İrfan Sarı

İrfan Sarı

Açlığa yatan inanç

Açlığa yatan inanç

Bir devir kapansın istediler bedenlerini açlığa yatırınca. Doğrusu o devir bitti. Ölüm kaçınılmaz olur böyle durumlarda. Çünkü yaşanılacak bir gelecek için hayattan kendini koparanlar ölüm tarlalarına yaşamanın tohumunu serpmişlerdir.

Dünyanın en önemli bağımlılığı insanca yaşamak ve onurlu ölmektir bu hikâyede.

Direnip yerin yedi kat altındaki zindanlardan yeryüzüne çıktılar. Dağıldılar dalga dalga ülkelerin semalarına.

Yaralarına tuz basılmıştı. Boyunlarına ilmek geçirilmişti. Sürünmüşlerdi çırılçıplak beton blokların üstünde. Bedenlerinde sigara söndürülmüştü. Yalnız kalmışlardı nemli karanlık hücrelerde.

Kaba dayak, kaba duvarlar, kaba gardiyanlar, kaba kapılar arkasında ellerinde bir tek silah düşünceleri…

Bir tek düşünceleri ve bedenleri ile direndiler.

Ölümü korkutan bir direnişti onların ki…

Sabahtan akşama kadar ve oradan geceye uzanana aç bedenleriyle seher vaktine türküler gibi bitmeden tükenmeden kaldılar. Ne bir yar, ne anne, ne baba, bacı- kardeş demeden durdular dik, durdular eğilmeden, bükülmeden…

Bir devrin ayak izlerine baktı sonra dünya, aç insanların yarattığı tok aşkları gördü.

Onların aşk gözlü sevgilileri vardıtepeden tırnağa dağlarda kartal, tepeden tırnağa ormanlarda maral, akarsular gibiydi tenleri, cümle yemiş dolu sofralarında güneşin sıcaklığı yıldızların parıldayışı.

Zindanlarda mazgal sesleri kesilmedi, bir kapandı bir açıldı o metruk ses. Beton duvarlar asrın çimentosuna karıldı,kabalaştı, kalınlaştı… Giden gelmiyor, gelenin ciğerlerine musallat bir çağvebası.

Oysa topu topu bir aşktı onlarınkisi.

Bir aşk ki yeri ve göğü yaratan tanrıların yazdığı, adı yaşamak!

Kalpten içeri, kalpten dışarı topu topu bir aşk…

Kavgaya yaşamak, ustalığa yaşamak, yaşamaya yaşamak.

Kartopu tutmuş gibi soğuk elleri ve avuçlarının içi sımsıcak bir geleceğin alnında sımsıkı durmak içindir verilen mücadele.

Ama ölmek üzeredir bu açlığa yatırılmışbeden yine. Aylardan nisan ve yıllardan iki bin on ki ve 21. yy hatırası.

Çıkın bu fotoğrafın önüne yüreğinizi koyun bakalım dayanabilecek midir dirhem dirhem eriyen bedenleri görünce.

Kaynağı sevgi olan ve insan içeren politikalarla topluma gidebilmeği heybenize koyun ki ölümleri durdurabilesiniz. Ölümler durunca güzelleşir insan, güzelleşir toplum, Güzelleşir çirkinlikler.

Baharın, yağan yağmurun, yeşile yatmış çimenin aşkına durdurun ölümleri.

Demir parmaklıklar arkasında pusuya yatmış ölüm, sessiz ve sedasız beklemektedir.

Ve dışarıda da siz sessizliğin adımları olmayın.

Yaşanabilecek bir dünya uğruna açlığa yatan bedenleri anlamak, onları duymak zor değil. Zor değil onları görebilmek.

Kalbinizin kapanan kapısının açılması sizin elinizde ve asıl cevabı da kalbiniz verecek eğer isterseniz.

Çünkü karşınızda uğruna ölümü göze alacak kadar seven bir yaşam inancı var. İnançlar inananlar için kutsaldır; siz bilirsiniz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
İrfan Sarı Arşivi