'Meclis'te kadınların ve köylülerin sesi olacağım'

'Meclis'te kadınların ve köylülerin sesi olacağım'

HDP'nin İzmir milletvekili adaylarından biri olan Ayşe Fırtına Özen'in mücadele hayatı, Türkiye'deki kadın hakları mücadelesinin bir kesiti gibi.

İZMİR - Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 7 Haziran genel seçimlerinde gösterdiği adaylar arasında yer alan dikkat çekici isimlerden biri de İzmir Milletvekili Adayı Ayşe Fırtına Özen (46). Özen'in, henüz çocuklu yaşlardan itibaren başlayan zorlu hayatı, kendisine dayatılan bu hayata karşı gösterdiği kabulsüzlük ve verdiği mücadele ile oldukça farklı. Türkmen Alevi ailesi ile birlikte İzmir'in Kemalpaşa ilçesi Aşağı Kıncak Köyü'nde yaşayan Özen için zorluklar ailesi tarafından henüz 17 yaşındayken hiç tanımadığı biriyle zorla evlendirilmesi ile başladı. "Hayatımın elimden çalındığında ben daha 17 yaşındaydım" diyerek bu durumu ifadelendiren Özen, gelin olarak Manisa'nın Turgutlu ilçesine götürüldü.

Daha evlendirildiği gece evlendirildiği adamdan dayak yiyen Özen, gösterdiği tepkiler sonrası sabah ailesinin yaşadığı köye geri getirilip, çarşının ortasına bir başına bırakıldı.
Yaşadığı bu durumun ruhunda ve hayatında bıraktığı izler, açtığı boşanma davası sırasında da bir hayli derinleşti. Zorlu mahkeme sürecinde karşılaştığı bekaret kontrolü gibi durumların yol açtığı travmayı da bir nebze olsun avukatının desteği ile atlatabildi. 

Davayı kazanıp, avukatının bürosuna gittikleri gün, Özen burada daha çocuk yaşta gösterdiği irade ve verdiği mücadelesiyle benzetildiği Leyla Zana'nın adını duydu. Hayatında ilk kez duyduğu ve benzetildiği bu ismin kim olduğunu sonrasında araştırmaya başlayan Özen, Leyla Zana'nın kim olduğunu öğrendi.

Bu tanışma sonrası Zana'nın verdiği mücadele ile içinde bulunduğu kendi durumu üzerinde uzun saatler boyu düşünen Özen, "Leyla Zana, bir kadın olarak kendi ulusu için bir şeyler yapabiliyorsa ben de Aleviyim, neden ben de kendi halkım için bir şey yapmayayım?" düşüncesi ile kendisine dayatılan hayata karşı kişisel isyanını başlattı.

Alevilik yolunda mücadele ile yola çıktı!

Bu çıkışa tekabül eden 1993 yılında yaşanan Sivas katliamı sonrası, gelişen Alevi hareketliliği ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Kemalpaşa Şubesi'nin açılmasında rol oynayan Özen, şubenin kurucu üyesi olup, ilk başkanlık görevlerini de üstlendi. 

Zorla evlendirilen bir kadınken politikleşen bir kadına dönüşmesinin gücünü kadın iradesinden aldığını belirtip, "Alevi olabilirim, ezilmiş olabilirim ama dünyada en güçlü canlı kadındır" diyen Özen, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nde yer almasından sonra hayatımdaki en büyük şansının karşısına çıkan devrimci erkek arkadaşı olduğunu ifade etti. 
Bu arkadaşının kendisine getirdiği bir kadın dergisini okuduktan sonra, bu dergi için kendi hayat öyküsünü kaleme alan Özen'in hayatı, yazdığı bu yazı sonrası kendisi gibi yüzlerce kadınla tanışması ile tamamen değişti. 

'Meclis'te köylülerin sesi olacağım'

DEHAP Kemalpaşa İlçe Örgütü yönetiminde yer alıp, Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Sosyalist Kadın Meclisi'nde mücadelesini sürdüren Özen, sonrasında da HDP'nin kurucuları arasında yer aldı. Adaylık teklifi geldiğinde ise seve seve kabul etti. Özen, bunu da "Çünkü HDP kadınlar için çok büyük bir fırsattır, kendimi HDP'de ifade edebileceğimi inandığım için buradayım. Hayattan hiçbir ekonomik bir beklentisi olmayan biriyim. Sadece Meclis'te kadınların, köylülerin sesini olmak istiyorum. Çünkü köylüyüm, kadınım ve bu sorunları bilirim" sözleriyle kelimelere döktü.

EVRİM KEPENEK / DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.