'Meclis'te utanç günü!'

'Meclis'te utanç günü!'

'Erdoğan'ın referandum tehdidi sonuç verdi ve HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması 370'i aşkın bir oyla kabul edildi.'

Halkların kardeşliği, “et ve tırnak” gibiyiz söylemlerinin sahteliği bir kez daha kanıtlandı ve Türkler, dindarı, ülkücüsü ve ulusalcısı ile Kürtlere karşı birleşti. Türklerin et, Kürtlerin kesilip atılan tırnak olduğu ortaya çıktı. Bu fotoğrafın ilk sonucu budur. Siyaset sahnesi gibi toplum da açıkça Türkler ve Kürtler olarak bölünmüştür ve Türkiye'nin Meclis'inde, siyasetinde Kürt kimliğini koruyarak var olmaya çalışanlara yer yoktur ve olmayacaktır.

Bu gelişmenin ilk sonucu, Kürt gençleri dağa çıkmaktan alıkoyacak hiçbir argümanın kalmamış olmasıdır. Dağa çıkan gençle, ovada kalıp siyaset yapan Kürt'ün akıbeti arasında bir fark bırakmayacak bir karara imza atmıştır Saray ve AKP Grubu bugün. Kürtlere karşı dışlayıcı, yok sayıcı bir tavrı gösteren bu oylama öncesi AKP'lilerin sandık başında poz vermesinin etik açıdan ayakkabı kutusundaki paraları sıfırlamaktan bir farkı yoktur, hatta daha ağırdır.

Türkiye, Sünni Türklerindir ve bu gerçeği kabul etmeyenlerin sonu imha, sürgün veya cezaevidir. 1915 ile başlayıp Dersim ve Cizre ile devam eden bu süreç, bugün Meclis'te yapılan oylamayla yeni bir siyasi soykırım olmuştur.

Devletler, muhalif liderlerden korkar. Özellikle de geniş kitleleri bir araya getirme kabiliyeti olanlardan daha çok korkar. Kongo'da Lulumba, Küba'da Castro bu yüzden Amerika'nın doğrudan hedefi olmuş, ABD Başkanı Eisenhover'ın emriyle haklarında ölüm fermanı verilmiştir. Selahattin Demirtaş bugün Saray ve devlet açısından aynı konumdadır. Serbest dolaşıp konuşması, çıkarları için riskli olan bir siyasi figürdür. Demir parmaklıklar arkasına atılarak susturulması gereken bir kişidir.

Kürt meselesinin artık uluslararası niteliğinin ağır bastığı bir dönemde, Türkiye içindeki Kürtleri susturma çabalarının sonuç vermeyeceği açıktır. 1990'da yapılan benzer bir uygulamanın açık ve net sonucu DEP'in yerine kurulan HDP'nin seçim barajını aşıp Meclis'te etkin bir varlık sağlaması olmuştur

 Bugün Demirtaş ve arkadaşlarına yapılanlar, Kürt saflarında sıkılaşma ve dayanışmayı artıracak, ayrı bir ulus-devlet kurma tercihlerini güçlendirecektir. Bölgede yapılan araştırmalar, birlikte yaşamaya inananların oranının yüzde 30'lara düştüğünü, ayrılık talep edenlerin oranının hızla yükseldiğini göstermektedir. Duygusal kırılma net ve gerçektir. Bu tutumla tamir edilme ihtimal ve imkanı yoktur. CHP, bir parti değil de Genelkurmay'ın bir uzantısı olduğunu göstererek hiçbir zaman, bırakın sosyalliği, demokrat bir parti bile olamayacağını bir kez daha ortaya koymuştur. Genelkurmay'ın referandum çekincesi nedeniyle oylamada ‘evet' oyu kullanan CHP'liler, faşizan bir düzenin temelinin atılmasına doğrudan katkıda bulunmuştur. Kürt meselesindeki Saray'ın yedek lastiği olmayı kabul etmiş bir Kılıçdaroğlu'nun elinde laiklik dışında bir muhalefet argümanı kalmamıştır.

AKP'nin başkanlık hedefinin arkasında sıraya giren CHP'liler, belediyelerde küçük ve orta boy AKP'cilik oynayarak rant düzeninden nasibini almakta; bu durum da onları mutlu etmektedir.

Meclis'te yapılan oylama, demokratik bir toplumun sıradan bir işlemi değildir. 1923'te kurulan Cumhuriyet'in kader oylamasıdır. Siz bugün farkında olmayabilirsiniz ama sonuçlarının böyle olduğunu ve bu yolda gelişeceğini yaşayarak göreceksiniz. 1930'ların Almanya'sı benzeri bir toplumsal düzen hayalinde koşanların benzer bir sonuca ulaşması kaçınılmazdır.

Bu gelişime destek olanların arkasında duranların Almanya'da Yahudilere yapılanları destekleyenlerden bir farkı yoktur. Böyle bir tercihin bedeli olması kaçınılmazdır.

ERGUN BABAHAN / ÖZGÜR DÜŞÜNCE

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.