Çok güzel hareketler bunlar

Çok güzel hareketler bunlar

Bir Hakkarili olarak sanatçılarımızın, ‘hayranlık, keyif’ ihtiyaçlarını gidermekten başka yapabilecekleri bir çok şeyin var olduğu inancındayım.

Yılmaz Erdoğan, Hakkarili hemşerıleri, için sanatsal birikimiyle, ortaya koyduğu başarılı yapımlar bakımından iyi bir örnek.

 

Ülkenin en ırak ve en çok unutulmuş yerlerınden birinde yetişmiş bir ailenin çocuğu.

 

Toplumsal statüde elit bir aile yapısı ve elit bir yaşantıya sahip.Bunun yanında sanatsal anlamda yetiştirdiği bir çok öğrencinin şu an dizilerde reklamlarda veya filmlerde başrol oynadığını görüyoruz. Bunda Yılmaz Erdoğanın payı büyük.

 

Sarp Apak, mesela; onun öğrencisi kimi zaman dizilerde, kimi zaman filmlerde kimi zaman reklamlarda görebiliyoruz. Ersin Korkut, yine onun keşfettiği bir oyuncu ve Türkiye'de hayran kitlesi git gide büyüyor.

 

BKM'nin son yapımı 'çok güzel hareketler bunlar' başladığı günden beri reyting çıtasını aritmetik olarak yukseltmiş durumda. Bunda; rol alan oyuncuların şüphesiz katkısı daha büyük.

 

Yılmaz Erdoğan'ın öğrencileri, gösterdikleri performansla seyircilerden tam not almayı başarabilmiş durumda.

 

İlginç noktası şu ki; sahnede tam manasıyla Hakkarililer geçidinin olması. Korkuyorum ki Hakkarililer bir gün gelir kanalı da ele geçiriler..

 

Bu kadar Hakkariliyi sahnede, Turkiye'nin en büyük kanallarından birinde sanat yaptığını görmek, bir Hakkarili olarak gurur verici.

 

Sanırım, o zamanlar ilkokula gidiyordum. Hatırlar mısınız bilmiyorum ama, 95- 96 lı yıllar olsa gerek.Hakkari'de, Show Tv, Star1, Trt1 gibi büyük kanallar ve Zap TV ardından Feza TV yerel kanalı çıkarıyordu. Öncesinde siyah-beyazdı televizyonumuz ama evde farklı bir yaratığı izlemek şimdiki koşullarda ilkel olsa bile keyif veriyordu.

 

Kanalda yarı tiyatro, yarı reklam filmi skeçler yayınlanırdı. Keyifle izlerdim; bazen kahkaha attığım oluyordu izlerken. Skeçte oynayan oyuncuyu yıllardan beri merak etmişimdir. Geçen gün Kanal D'de BKM Mutfağı izlerken elinde bağlamasıla bir skeçte rol aldığını gördüm. Bu sahne beni 95'lere tekrar geri götürdü; duygulandım.

 

Ve o zaman; insan isterse, şartlar ne olursa olsun neler yapabileceğini anladım.

 

O, Ersin, Nazmi Kahraman, ismini bilmediğim diğer iki oyuncu ve Yılmaz Erdoğan hepsinin Hakkarili olması Hakkari'nin içinde bulunduğu sanatsal ortam düşünüldüğünde gurur verici bir olay.

 

Her defasında skeçlerde olsun program içinde Hakkari isminin telafuz edilmesi toplumsal düşünce imajı bakımında önemsenmesi gerekir. Hakkarinin bu şekilde sanatsal bir ortamda anılması sanatı yapan insanların Hakkarili olması dikkate değer bir durum.

 

Yazıyı okuyanlar mikro milliyetçilik yaptığımı ya da Yılmaz Erdoğan'ı hakkettitğinden fazla övdüğümü düşünmesin.

Sözün özü şu: Bu insanların Hakkarili hemşerileri için sanatsal anlamda hayranlıktan başka katkılarının da olması gerektiği inancındayım. Üne kavuştuktan sonra, içinde büyüdüğü, sanatının hamurunu yoğurduğu ortamı unutup, halktan kopuk,(Yılmaz Erdoğan gibi) marjinal çizgileri olan elit bir yaşantıyı seçmelerini zaafi bir nokta olarak değerlendiriyorum.  

 

Bir Hakkarili olarak sanatçılarımızın, 'hayranlık, keyif' ihtiyaçlarını gidermekten başka yapabilecekleri bir çok şeyin var olduğu inancındayım.

 

Türkiye'nin en büyük kanallarından birinde Hakkarililer oyunculuk yapıyor ama Hakkari'de ne sinema izlenecek bir yer ne tiyatro izlenecek bir yer var. “Bu ne yaman çelişki''

 

Size göre de bir çelişki değil mi…

 

Kemal ÖZER 
Sosyoloji Bölümü Lisans Öğrencisi