Nefret suçları ve ırkçılık yasal mevzuata girsin

Nefret suçları ve ırkçılık yasal mevzuata girsin

Türkiye'nin ayrımcılık, ırkçılık ve ötekileştirme haritasını çıkararak buna karşı mücadele etmenin yol ve yöntemlerini araştırmak üzere kurulan Nefret Suçlarına Karşı Platform, nefret suçları ve ırkçılığa karşı yasal mevzuatın oluşması için kampanya başla

Yaklaşık bir yıl önce aktivist, sanatçı ve akademisyenler tarafından Sosyal Değişim Derneği bünyesinde Türkiye'nin ırkçılık ve ötekileştirme haritasını çıkararak buna karşı mücadele etmenin yol ve yöntemlerini araştırmak üzere kurulan Nefret Suçlarına Karşı Platform, önemli çalışmalara imza attı. Nisan ayında ''Ulusala basında nefret suçları, 10 yıl, 10 örnek'' isimli bir araştırma yapan platform üyeleri bazı kategorilerde nefret söylemi incelendi. Araştırma sonucunda Türkiye, Cumhuriyet, Yeni Şafak, Milli Gazete, Vakit ve Zaman gibi günlük gazetelerde nefret söyleminin yoğunlaştığı sonucuna varıldı. Bunun yanında Yeniçağ ve Ortadoğu gazetelerinde etnik ayrımcılık, ırkçı ve ulusal kimliklere yönelik nefret söylemine daha yoğun yer verildiği sonucuna varan platform üyeleri, Sabah, Hürriyet ve Milliyet gibi yüksek tirajlı gazetelerde de azımsanmayacak oranda nefret söyleminin güçlü olduğu tespitine vardı.

'Nefretin hedefindeki ötekiler'

Yapılan çalışmada nefret söyleminin, cinsel kimlik, Kürtler, Romanlar, Ermeniler ve dini farklılıklar üzerinde yoğunlaştığı görüldü. Araştırmada öne çıkan örnekler ise şöyle: "Sabah gazetesi: 'Ahmet Kaya'ya madem şefkati (etnik köken), Milliyet gazetesi: 'bu kez iyice azıttılar (cinsel yönelim), Yeniçağ: 'Ermeniler kudurdu' (ulusal kimlik), Star: 'Hainler yakalandı' (etnik köken), Hürriyet: 'Kapıcı şarkıcıya tecavüz etti' (Toplumsal statü), Radikal: 'Koreli rehbere Osmanlı tokadı' (Ulusal kimlik), Vatan: 'Rahipler uçkuru kilisede çözüyor' (dini inanç), Akşam: 'Roth Ayvaz hocaya havale' (Cinsiyet), Zaman: 'Sünnetsiz kundakçı DTP adına kurban derisi toplamış' (Dini inanç), Türkiye: 'Travesti zehir kuryeleri havalimanında yakalandı' (Cinsel yönelim)." Araştırma kapsamında nefret söylemi, nefret suçlarını içeren yaklaşık olarak 30 bin kadar örnek incelendi ve dağılım yapıldığında nefret söyleminin 79, nefret suçları ise yüzde 21 olarak belirlendi. Nefret suçlarının dağılımı ise şöyle: "Etnik kimlik yüzde 24, siyasal görüş yüzde 19, dini inançlar yüzde 16, cinsel kimlik yüzde 16, toplumsal statü yüzde 12, cinsel yönelim yüzde 7, ulusal kimlik yüzde 3, bedensel engellilik yüzde 2, mülkiyet yüzde 1, eğitim yüzde 0."

'Yasal mevzuat çalışması başlıyor'

Platform araştırma ile ortaya çıkan sonuçlar üzerine ikinci bir çalışma başlatıyor. Aralarında Prof. Dr. Baskın Oran ve Sanatçı Zeynep Tanbay'ın da bulunduğu farklı mesleklerden kişiler nefret suçları, ayrımcılık ve ırkçılığın yasal mevzuata kavuşması için kampanya başlatacak. Kampanya çerçevesinde, lobi faaliyetleri, nefret suçlarına kurban gidenlerin davalarına müdahil olma, konferanslar ve daha birçok çalışma yapılacak. Çalışmalar kapsamında medya kuruluşlarına yönelik bilgilendirme toplantıları da düzenlenecek. Çalışmalar hakkında bilgi veren Sosyal Değişim Derneği Başkanı Cengiz Algan, Türkiye'de nefret suçları konusunda çok fazla bir şeyin bilinmediğini, konuya ilişkin sınırlı kaynak olduğunu söyledi. Yasal mevzuatında bu suçlara göre yetersiz olduğunu belirten Algan, Türkiye'nin uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirilmediğini, yargı sürecinde nefret suçlarını konusunda duyarlı olmadığını ve bu konuyla ilgili uluslararası bağların zayıf kaldığını aktardı.

'Cinsel yönelimde nefret'

Nefret suçlarının her alanda kendini farklı bir şekilde gösterdiğini vurgulayan Algan bunlardan en önemlisinin ''Cinsel yönelimde nefret'' olduğunu söyledi. Algan, "Bir kişiye cinsel yönelimi nedeniyle yapılan baskı ve bunun doğurduğu cinayetlere kadar varabilen herhangi bir şiddet türünün nefret suçudur. Cinsel yönelimleri nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bireyleri koruyan ve bu ayrımcılığı teşvik eden söylemleri engelleyen herhangi bir yasa bulunmuyor. Hâlbuki cinsel yönelimi nedeniyle ayrımcılığa ve şiddete maruz kalan birçok birey var. Travesti cinayetleri bu durumun en somut örneğidir. 2009 yılında eşcinsel olduğu gerekçesiyle bir futbol hakeminin Yüksek Hakem Kurulu tarafından futbol maçlarına çıkması engellendi. Aynı sene İzmir Emniyet Müdürlüğü bir polisi açığa aldı. 2008 yılında 26 yaşında bir üniversite öğrencisi yine eşcinsel olması nedeniyle öldürüldü. Son olarak Bursa'da bir travestinin öldürülmesi bu suçun ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor" dedi.

'Nefret söylemi ve ırkçılık, eğitimde başlıyor'

Nefret suçlarının ayrımcılık ve ırkçılık üzerinden beslendiğini kaydeden Algan, Mili Eğitim Bakanlığı'nın başındaki ''milli' ibaresi bile eğitimin ne için, kim için ve nasıl bir içerikte olduğu konusunda ipucu verdiğine işaret etti. Algan, "Irkçı düşünceyle hazırlanmış bir eğitim sistemi olduğunu söylemek abartalı olmaz. 'Türküm, doğruyum' diye başlayan andın etnik kimliklerini gözetmeksizin tüm öğrencilere zorla okutulması son derece asimilasyonisttir. Devletin Türk kimliği dışındaki etnik unsurları görmezden gelmesi, itip kakması ve tek meşru kimliğini Türk kimliği olduğunu göstermesi çabaları olarak yorumlanabilir" şeklinde konuştu.

Algan, nefret suçları, ırkçılık ve ayrımcılığın yasal olarak mevzuata girmesi ve bu suçu işleyenlerin yargılanması için başlattıkları çalışma kapsamında önümüzdeki günlerde önemli verilere ulaşarak, bunları yetkili birimlerle paylaşacaklarını söyledi. / DİHA