Ümit Yazıcıoğlu

Ümit Yazıcıoğlu

Almanya’daki Türkiyelilere karşı işlenen cinayetler

Almanya’daki Türkiyelilere karşı işlenen cinayetler

Hepimizin bildiği gibi bu sütünlarda 18  Şubat 2008 Pazartesi günü kaleme alımış olduğum ’’Alam Derni Devleti olabilir’’ başlıklı makalemde,  Nazilerin birçok Yahudiyi insafsızca katlettikleri gibi, diğer pek çok etnik grubu da hedef aldıklarını belirtmiştim. Almanya'daki yangın facialarının ardı arkasının kesilmediğini,  Almanya'da yabancılara karşı yıllardır yapılan organizeli bir düşmanlığın olduğunu,  bu yabancı düşmanlığının altında Alman derin devletin bulunduğunu ve bu ’’Alaman derin devletinin’’ yabancı düşmanlarını yönlendirdiğini ve bu Neu Nazilerin bir nevi çete gibi hareket ettiklerini,  İstedikleri kimselere kefen biçdiklerini belirtmiştim.

Thüringen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesinin eski başkanı Helmut Roewer'in, 1995 yılında aşırı sağcı Almanya'nın Milliyetçi Demokratik Partisinin (NPD) eski Thüringen eyalet teşkilatı başkanı Thomas Dienel'i muhbir olarak çalıştırmaya başlaığı ve Dienel'in 1997 yılına kadar bu görevi için yaklaşık 40 bin mark (yaklaşık 20 bin avro) aldığı malum. NPD'nin eski başkan yardımcısı Tino Brandt'ın da 1994 yılında muhbir olarak çalışmaya başladığı ve 2001 yılına kadar yaklaşık 200 bin mark aldığı, bu parayla da izlemesi gereken "Thüringer Heimatschutz" adlı aşırı sağcı terör grubunu kurduğu, bu gruba da Türkleri öldürdükleri tahmin edilen ve intihar eden Uwe Böhnhardt ile Uwe Mundlos'un ve polise teslim olan Beate Zschaepe'nin üye olduğu bilinen bir ğerçek.

Roewer'in verdiği bilgilere göre, ’’muhbirlere sadece Thüringen eyaletinde 1994-2000 yılları arasında yaklaşık 1,5 milyon avro ödendi’’.  Bu para muhbirlerden sadece bilgi almak için değil, muhbirler vasıtasıyla cinayet işletmek için kullanıldı. Dolayısıyla bu cinayetlerden Federal İstihbarat Dairesi ve bunun yanında  Eyalet Anayasayı Koruma Dairelerinin sucu büyüktür. Bu Realiteyi Merkelin inkar etmesi, doğru olamaz. Merkel kuzu postuna sarılmamalıdır, çünkü idare ettiği hükümet bu cinayetlerden sorumludur.

Holger G'nin ölen katillere araç temin ettiği, hatta söz konusu pasaportların da Holger tarafından sağlandığı belirtiliyor. Basına konuşan bazı yetkililer Alman istihbaratının 1999'dan bu yana hem Nasyonel Sosyalist Yeraltı örgütünden hem de Holger G.'den haberdar olduğunu söylüyor. Siz Sayın Merkel, Almanya’nın başbakanı olarak bu iddialara nasıl bir cevap verebileceksiniz? 

Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Bild, kendi yaptığı araştırmalar sonucunda, anayasayı koruma dairelerinin muhbir olarak görevlendirdiği aşırı sağcıların, Nazi terör gruplarının kurulmasını sağladığını ve 2000 yılından beri Türklere yönelik Almanyada işlenen cinayetlerin altısında Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesinin bir muhbirinin olay yerlerinin yakınında bulunduğunu iddia etti. Bu iddia çok ciddir, çünkü Alman Anayasayı Koruma Dairesinin içerisinde ğörev yapan bazı yetkililer tarafından Nazi örgütlenmesi yönlendirilmektedir. Onların izni olmadan Nazilerin almanyada eylem yapması mümkün değildir. İlk önce islam düşmanlıgını Alman istihbarat birimleri ve bazı Politikacıları ileri sürdüler, bu vesileylede Nazi ırkcılarını Türkiyelilere kaşı kullandılar. 

II.

Bilindiği gibi Almanya'da kamuoyunda 'dönerci cinayetleri' olarak bilinen ve son 10 yılda 8'i Türk, biri Yunanlı toplam dokuz işyeri sahibi ve bir polis memuru cinayetlerinin aşırı sağcıların işlediği anlaşıldı. ’’4 Kasım' 2011 de Saksonya eyaletindeki Zwickau kentinde bir evde çıkan yangında Türk esnafın öldürüldüğü Ceşka tipi tabanca bulundu. Aynı gün Thüringen eyaletne bağlı olan Eisenach kentinde yanan bir Araçın içinde polis tarafından aranan neonazi teröristler Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’ın cesetleri bulundu. Daha sonra  polise teslim olan Beate Zschäpe'nin de delilleri yok etmek için evi yaktığı ortaya çıktı, ancak küller arasında bulunan DVD'lerde, üç Neo-Nazi’nin ‘Nasyonal Sosyalist Yeraltı Grubu’ mensubu olduklarını kabullendikleri ve işledikleri cinayetleri de itiraf ettikleri bildirildi’’.

Bu nedenle Almanya BaşbakanıDr. Angela Merkel, 2000 yılından bu yana 8 Türk ve 1 Yunan'ın Naziler tarafından  öldürülmesiyle ilgili olarak, bu olayın ülkesi için utanç verici bir durum olduğunu söyledi.

Şimdi Dr. Merkelhanıma sormak lazım, polisin ve istihbarat birimlerinin olayı yıllarca aydınlatamamasıda skandal değilmi? CDU da Naziler yok mu? Sizin denetiminizde hareket eden Alman İstihbarat Birimi (BND veya Verfassungschutz) ne iş yapıyor? Alman İstihbaratının yazmış olduğu raporlarda bu NSUnazi-killer örgütlenmesinden niçin hiç bahsedilmiyor? Bu Nazilerin bugüne kadar fark edilmeden cinayet işleyebilmeleri nasıl mümkün? 

Türingen Eyaletinin istihbarat teşkilatı NSU’nun varlığından haberdar dağil miydi? Alman isttihbaratı dokuz Türk işadamı Almanya’da Naziler tarafından katledilirken, niçin susuyordu? Nazi Partisi olan NPD’nin en üst kademelerine sızan istihbarat birimi ajanlarınız (V-Person (vormals V-Mann, abgekürzt VP genannt) bu Nazileri yönlendirmedi mi?  Bu nedenle NPD’nin kapatılması sizlerin en yüksek mahkemesi tarafından hukuk dışı bulunmadı mı? Siz Almanya’nın Başbakanı olarak ülkenizdeki yabancı düşmanlığını önlemek için ne yaptınız? Kaçtane yabancı kökenli danışmanınız var? Almanya’da seçim dönemlerinde partinizin önemli kadrolarından Bay KOCH’un yürüttüğü yabancı düşmanlığı kokan iğrenç politikayı ne çabuk unuttunuz. ’’Alman basını cinayetleri işleyen ve polise yakalanmamak için intihar ettikleri öne sürülen iki ırkçı Alman'ın yanan karavanında, sadece Alman gizli istihbarat elemanlarına verilen pasaportlar bulunduğunu yazmıştı’’. O halde sormak gerekiyor, Merkel hanım, Alman istihbarat mensuplarının kullandığı Pasaportu bu iki ırkcı nasıl kullanabiliyor? Onalara Alman istihbarat birimi bu pasaportları vermedi mi? Merkel hanım, senin başı olduğun CDU’da ırkçı üyelerin yok mu?

III.

Alman makamlarının, işlenen ırkçı cinayetlerin aydınlığa çıkarılması için ucu nereye varırsa varsın sonuna kadar gayret göstermeleri gerekir.

Malumunuz Almanya‘daki cinayet serisi 2000 yılında başladı. 9 Eylül 2000’de Nürnberg’de çiçekçilik yapan Enver Şimşek dükkânında öldürüldü. Nürnberg’de 13 Temmuz 2001’de terzi Abdurrahman Özdoğru, 27 Temmuz 2001’de Hamburg’da sebze toptancısı Süleyman Taşköprü, 29 Ağustos 2001’de Münih’te Habil Kılıç, 25 Şubat 2004 tarihinde Rostock’ta Yunus Turgut, 15 Haziran’da Münih’te Yunanlı Theodorus Boulgarides, 9 Eylül 2005’te Nürnberg’de dönerci İsmail Yazar ve son olarak 4 Nisan Salı günü Dortmund`da büfeci Mehmet Kubaşık cinayetleri izledi.

IV.

Şimdi bu cinayete Kurban giden insanlarımızın bur mirasçılarına büyük görevler düşmektedir,  Ceza davasına Müdahil olarak müracaat etmeleri gerekir. Bu bağlamda şahsımla (PD Dr. Dr. Ümit Yazıcıoğlu), ve (Av. Eberhard Schultz) veya Av. Wesenberg-Schlösserle öldürülen insanlarımızın mirasçılarının kendilerinin irtibata geçmelerinin yararlı olacağına inanıyorum. (Av. Eberhard Schultz)un başkanlığındaki benim de içerisinde Danışman olarak yer aldığım Hukukçulardan oluşan bu ekibin bu davaya sizlerden hiçbir maddi karşılık beklemeden Mudahil olarak girerek sizlerin haklarını savunmalarının doğruluğuna inanıyorum. Bu nedenle benimle direk olarak telefon (0177 2833558) ve e-meil ([email protected]) aracılığyla irtibata girmenizin yararlı olacağına inanıyorum.

Sonuç

Nazi Almanyası tarihin gördüğü en zalim ve acımasız rejimlerden biridir. Bu rejimi ortaya çıkaran ırkçı ve faşist ideolojinin bir kez daha hortlamaması, insanlığa tekrar felaketler getirmemesi için dünya çapında mücadele yürütülmelidir. Bizler bu konuda Berlinde Hukuki ve Siyasi mücadele vermekteyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Ümit Yazıcıoğlu Arşivi