Yüksekovalı sanatçı Hamza Geveri'nin albümü çıktı
Yüksekovalı sanatçı Hamza Geveri, uzun süren çalışmaları sonunda çıkardığı albümünü Yüksekova Haber'e anlattı.
İMAT TAŞ / YÜKSEKOVA HABER
Yüksekovalı sanatçı Hamza Geveri, uzun süren çalışmaları sonunda çıkardığı albümünü Yüksekova Haber'e muhabiribe anlattı.
Hoş geldiniz, Albüm hayırlı olsun, Öncellikle sormak istiyorum; Hamza Geveri Kimdir, müziğe nasıl, ve ne zaman başladınız?
-1972 Nızıran (Salkımlı Köyü)Yüksekova doğumluyum. Müziğe; hemen hepimizde olduğu gibi, Çocuk yaşlarda birazda bu halkın hüzünlerini içine alan ağıt tadındaki ezgileri ve stranlarları ile büyüdüm : Yani müzik birazda insanla, insanın yaşam şartları ve yapısı ile birlikte ilerler gelişir, tarlada, çift sürerken, ot, buğday biçerken hatta ve hatta ölüm ve şenliklerde (Şin-Tazi) bile bir melodi sizi alıp başka bir yerlere götürebiliyor. yani o müzik sizi içine alabiliyor ve belleğinize hayatınıza yerleşebiliyor. Nitekim Kawis Axa, Degbej Fatma (Bazı kaynaklarda Dervéş Fatma olarak ta geçer) ile böyle bir durumda tanışır ve ölümsüz bir dengbej olur, yani bir nevi müzikle birlikte doğuyorsunuz ve ileriki yaşamınızda o sizin daha fazla bir parçanız oluyor ve bazıları bunu sanat haline getirirken bazısı farklı alanlarda sanatını icra ediyor… bazen de ekonomik , coğrafik veya siyasal nedenlerden dolayı erteleyebiliyor hatta bırakabiliyor da…
Ama ben 90’larda “ Le Dotmam, Mehemedo ve Xezal “ şakıları ile başladım. Her yürekte bir sevda olduğu gibi Güçlü bir hayali ve amacı da olmalı bence. O zamanlar benim müzikteki tek hayalim “ Le Dotmam” é’ yi müziği ile çalıp söyleyebilmekti, bağlamayı o ara öğrendim . Ondan sonra düğünlerde okudum, halada okuyorum… Tabi zaman gittikçe farklı tarzlar ve ezgileri hayatınıza katıyorsunuz ve geliştiriyorsunuz müziğinizi, Bu benim profesyonel anlamdaki ilk albümüm, daha önce amatör olarak “Ezgi” ve “Emine” adıyla iki çalışmam oldu ama…
*Ailede müzikle ilgilenen var mıydı… Geçmişten günümüze müzikal anlamda kimleri dinlerdiniz ?
Amcam mey çalardı, çocuktum , özellikle Erivan (Rewan) radyosunu o akşama doğru stran programına odaklandığımı asla unutamam. O melodileri Amcadan yeniden dinlerdik, Şeroyé Bıro hayranıydı Krapété Xaço ve Mahmut Kızılé Diyarbekıri nin “ Ya Star” plaklarını dinlerdik birlikte. Babam Stran pek söylemezdi ama davudi ve hüzünlü bir sesi vardı yorumu güzeldi. Mesela M. Arıf Cızravi’nin “Yar Gewre” stranını ilk ondan dinlemiştim. Ve o melodiler hepimizin belleğinde asla çıkmayacak kadar derin izler bırakmış ve bizi biz eden en güçlü kimliğimiz olmuştur. Annem, her Kürt kadını gibi daha çok ağıt yüklü ezgileri ve melodileri mırıldanırdı, geçliğinde Meryem Xan’ın komşusu olduğundan onu anlatırdı bize… Kadın Dengbejlerin sesi hep kısıldı ve kısıktır bu coğrafyada, O da ezgilerini beni ve kardeşlerimi uykuya hazırlarken, yayık yayarken, beşik sallarken koyun sağarken yada bére yolunda söylerdi, ama daha çok yalnızken ve sesinin volümünü kısarak , Onlardan da ancak bu kadar alabildik.
-Kimlik derken?
Kimlik , Selahattin Demirtaş’ın bir sözü vardı “Sizin Müziğiniz Kimliğinizdir” diye. Aslında çok doğru. Yani; biz bizi dinleriz aslında ..
Bakın şöyle söyleyeyim; (Bir yazarın makalesinde okumuştum, aklımda şu kadarı kalmış) II. Dünya Savaşı döneminde olsa gerek; Savaşının iki önemli (faşizan) aktörlerinden olan Hitler ve Musolini bazen bir araya geldikleri olurmuş, ve Hitler Yahudi Enfalini, kıyımını yada adına her ne dersek diyelim yaptığı dönemin bir anında Uzaktan uzağa bir Yahudi halk melodisini duyar ve Musoliniye dönüp şöyle der “Biz bu kadar ölüm ve katliamı boşuna yaptık, Saf ırk diyerek yaptığımız soykırımda Yahudi ırkını yeryüzünden sileceğimizi düşünmüştüm, Yanılmışım, Çünkü bir halkı ve kimliğini yok edebilmek için önce onların şarkılarını türkülerini ezgilerini yok etmeniz gerekir…” demiştir… Yani demem o ki, siz; şarkılarınız, ezgileriniz ve kimliğinizle doğarsınız ve sizi dünyaya tanıtan varlığınızın en belirgin kanıtı; sanatınız, yazarlarınız, şiirleriniz, şairleriniz, ressamlarınız vs, Sanatınız ve sanatçınızdır. Çünkü sanatçınız sizin aynanızdır bir anlamda…
*Albüm kapağında Kürt Dengbêj ve Hünermendleri’nın yanında Ahmet kaya ve Şıvan Perwere de teşekkür etmişsiniz? Buna neden gerek duydunuz?
-Evet aslında olaya bir de buradan bakmak lazım, bakın; Müzik (Sanat) evrensel ve yalın bir dildir vede insanın en doğal ve doğru halidir. Einsteinin deyimiyle “Mantığınız izi A noktasından B noktasına götürür ama Hayalleriniz duygularınız sizi her yere götürür” Sanatta bir hayal ve duygu ürünüdür. Bizden önceki dengbejlerimize olan Şükranımı minnettarlığımı bir iki cümle dile getirmek istedim.
Ayrıca bir Kızılderili atasözü “Dünyamız bize atalarımızdan miras kalmadı; Biz çocuklarımızdan emanet olarak aldık” der, bu sanat’ta bir halk yalın, sözlü dilidir, evrenseldir bütün bir evreni ilgilendirir bence, tabi en çok içinden çıktığı halkı ve coğrafyayı, buda bizim çocuklarımıza vermemiz ve aktarmamız gereken atalarımızdan çocuklarımıza geçecek olan , Krapété Xaço’dan Memoyé Sılo’dan alınış Ewdale Zeynéden gelecek nesil için aktarmamız gereken bir Halkın sözlü destanlarıdır.onlar Müziğimizin ana kaynağı (Serekani) olan ve asırlar evveline dayanan dengbejlerimizin emanetidir. Bu daha çok sesli müzikle alakalı aslında, Müziğimizin yanında tarihimizi ve bu Sanata dostluğumuzu ve sevdamızı memleket sevgisini toprak ve birlik vurgusunu demokrasiyle harmanlayan çok sesli müziğimizin en güzel örnekleridir Şıvan Perwer, Ahmet Kaya Nizamettin Ariç vb. Yani Ahmet Kaya her yönüyle örnek bir kişiliktir, sanatçılığı demokrat duruşuyla koca yürekli bir adam… Şıvan Perwer de öyle, sanatıyla son 40 yıldaki jenerasyonun tüm müzisyenleri Şıvan’dan şüphesiz etkilenmiş ve ilham almıştır.
Çeşitli tarihlerde özelliklede son zamanlarda Şıvan Perwere yapılan eleştirilere ne diyorsunuz bu konudaki yorumunuz nedir?
Şıvan Perwer bir halka mal olmuş ve kendisini sınırları aşan kitlelere kabul ettirmiş büyük bir bir sanat adamıdır. Bir halkın sanat alanında dirilişinde başkaldırısında büyük rol ve misyon üstlenmiş tarih yüklü bir ekoldür. (Onun müzik yaptığı dar zamanlarda şimdi sanatçı diye geçinen bizler müzik dinleye çekinirdik mesela) Elbette her insanın bir iki eksiği olacak belki ama Şıwan Perweri eleştirebilmek onun kişiliği hakkında yorum yapmak için onun kadar büyük ve birikimli bir sanatçı olmak lazım, bu da beni aşar. Onun sanatını yorumlamak şöyle dursun onu eleştirmek benim haddim değil. Çünkü sanatçı olarak bir halkın ezgilerini evrene yayıyorsunuz ve sorumluluğunuz her ne kadar göz ardı edilse de çok daha büyük …
-Bu iş dışarıda kolay görünse de zor bir sanat? Konser Festival gibi etkinliklerin yanı sıra daha çok düğünlere de gidiyorsunuz bu anlamda ailenizin size desteği nasıl?
Evet göründüğü gibi kolay değil gerçekten işin görünmeyen o zor yanları çok. Ama bir işi severek yapıyorsanız ve mesleğinize aşık iseniz bunu fark etmeye pek zaman olmuyor. Bütün işlerde Ailenizin desteği her zaman şarttır ve o olmadan asla bir şey başaramazsınız, hele ki bu iş duygu işi ise…sevgili eşime ve çocuklarıma (Bu arada 3 çocuğum var) beni bu albüm çalışmamda yüreklendirdiklerinde destekleriyle her zaman sabır ve sevgiyle bana katlandıkları için onlara teşekkür etmek inanın çok hafif kalır. Ve aslına bakarsanız bir Yüksekovalı olarak bu halkın tümü sizin aileniz…
Albümünüzün ası Koçé Kewzané neden?
Evet bir ağaç, yani ağaç kütüğü de diyebiliriz… Aslında kasetin iki ismi var Koçé Kewzané ve Gulamın diye…
Şimdi “Koçé Kewzane” Kürt literatüründe (Özelliklede eski Hakkari yerlilerinde ve yöresinde) sağlam adam ve dost için kullanılır. Birine çok güvenirseniz çok inanırsanız, sırtınız dönebilecek kadar güven duyuyorsanız o adama “Veki Koçé Kewzanéye, Camére” dersiniz. Buda Yılara dayanan bir deneyim. Hani eskiden Kaloriferler olmazdı evlerimizde şimdi artık var. köylerde “Kewzan -Bıtım Ağacıdır- kalorisi yüksek sağlam bir ağaç kesildiği anda bile yakılmaya müsaittir, çabuk tutuşur ve kolay, kolay sönmez, ısısı çoktur. Buda köylerin soğuk ve bol karlı kış gecelerinde bir - Kevzan Koç” unu (kütüğünü ) sobaya atar sabaha kadar sırtınızı sobaya döner uyuyabilirsiniz. Çünkü ev sıcak kalır, şimdiki gibi kömür kokusu yada zehirlenme riski falan yok, o anlamda kullanılır yani dar günün dostu sağlam kişilik için kullanılır. Bende o anlamda kullandım…
Kürt sanatının ve sanatçısının Dünya standartlarına ulaşabilmesi için neler yapılmalıdır. Bugün bu durum hangi aşamadadır?
Aslında Kürt müziği sanatı ve sanatçısı zaten böyle bir standarttadır. Belki biz tam görmüyoruz ama öyledir. Dılşad Said ve Ş. Perwer bunu bariz örnekleridir. Yapmamız gereken onları görmek ve desteklemek. Mesela Justin Bieber’in müziği yada ezgileri Delil’n müziği yada Hozan Aydın ve sesinden asla güçlü değildir.
Kürtlerin Demokratik Mücadelesinde müziğin ve sanatın önemi nedir?
Adı üzerinde “Demokratik Mücadele” bu mücadelede bana göre bütün alanlarda siyaset üstü olmasa bile bir o kadar gücü vardır Kürt müziği ve sanatçısının. Zaten sanat birleştirmenin, anlaşmanın ve demokrasinin dahası mücadelenin en sosyal dilidir.
*Müziğinizin diğer müziklerden farkı yada tarzı nedir?
Aslında var ama; çok büyük bir fark diyemem, genel olarak bu coğrafyanın tınılarını ve motiflerini taşıyor albüm, Ama iyi bir dinleyici bu farkı kavrar, Çünkü albümde yöresel motifleri evrensel motiflerle harmanlamaya çalıştık. Mesela “Koçe Kewzane - Demme ve Felek” gibi eselerde bunu görmek mümkün. Ayrıca Altyapıda çalışan nerdeyse bütün müzisyenlerimiz, fotoğrafçımız, yönetmen, aranjör vokal vs. birkaç arkadaş hariç hepsi Yüksekovalı. Yani bir şeyleri kendimiz yapmak istedik. Ve güzel de oldu...
Örnek aldığınız sanatçı var mı?
Ş.Hozan Hogır ve Ş. Hozan Serhat . Ama ben Şıvan Perwer ile başladım . Koma Bexwedan, Gani Nar. Ama Erivan Radyosundaki bütün sanatçılar bana yol gösteren en büyük örneklerdir. Çünkü bunlar üreten insanlar. Tabi burad Serhed bölgesindeki Dengbejleri katmamak haksızlık olur Mesela Şakıro - Zahıro - H. Ebdulkerim – Ewdi ve daha sayamadığım nice değerler.
Müziğin hayatınızdaki önemi nedir?
-Hayat bir melodidir aslında sizi alıp sonsuz diyarlara götürebiliyor. Bazen ağıt bazen çığlık bazen başkaldırı bazen isyan ve bazen bir özlem bazen bir sevgi ve sevgili dili bazen de barışa çağrının en etkili dilidir, tercümanıdır. Onun için hem benim hem de; İnsanın ve insanlığın her alanında ve hayatında bu anlamaları taşır ve vazgeçilmezdir. Sanat (yani sanatın her alanı) Bana göre barışın en güçlü dilidir, Özelliklede müzik. Ve sanat hayatta ekmek ve su gibi yaşamımızın vazgeçilmez pir parçasıdır. Yani nefes almak gibi dir. Yani azer bülbül Şarkı söylerken öylesine titremez Tahsin taha nın gözleri öylesine dolmaz Hémın kara kuru bir adam kalmazdı. ..
*Müzik Eğitimi aldınız mı?
Yok, biraz manevi birazda maddi imkanlar engel oldu. Aldıklarım bu halkın melodileri ve birazda kulak dolgunluğu vs. buda akademik anlamda bir eğitim sayılamaz.
*Müzik sanatına kazandırmak istediğiniz farklı bir tarz var mı?
-Şimdi pek iddialı değilim ama ilerde belki. Çünkü albümü yeni yaptık insanlar dinledikten sonra bakalım neler yaptığımızı bizde görmüş olacağız. Eleştiriler olumluysa nede olmasın. Müzik yapıyorsanız biraz üretmekle de mükellelfsinz. Ama kendi çapımda yazıp besteliyorum, ustalara ve büyük hozanlarımıza hürmet ve saygım var.
Şarkılarınızın esin kaynağı nedir nerden geliyor. Mesela bir Albüm yapmak yada söz müzik yapmak için nasıl bir potansiyele ihtiyaç vardır.
Doğru bir esin kaynağı olmazsa bu işi yapazsınız. Bu kaynakların tümü sizinle birlikte ve aralarında doğup büyüdüğünüz bu halkın içinden çıkyor. Ana kaynak bu toprakların halkı, gündemi, sevdası, aşkları ve günümüzün özgün şartlarına bağlı olarak belleğinize takılanlar bize yön veren etkileyen durumlar. Mesela Şarkıların çoğu Yüksekova (Gever) bölge ile ilgili. Yani bir yerde yaşıyorsanız oraya aşıksınız aynı zamanda. Oranın ezgilerini Melodilerini ritimlerini ağıtlarını kullanırsınız.
Örneğin; Rojava sınırında Kobani hattında değerli sanatçılarımızın bir yürüyüşü oldu ben de ordaydım, dönüşte Mardin Kızıltepe üzerinden yol aldık. Orada akrabalarının yanına yerleşmiş yaşlı bir Suriyeli Kürt aile bireyi ile tanıştım sohbet ettik epey. Mamo nun adını şu an anımsamıyorum. Sohbet esnasında; Ortadoğu coğrafyasının toprağından ve adaletsizliğinden bahsetti ve özelliklede Kürtler üzerinde olan etkisini anlatırken o aynada kendinizi görüyorsunuz. Çünkü bu coğrafyada yaşayan bu halkların çoğu az çok bu acıları bu göçleri enfalleri soykırımları zulümleri görmüştür. Onun anlattıklarını Rojavaya dair “Felek” adlı stranımda şarkıya döktüm. Onun anlattıkları benim ezgilerim ve aslında biz, bizler yani bizim Feleğimiz yada alınyazımız …
Çünkü siz inandığınız kişilere bireylere yada inandığınız değerlere sitem edebilrsiniz, bizim bu parçada da böyle bir sitem ve geç kalmışlık kadirbilmezlik ve insan gölgelerinin boylarından uzunluğu vardır… Yani potansiyel yine biziz
Dağıtım nasıl olacak?
-Aşanlar Müzik etiketiyle Türkiye ve yurtdışına dağıtımı yapılıyor. Yalnız Hakkari geneli bize ait. Maddi olarak değil ama manevi olarak Yüksekovalı bütün müzisyenlerin emeği var özelliklede Yönetmenim/Aranjörüm Yüksekovalı Emin Toktamış.
Düet yapmak istediğin sanatçı var mı?
-Mikrofon tutan her sanatçı elbette örnek aldığı birlikte sahne almak istediği biri yada birileri vardır. Ben Rahmetli Mıradé Kıne, H.Hogır, Şehriban Gani Nar, Şıvan Perwer, Whitney Houston, Ahmet Kaya ve Yusuf Hayaloğlu ile okumak isterdim… Ama artık biraz zor. Çünkü, Yusuf Hayaloğlu yok Mesela.
Kürtçeden başka bir dilde okumayı düşünüyor musunuz?
Elbette Müzik evrenseldir. Amam ben Sadece Kürtçe ve Türkçe biliyorum … Çat pat bildiğim bir iki cümleyle sanatı katletmek iyi değil…
Albüm Gündeme ışık tutuyor mu yada bugünü yansıtıyor mu?
Elbette özellikle Ortadoğu ve bu coğrafya ve insan olarak dünya genelini düşünmek zorundasınız . Mesela Gever bir marş ise; Felek bir Rojava- Şengal isyanı ve -Bé te nabe bir memleket ve bir sevda ise; Dozamın bir vazgeçiştir ve Gulamın’ da “Hayatımızın sade bir sevda ve sevdanın sade ve sadece bir sevda olmadığının altını çizmeye çalıştım… Ne kadar başarılı oldum bilemiyorum . Çünkü bu halk çok zeki ve gerçekten çok sanatçı ve de politikacının ilerisindedir yineliyorum notumuzu onlar verecek.
En büyük destek kimden geldi ve hep sorarlar aslında ilerde çocuklarınızın bu işi yapmasını ister misiniz?
Sevgili yönetmenim Emin Toktamış’ın emeği ve katkısı olmazsa Albüm olmazdı. Ayrıca çocuklar belli bir yaşa geldiklerinde aslında ne iş yapmaları gerektiğini yada neye merak saracaklarını kendileri belli eder. Bu konuda onları yönlendirmeyi düşünmüyorum. Bir şeyi istiyorlarsa onu yapmalarını isterim hangi meslek olursa olsun. İnsan kendini bir sanatla ifade etmeye çalışır bu resim müzik şiir demircilik ustalık vs. yada başka bir şekilde ifade eder. Bence insan onu mutlu olabileceği işi yapmalı çünkü insen sevdiği işi yaptığı sürece verimli olabilir. İnsanların tercihine her zaman saygılıyımdır Çocuklarımın da. Çünkü biliyorum ki “Bütün çocuklar aslında büyük bir adamlardır.”
Son olarak Kürt Müziği dinleyicisine ve hedefteki kitlenize neler söylemek istersiniz?
Kürt müziği bu halkın bana göre en etkili dilidir. Dediğim gibi geçmişten gelen tarihsel destansı stranlarımızı özüne sadık kalarak yakın geleceğe taşımak şarttır. Dinleyici olarak bu halkın kendi sanatçısına, hozanına, şairine, ressamına kısacası sanatçısına sahip olması gerekmektedir, onu sahiplenmelidir. Çünkü “vekhevi” yani “birliktelik” toplumun her alanında da şarttır. Çünkü Düya genelinde sizi tanıyanlar genelde sanatınızla tanırlar. Sanat en etkili tanıtım dilidir aynı zamanda.