki güne girerken, bu kuralsız devinimin 7 Haziran’da yaratacağı sonucun stresini yaşıyoruz. Türkiye halklarının geleceğini ve hatta Ortadoğu’daki bir çok dengeyi etkileyecek önemdeki bu seçim, bir çok özelliğiyle partimiz açısından da öğretici bir bilgi mirası bırakacaktır.

Toplumun değişik kesimleriyle buluşabildiğimiz, ilk defa HDP ile iletişime geçen insanlara dokunabildiğimiz, HDP isminin çoğunlukla gözlerde bir umut ışığı yarattığına tanık olduğumuz bir seçim çalışması oldu. Gönüllülerimizin, yöneticilerimizin, görevlilerimizin, insan üstü bir çabayla yürüttükleri, imkansızlıklar içinde çözüm ürettikleri bir çalışma oldu.

Muhtemelen en çok saldırıya uğrayan il oldu Ankara. Her gece astığımız bayraklar, sabahında söküldü, biz tekrar astık. Konvoyumuza silahlı saldırı da oldu, seçim büromuza Molotof kokteyli de atıldı. Taşlanmayan seçim aracımız, camları kırılmamış seçim büromuz kalmadı. 10 arkadaşımız ciddi bir şekilde yaralandı. Ancak sevindirici olan, bu saldırıların hiçbirine Ankara halkı destek vermedi. Çok az sayıda “görevlendirilmiş” kişinin provokasyonları, en azından şu an itibariyle işe yaramadı.

Mitingimizin yapılacağı sabah, miting alanındaki bayraklar için nöbet tutan arkadaşları görmeliydiniz. Ya da internette videosunu bulursanız, oltayla bayrak asan arkadaşımızın yaratıcılığını izlemelisiniz. Ana menüsü makarna, bulgur pilavı ve menemen olan yemeklerde, il binamızdaki sevinci kıskanırsınız.

Velhasıl-ı kelam, günahıyla, sevabıyla son iki güne girerken,  sonuçlara umutla bakıyoruz. Ankara’da gördüğümüz ilginin, halkın HDP’ye duyduğu umudun bütün Türkiye’de ve Kürdistan’da da karşılığı olacağına inanıyoruz.

Son iki güne girerken, rehavete kapılmadan, provokasyonlara geçit vermeden, inançla ve coşkuyla çalışmalara devam etmek zorundayız. Ve özellikle seçim günü, bunca emeğin, bunca çabanın, bunca alın terinin karşılığı olan oylarımıza sahip çıkmalıyız. Bu aynı zamanda, bu seçim sürecinde yaşamını yitiren, yaralanan arkadaşlarımıza olan borcumuzdur da.

Son iki güne girerken, seçim tahminlerimi de paylaşmam lazım. Ankara için beklentimiz, 200 bin oy eşiğini aşmaktır. Türkiye çapında HDP için beklediğim oy 5,5 milyon oydur. AKP’nin 41-43 bandında, CHP’nin 26-28 bandında, MHP’nin 15-17 bandında oy alacağını düşünüyorum.