Van Valiliği'nden 'homofobik' karar

Van Valiliği'nden 'homofobik' karar

Van'da yaşanan çevre sorunlarına çözüm getirmek için gençler tarafından kurulmak istenen Gençlik ve Ekoloji Derneği'ne, tüzüğünde yer alan "Cinsel yönelim alanlarında çalışabilir" maddesini gerekçe gösteren valiliği tarafından dava açıldı.

VAN - Van'da yaşanan çevre sorunlarına çözüm getirmek için gençler tarafından kurulmak istenen Gençlik ve Ekoloji Derneği'ne, tüzüğünde yer alan "Cinsel yönelim alanlarında çalışabilir" maddesini gerekçe gösteren valiliği tarafından dava açıldı. Türk Medeni Kanunu'nda yer alan "Hiç kimse toplum yapısını bozabilecek ahlaksız bir örgütlenme modeline giremez" maddesi ile kurulması engellenen derneğin eş başkanları, bugüne kadar 25'in üzerinde derneğin tüzüklerinde yer alan maddelerle kurulduğunu belirterek, kararın kasti bir karar olduğunu söyledi. 

Türkiye'de çevre sorunlarının hat safhada olduğu illerin başında gelen Van'da, yaşanan çevre sorunlarına müdahil olmak ve bu sorunların giderilmesi noktasında çalışma yürütmek isteyen gençlerin kurmak istediği Gençlik ve Ekoloji Derneği (EKOGENÇ) Van Valiliği'nin engeline takıldı. Dernek için Mayıs ayında yapılan başvuru, Van Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü tarafından derneğin tüzüğünün 2'nci maddesinde yer alan, "Cinsel yönelim farkı olan bireylerin hakları gibi alanlarda çalışan derneklere ilgili yasal gereklikleri yerine getirerek üye olabilir, ortak çalışmalar yürütebilir, maddi ve manevi dayanışabilir" ve "Cinsel yönelim alanlarında faaliyet gösterir" ibarelerinin Türk Medeni Kanunu'nun 56'ncı maddesine aykırı olduğu belirtilerek, kaldırılması istendi. Yine Van Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü'nce dernek tüzüğünde yer alan, "Dernekte alınan kararlardan tüm üyeler sorumlu olduğu gibi kararların değişmesinde, her üye öncü rol oynayabilir. Dernek üyeleri karar toplantılarına katılabilir, karar verebilir" ibaresinin de mevcut haliyle kabul edilemeyeceği ve tüzük değiştirilmediği takdirde dava açılarak, derneğin feshinin istenileceği belirtildi. 

Eski Van Vali Yardımcısı Mehmet Yüzer imzalı belgede yapılan belirlemelere tepki gösteren EKOGENÇ eş başkanları Cevahir Yiğit Böke ve Arda Ateş, tüzüklerinde yer alan maddeleri içeren 25'in üzerinde dernek kuruluşunun olduğunu belirterek, 56'ncı madde ile yapılan kıyaslamayla da "ahlaksızlık" ile değerlendirildiklerini ifade etti. 

Van Valiliği tarafından derneğin açılışına ilişkin yaptıkları başvurunun ardından kendilerine gönderilen dilekçede dernek tüzüğünde bazı hükümlerin "usulsüz" olduğunun iddia edildiğini söyleyen EKOGENÇ Eş Başkanı Böke, dernek tüzüklerinde birçok hak temelinde çalışan mülteci, sığınmacı, ekoloji alanında, gençliğin, kadın çalışmalarının yanı sıra cinsel yönelim alanlarında çalışan dernekler ile işbirliğini geliştirmeye yönelik bir madde olduğunu ve Van Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü tarafından cinsel yönelimdeki çalışan dernekler ile işbirliği maddesini değiştirmelerinin istendiğini dile getirdi. Hak temelli bir örgüt olduklarından konu olan maddeyi değiştirmek istemediklerini İl Dernekler Müdürlüğü'ne bildirdiklerini belirten Böke, "Van Valiliği, bizi Türk Medeni Kanunu'nun 56'ncı maddesine göre derneğin tüzüğünde 'ahlaksızlık' suçunun olduğunu belirterek, ahlaksızlık suçundan itham etti. Ama işin ilginç tarafı biz ekolojik, kentsel, kırsal ve organik tarım alanında çalışan ve bu alanlarda çalışma amacıyla toplanmış, kent yaşamına ekolojiyi ne şekilde adapte ederiz, sürdürülebilir ekonomi nasıl gerçekleştirilebilir gibi konularda bir araya gelmiş bir yapılanmayız. Cinsel yönelim alanı başka bir alan olmasına rağmen, ileride herhangi bir sivil toplum örgütü ile de çalışabiliriz, bu alanda bir sakıncamız yok diye eklediğimiz bir maddedir. Ancak sadece buna değinmiş olmaları Türkiye'de hala belli bir zihniyet tarafından ahlaksızlık olarak görülmesi kendi kurucu üyelerimiz tarafından tepkiyle karşılandı" diye konuştu. 

'Türkiye'de hukuk sistemi memurların ruh haline göre işliyor'

İlgili maddeyi tüzükten çıkartmadıkları için Van Valiliği tarafından haklarında dava açıldığını belirten Böke, dikkat çeken konunun ise kendi başvurularından 4 ay öncesinde aynı valiliğe başvuran başka bir sivil toplum örgütünün tüzüğünde, "Cinsel yönelim alanında çalışan sivil toplum örgütleriyle iş birliği geliştirme" maddesine yer verdiğine dikkat çekti. Aynı tüzük maddelerini içeren iki ayrı sivil toplum örgütünden birinin onaylandığına, diğerinin ise onaylanmadığına dikkat çeken Böke, derneklerinin "ahlaksızlık" ile suçlandığını belirterek, "Aslında burada şu görülüyor. Türkiye'de hukuk sistemi çalışan ve atanan memurların o günkü ruh hallerine göre işliyor. Bunun başka bir anlamı yok" dedi. 

Aynı tüzükte kabul edilmeyen bir diğer maddeye de açıklık getiren Böke, "Biz hiyerarşik bir yapıya sahip olmayan bir derneğiz. Böyle bir örgütlenme modelini seçtik. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Türkiye Dernekler Kanunu'nun içerisinde de yer alan, herhangi bir valiliğe bildirerek, herkes örgütlenebilir, örgütlenmenin hak olduğu biliniyor. Ama bize, 'Siz örgütlenirken hiyerarşiye uymak zorundasınız. Sizin yürütme kurulunuz olacak. O bütün üyelerden daha üstün, daha elit, daha popüler bir tarafta duracak' dediler. Ve bizim hiyerarşik olmayan örgüt yapılanmamızı kabul etmediler. Buna da bir tepkimiz oldu. Çünkü buna karşı hiçbir kanun da yasa da yok. Dolayısıyla biz bunu da saçma bulduk. Bize, 'Siz örgütlenebilirsiniz ama size nasıl örgütlenileceği biz size söyleriz. Bir sistem vardır' diyorlar. Biz bu sistemi kabul etmiyoruz" dedi.

'Karar politik'

Türkiye'de tüzüklerinde aynı maddeler olan ve hala çalışmalarını sürdüren sivil toplum kuruluşlarının olduğunu söyleyen Böke, aynı durumdan 2007 yılında Lambdaistanbul Derneği'ne kapatma davası açıldığını ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin kararı bozduğuna işaret etti. Aynı kararda Türkiye Anayasası'na girmeyen Yargıtay tarafından verilen kararda, "Cinsel kimlik ve yöneliminin kişinin kendi elinde olmadığını doğuştan veya yetiştiriliş tarzından olduğundan kaynaklı ve ahlaksızlık olarak değerlendirilemeyeceği" şeklinde karar verildiğini söyleyen Böke, "Bu önemli bir karardır. Çünkü Türkiye'de böyle bir karar Anayasa'da yer almayan ve kabul edilmeyen bir maddedir. Bu yüzden de biz bu olaya politik bir sorun olarak bakıyoruz. Ekoloji alanında çalışmak için biraraya gelen insanlara, 'Siz ekoloji alanında biraraya geldiniz, diğer insanlar ve sivil toplum örgütleriyle diyalog kuramazsınız. Biz buna karar veririz' deniliyor. Bu bir ayrımcılıktır. Bu anlamda da zaten mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu. 

'Ayrımcılık suç' 

Bu konuda emsal olan birçok dava sonucunun olduğunu ve bu emsal kararları mahkemeye sunacaklarını ifade eden Böke, örgütlenmenin bir hak olduğunu ve cinsel yönelimde yapılan ayrımcılığın suç olduğunu dile getirdi. 

'Hukuk kentten kente bireyden bireye değişiyor'

Gençlerin biraraya gelerek Van'ın ihtiyaçları doğrultusunda uzun çalışmalar sonucunda kurdukları EKOGENÇ'de Van'ın yeşillenmesine ve çevre problemlerine dair neler yapabileceğinin tartışılacağı, düşünüleceği ve bunun için uygulamaların geliştirileceği bir yapı olduğunu belirten EKOGENÇ Eş Başkanı Arda Ateş de daha dernek açma aşamasındayken hukuki bir karışıklıkla karşılaştıklarını dile getirdi. Tüzüklerinde yer alan aynı maddeler ile faaliyet yürüten 25 derneğin olduğunu söyleyen Ateş, "Bu alanda bizim tüzük maddelerimize karşı çıkılması hadisesinin bize hukukun keyfi yürüdüğünü, hukukun kente göre, bireye göre keyfi yürüdüğüne delalet bir durumdur. Bu sebepten biz durumun daha fazlasıyla karşısındayız ve bunun için daha fazla mücadele edeceğiz. Mahkeme süreci devam etmesine rağmen, 14 Aralık'ta genel kongremizi düzenleyeceğiz ve çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. 

'Karar kastidir'

Derneğe karşı açılan hukuki süreçte cinsel yönelim ve ekoloji alanında çalışmalar yürüten tüm sivil toplum kuruluşlarını desteğe çağıran Ateş, gelişen süreçte birarada olmanın daha önemli olduğunu belirtti. Ateş, "Dava açtıkları tüzük maddeleri o kadar gülünç ki, bunun üzerinden birçok kurum kurulmuşken, birçok dernek varken, Van'da böyle kurumların önünü kapatmaları tesadüfi değil. Tamamıyla kasti yapılmıştır. Bu alanda bir mücadele görmek istemediklerinden dolayı planlı yapıldığını düşünüyorum. Bu davaya karşı da işlerimizi engellediği için karşı bir dava açacağız. Bu sebepten dolayı Kürdistan bölgesinde özellikle sivil toplum kuruluşlarının birarada hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu. 

HASAN YOLDAŞ - DİHA 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.