Yüksekova'daki kayıp yakınları Mahir Düşünmez’in akıbetini sordu

Yüksekova'daki kayıp yakınları Mahir Düşünmez’in akıbetini sordu

Yüksekova’daki kayıp yakınları 1994 yılında yargısız infaza kurban giden Mahir Düşünmez’in akıbetini sordu.

YÜKSEKOVA HABER

YÜKSEKOVA  - Yüksekova’daki kayıp yakınları 23’üncü haftaki eylemlerinde ilçenin Sanat Sokağı’nda bir araya geldi.

Rojava ve Federal Kürdistan Bölgesinin Şengal kasabasında yaşamlarını yitiren yurttaşlar için eylem, bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Ardından konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Yönetim Kurulu Üyesi Muhyettin Ünal, yıllar önce Kürt halkı üzerinde geliştirilen katliamlarının hepsinin asker ve polis yetkililerinin devlet adına gerçekleştirildiğinin iddia edildiğini söyledi.

Devletin bir an önce bu katliamları yapan ve yaptıranları yakalayıp adaletin önüne çıkartılmasını isteyen Ünal, katliamları yapanların hak ettiği cezaya çarptırılması gerektiğini belirtti.

İHD olarak katillerin yakalayıp adaletin önüne getirilinceye kadar demokratik eylemlerini sürdüreceklerini vurgulayan Ünal, IŞİD katliamları sonucu Şengal’den kaçan Ezidilerin dramına da dikkat çekti.

EZİDİLER İÇİN KAMUOYUNA ÇAĞRI

Ezidiler için kamuoyuna çağrı yapan Ünal, “Güney Kürdistan da göç eden ve şu anda çok mağdur durumda olan kardeşlerimize sahip çıkmasını istiyoruz. Bu kardeşlerimize sahip çıkmak hem insani hem de vicdani görevimizdir. Bu gün birlik ve insanlığa sahip çıkma günüdür” şeklinde konuştu.

"HASTA TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN"

sss.jpgKonuşmasında cezaevindeki hasta tutsakların durumuna da dikkat çeken Ünal, “Hasta tutsakların sağlık durumları her geçen gün daha kötüye gidiyor çünkü bu insanlar sağlıklı bir şekilde tedavi olamıyorlar. Yüze yakın ağır yaklaşık 600 hasta tutsak şuanda ceza evlerinden yaşam mücadelesi veriyorlar. Bu insanların sağlıklı bir şekilde tedavi olabilmesi için bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz.” dedi.

Ardından 1994 yılında yargısız infaza kurban giden Mahir Düşünmez’in hikâyesini kardeşi Sabır Düşünmez anlattı.

"ELLERİNİ VE AYAKLARINI TELLE BAĞLADILAR"

Düşünmez, “Mahir yaklaşık yermi gündü askerden gelmişti daha 23 yaşındaydı. Hayata sıkı sıkı bağlı ve hiç kimseye zararı olmayan bir insandı. Birkaç gün önce Zernek Barajı’nda trafik kazası geçiren ve hayatını kaybeden akrabalarının Esendere’deki başsağlığına halasının oğlu Mehmet ışık ile beraber konak (Cılık) köyüne gidiyordu. Sonradan halasının oğlu Mehmet Işık’ı Kasran köyüne bırakmak istedi. Kasran köyüne daha varmadan köprü civarında jandarmanın yol kontrolünü yaptığını görürler ve durduruldular. O sırada uzakta bulunan bir çoban bu olayı görür. Mahir ve yanındaki Mehmet’i kontrol noktasında beklettiler. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra Mehmet ile askerler arasında tartışmanın yaşandığını gördüm. Sonrasında askerler tarafından Mehmet ile Mahir’in darp edilerek elleri ve ayakları bağlı halde toyota marka pikabın arkasına attı” dedi.

O dönemde askerlere komutanlık yapan Kamil isminde bir başçavuş olduğunu belirten Düşünmez, “Birkaç dakika sonra bunları Esendere Jandarma Tabur Komutanlığına götürüldüler. Olaydan sonra Mahir ağabeyi Faruk Düşünmez Esendere’ye doğru gitti. Ancak çığlık köyü yakınında yine askerler tarafından yol kapatılmıştı. O sırada Mahire ait 34 UMP 45 plakalı araç Esendere’ye doğru götürüldü. Bu esnada aracın kardeşim Mahir’e ait olduğunu söylememle askerler üzerime geldi. Ondan sonra yol açıldığında ben Esendere’ye giderek durumu akrabalarıma anlattım. Hepimiz birlikte Esendere Jandarma Tabur Komutanlığına doğru gittik ve durumu buradaki yetkililere söyledik.  Ancak askeriye bize Mahir ile Mehmet’in kaza geçirdiklerini söyledi. Bizde Kasran köyüne doğru hızlı bir şekilde gittik ancak herhangi bir kazanın yaşanmadığını gördük. Tekrar jandarma tabur komutanlığına doğru geldik. Bu sefer ikisinin de elektrik akımına kapıldıklarını söylediler. Bizler onları hastaneye götürmek istedik. Ancak Mehmet orda hayatını kaybetti. Mahir ise hastaneye doğru getirmeye çalıştık. Ancak Dêlezî köyü tüneline varmadan hayatını kaybetti” şeklinde konuştu.

"VÜCUTLARINA ELEKTRİK VERİLDİ"

Düşünmez şöyle devam etti: “Sonra öğrendik ki her ikisinin de boynu ve sırtında kırıklar vardı. Vücutlarına elektrik verdikleri için yüzleri parçalanmıştı. Biz bunun üzerine Yüksekova Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduk. Ancak savcı bize dedi ki ben gidip baktım. Her ikisinin de elektrik akımına kapıldıklarını ve öyle öldüklerini söyledi. Bizim dilekçelerimizi dahi almadı. “ dedi.

"KÖYLÜLER TEHDİT EDİLDİ"

Öldürme olayında ismi geçen Kamil Başçavuş’ın köye gelerek şikayetçi olmamaları için kendilerini tehdit ettiklerini belirten Düşünmez, “Aradan bir hafta geçtikten sonra Esendere Jandarma Tabur Komutanlığında görevli Kamil Başçavuş Yüksekova Tabur Komutanı Mehmet Emin Yurdakul ve dönemin Yüksekova çetesinde yer alan itirafçı Kahraman BilgiÇ için olayın yaptığını öğrendik. İtirafçı Kahraman Bilgiç yaklaşık beş yıl önce olayın nasıl geliştiğini itiraf etti. Biz Düşünmez ailesi olarak davamızın takipçisi olacağımıza hepinizin huzurunda söz veriyoruz. “ dedi.

Eyleme çok sayıda yurttaş da destek verdi.

111-006.jpg

3-243.jpg

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.