Kılıçdaroğlu: Ankara Valisi 10 Ekim katliamına ilişkin soruşturma izni vermedi!

Kılıçdaroğlu: Ankara Valisi 10 Ekim katliamına ilişkin soruşturma izni vermedi!

CHP'li Kılıçdaroğlu, 10 Ekim 2015'teki Ankara saldırısına ilişkin olarak, "103 kardeşimiz teröre kurban gitti. Soruşturma açıldı. Bu konuda izin açıp açmama yetkisi Ankara Valisi’ne verildi. Ankara Valisi soruşturmaya izin vermedi" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Savunma bütün demokrasilerde temel bir haktır. CHP iktidarında avukat ve savcı aynı düzeyde olacak. Kürsüde sadece hakim olacak. Avukatlık o kadar değerli ki her yıl adli yılın açılışında Türkiye Barolar Birliği Başkanı'na söz verilirdi. Ama onun konuşmasından birileri rahatsız oldu. Dönemin başbakanı o konuşmaya tahammül edemediler. Bir yasa çıkarıp Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı'nın adli yıl açılış töreninde konuşması yasaklandı. Hangi hukuktan bahsediyorsunuz? Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nı adli yılın açılışında konuşturmadılar. Adaleti savunan bir avukat, burada konuşmayacaksa nerede konuşacak. 

Tahir Elçi bir aydın sorumluluğu içinde bir basın toplantısı yaptı. 'İnsanlığın ortak mekanında silah çatışma istemiyoruz' dedi. Bunu söyledikten dakikalar sonra vuruldu. Bütün akutalara avukatlık günü nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Önünüze engeller konulduğunu biliyoruz. Ama bütün bunlara rağmen demokrasi adına, çağdaş bir Türkiye adına hep beraber mücadelemizi sürdüreceğiz.

Savunma bütün demokrasilerde temel bir haktır. CHP iktidarında avukat ve savcı aynı düzeyde olacak. Kürsüde sadece hakim olacak. Avukatlık o kadar değerli ki her yıl adli yılın açılışında Türkiye Barolar Birliği Başkanı'na söz verilirdi. Ama onun konuşmasından birileri rahatsız oldu. Dönemin başbakanı o konuşmaya tahammül edemediler. Bir yasa çıkarıp Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı'nın adli yıl açılış töreninde konuşması yasaklandı. Hangi hukuktan bahsediyorsunuz? Türkiye Barolar Birliği Başkanı'nı adli yılın açılışında konuşturmadılar. Adaleti savunan bir avukat, burada konuşmayacaksa nerede konuşacak. 

Tahir Elçi bir aydın sorumluluğu içinde bir basın toplantısı yaptı. 'İnsanlığın ortak mekanında silah çatışma istemiyoruz' dedi. Bunu söyledikten dakikalar sonra vuruldu. Bütün avukatlara avukatlık günü nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Önünüze engeller konulduğunu biliyoruz. Ama bütün bunlara rağmen demokrasi adına, çağdaş bir Türkiye adına hep beraber mücadelemizi sürdüreceğiz.

"Siyasi iktidarın değil, halkın polisi olun; sizi baş tacı yapacağız"

Bu hafta aynı zamanda Polis Haftası. Polislerin görev yetkisi de bir yasayla belirlenmiş.Polisin dünya kadar sorunu var. Gecesi gündüzü yok. Polisin bazen 24 saat çalıştığını görüyoruz. Polisler acaba nasıl besleniyor? Bunu düşünen var mı?Polisler 24 saat çalışırsa ne olur? Fazla mesailerini alabiliyorlar mı? Hak ettikleri ücreti polise veremiyorlar. Miting meydanlarında söyledim. Bunlar da çözeceklerini söyledi. Ama yapmadılar. CHP iktidarında 3 bin 600 ek göstergeyi kendilerine teslim edeceğim. En büyük derdi, siyasetin kendilerine müdahalesi. Yolsuzluk yapanı yakalıyor, yakalayan polisin başı yanıyor. Tayin ve terfi objektif kurallara bağlanması lazım. Adamı olan terfi ediyor. Liyakat esası polislerde de çökmüş. Siyasi iktidarın değil, halkın polisi olun; sizi baş tacı yapacağız.

İki canlı bomba vardı. 103 kardeşimiz hayatını kaybetti. Ön dinleme yapılıyor. Bulunamadı. Bombalar patladı. Akla doğal olarak şu soru geldi. İstihbarat zafiyeti mi var? Evet. Herkesin bildiği, gördüğü, emniyetin yayımladığı isimler oraya kadar geldi, patladı, 103 çocuğumuz hayatını kaybetti. Parlamentonun çıkardığı kanuna göre, mülkiye müfettişleri her yıl en az bir sefer bu istihbaratla ilgili ön dinlemeyi denetlemek zorundadır diyor. Ve bu raporlar da meclise gelecek. Gerçek. 2015’ve 2016’da bir sefer bile denetlenmediler. Yürütme organı, yani bakanlar, başbakan şunu söylüyor: “Bu meclis istediği kanunu çıkarsın. Kanun benim. Çoğunluğum var, ne istersem yaparım.” “Ben yasaya uyuyorum” diyorsan bunu soruşturma konusu yaparsın. Neden denetlenmedi, neden meclise gelmedi.

"Ankara Valisi 10 Ekim katliamına ilişkin soruşturma izni vermedi!"

İkinci sorum Meclis Başkanı’na... Meclis başkanısınız. Raporlar gelmiyorsa, siz bunu sormak zorundasınız. İlla ben mi hatırlatacağım size?  Siz o koltukta hangi gerekçeyle oturuyorsunuz? Parlamentonun itibarını korumak için. O zaman 2015 ve 2016’nın raporlarını derhal isteyin. Daha vahim bir olay. 103 kardeşimiz teröre kurban gitti. Soruşturma açıldı. Güzel. Ön soruşturma sonunda müfettişler dediler ki, bu konunun  soruşturulması lazım ve gerçek faillerin yakalanması lazım. Bu konuda yetki izin açıp açmama yetkisi Ankara Valisi’ne verildi. Ankara Valisi soruşturmaya izin vermedi. Sayın Davutoğlu’na söylüyorum. 103 kişinin günahı kimin boynunda.

Bu konularda cevap vermen için gerçek anlamda başbakan olman lazım. Tiyatro başbakanı değil. Her gün şehitlerimiz geliyor. 2015 Aralık ayında, emniyete jandarma diyor ki, Nusaybin’de çok ciddi bir kümelenme var. Önlem almamız lazım. 2015 Aralık ayı. Mardin Valisi “İzin vermiyorum” diyor. Sayın Davutoğlu’na söylüyorum, Nusaybin’den gelen her şehidin sorumlusu sensin. Şöyle bir gerekçeye dayanıyorlar; “Yeterli güvenlik elemanımız yok.” İyi de bunu isteyenler güvenlik güçleri. Sevgili vatandaşlarım, bunun sorumlusu kim? CHP’yi suçluyorlar. İktidarda CHP mi var, AKP mi var? Valiye o talimatı veren Ankara’daki beyler o işin sorumlusu.

İl başkanlarımız, milletvekillerimiz saldırıya uğruyor. Bekledim, Başbakan “Bir siyasi partinin milletvekiline, il başkanına saldırı kabul edilemez” demesini bekledim. Sesini çıkarmadı.

“Terör örgütüyle bağlantılı olduğu için saldırıya uğruyor” diyorlar. CHP’yi terör örgütleriyle irtibatlandıranlar alçaklardır, şerefsizlerdir. 

Birisi diyor ki, “Masaya otururuz” biri diyor ki “Oturmayız.” Sonra çark ediyor, diyor ki, “Evet, oturmayız.” Tam müsamere başbakanı. Tonlarca patlayıcı yerleştirecekler, kimsenin haberi olmayacak. Hepsinin haberi var aslında. Böyle bir vicdansızlık, böyle bir alçaklık, ahlaksızlık olabilir mi? Şehirleri bombalarla, patlayıcılarla dolduracaksın. Sonra dönüp CHP’yi suçlayacaksın. Bunlarda dürüstlüğün, ahlakın kırıntısı bile yok.

"Aileden Sorumlu Bakan birilerinin önüne yatmış vaziyette"

Öyle bir kültürün içinde sokuldu ki Türkiye, bakın Karaman'da olan olaydan sonra Türkiye'nin her tarafında olaylar neredeyse patladı. Bunlar sabah akşam Müslümanlıktan bahsediyorlar. 14 yıldır Türkiye'yi yönetiyorsunuz. Bu çocukları oraya nasıl teslim ettiniz! Vakıfları savunuyorlar. Valisi konuşmuyor, emniyeti konuşmuyor. Aileden Sorumlu Bakan birilerinin önüne yatmış vaziyette, o da konuşmuyor. Bu yurtlara kim izin veriyor? 'Biz izin vermedik' diyorlar. İzin vermediniz de bunlar nasıl açıldı? Milli Eğitim Bakanı konuşmuyor. Bu işlerin baş sorumlusu sen değil misin? Neden çocukları sapıklara teslim ediyorsun.

Gandi'nin itibarı bütün dünyada var. Peki sarayları mı vardı. Ama bütün ülkelerde heykeli vardır şimdi. Mandela saraylarda mı oturuyordu? Dünyanın en itibarlı kişilerinden şimdi. Mustafa Kemal Atatürk... Savaş meydanlarındaydı. Bütün dünyada itibarı var. Saraya oturmakla insan itibar sahibi olmaz. Belki etrafınızda dalkavuklar olabilir. Dalkavuk sayısının fazlalığı size itibar kazandırmaz. 

"Obama ile görüşmek için 50 takla atıyorsun"

ABD'de kendisini bizim Dışişleri Bakanı karşıladı. Sen orada Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ediyorsun. Obama ile görüşmek için 50 takla atıyorsun. Görüşmüyorsa 'Ben de görüşmüyorum' diyeceksin. En büyük tehlike bu kişinin cumhurbaşkanı olması. Her türlü tavizi verecek konudadır. Enstitüde konuşma yapacaksın, araya işadamları giriyor...

Sorun, Türkiye'nin bozulan imajında. Türkiye'yi artık devletler uygar dünyanın bir parçası olark değil, Ortadoğu'nun parçası olarak görüyor. Bu imajı düzeltecek tek parti CHP'dir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.