'Şiddeti tasvip etmiyoruz'

'Şiddeti tasvip etmiyoruz'

Ahmet Türk Tokat'ta 7 askerin yaşamını yitirmesi olayını PKK'nin üstlenmesiyle ilgili ilk yorumunda 'Nereden gelirse gelsin tasvip etmiyoruz' dedi.

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, yaşam hakkına ve şiddete yönelik şeyleri tasvip etmediklerini başından beri söylediklerini ifade ederek, "Nereden gelirse gelsin katılmıyoruz" dedi.

Tokat'ın Reşadiye ilçesinde 7 askerin yaşamını yitirmesi olayını PKK'nin üstlenmesinin ardından DTP milletvekilleri Meclis'te bir araya gelerek değerlendirme yaptı. Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, "Tabii ki üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Geçmişte yaptığım konuşmanın arkasındayım. Gerçekten yaşam hakkına yönelik, şiddete yönelik şeyleri tasvip etmediğimizi başından beri söyledik" diye konuştu.

Türk, olayın Bingöl'de 33 askerin yaşamını yitirdiği olaya benzetildiğinin hatırlatılması üzerine, "Söylediğimiz gibi açık açık nereden gelirse gelsin katılmıyoruz" dedi.

TUTUMUMUZDA DEĞİŞİKLİK YOK

DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş ise başından beri yaptıkları değerlendirmelerin DTP’nin görüşü olduğunu söyledi. Bu görüşlerinin hangi örgütün üstlendiğine, üstlenmediğine göre değişmediğini belirten Demirtaş, şunları ifade etti:

“Biz başından beri yaşam hakkı kutsal bir haktır. Nereden veya nasıl, kim tarafından yapılırsa yapılsın savunulamaz dedik. Dolayısıyla hangi örgütün üstlendiğine göre DTP'nin tavrı ve bu konudaki yaklaşımı değişmez. İlk andan beri yaptığımız açıklamalar bizim ilkesel tutumumuzdur. Bu devam ediyor. Bugüne kadarki düşüncelerimizde bir değişiklik yok. Yaşam hakkı ihlali kimin gerçekleştirdiğine göre değişen bir hak değildir. İstisnasız bir şekilde savunulması gereken kutsal bir haktır. Partimiz bu meseleye böyle bakıyor.”

‘ÇABA SARF ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

DTP olarak aylardır böyle bir tehlikeye dikkat çektiklerini anımsatan Demirtaş, “Açılım dediğimiz şeyin anaların gözyaşını dindirecek ciddiyette Meclis'te siyasi partiler arasında ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bizim meselenin buraya gelmemesi için defalarca dile getirdiğimiz bir kaygımızdı” dedi. Kaygılarının büyüdüğünü ve acılarla buluştuğunu ifade eden Demirtaş, “Bütün siyasetçilerin meseleyi çok daha ciddi düşünmesi lazım. Bu partilerin birbirini suçlayarak içinden çıkabileceği bir durum değil. Bu ülkenin 25 yıldır yaşadığı acı deneyime Tokat'ta bir acı deneyim daha eklenmiş oldu” diye konuştu. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması için neler yapılabilineceğine bakılması gerektiğini dile getiren Demirtaş, gelişmelerin, çatışmaların boyutlanmasına doğru gitmemesini umut ettiklerini belirtti. Demirtaş, bunun olmaması için DTP olarak çaba sarf etmeye devam edeceklerini kaydetti.

Gazetecilerin ‘Ortamın daha da gerilmemesi için çağrıda bulunacak mısınız’ sorusunu da yanıtlayan Demirtaş, şöyle dedi:

“DTP'nin sadece açılım süreciyle ilgili değil daha önceden de yaptığı çağrılar var. Operasyonlar dursun, örgüt de eylem yapmasın. Bu çağrımız hala güncelliğini koruyor. Aslında ne kadar acil ve önemli bir çağrı olduğu görülüyor. Bu tür yaşam hakkına kasteden eylemler asla yaşanmamalıdır. Bunun en azından anaların acısının, anaların bu konudaki masumiyetinin kutsallığının gözetilerek herkes tarafından dikkate alınması lazım."

Demirtaş, soru üzerine saldırının 3 gün sonra üstlenmesini şu şekilde değerlendirdi “Bilemiyoruz bu işin altından ne çıkar, yıllar sonra başka bir şey çıkar mı? Sonuç itibariyle örgüt üstlenmiş durumda. Siyasal sonuçları da 33 asker olayına benzer mi benzemez mi, siyasetçilerin elinde.”

Şu anda topun siyasetçilerde olduğunu ifade eden Demirtaş, 33 asker olayının barışa doğru giden bir süreci kestiğini hatırlatarak, “Şimdi siyasetçiler bunun 33 asker olayına dönüşmemesi için daha fazla görev üstlenmelidir. Daha sonra başka bir açıklama mı yaparlar, kendi içlerinde başka bir soruşturma, araştırma mı yaparlar bilemiyorum. Sonuç itibariyle ortada 7 acılı anne baba ve acılı 72 milyon insan var” diye kaydetti.