Keskin Sağlık Bakanlığı'nı dava etti

Keskin Sağlık Bakanlığı'nı dava etti

'Çocukların aşı sonucu sakat kalması soykırım suçudur

İSTANBUL  - MHP'li eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un bakanlığı döneminde, bölgedeki çocuklara yapılan ve binlerce çocuğun SSPE hastalığına yakalanmasına neden olan aşılamanın bilmeden yapılmasının mümkün olmadığını belirten Avukat Eren Keskin, SSPE hastalığı nedeniyle yaşamını yitiren Zelal Demir'in ailesi adına Sağlık Bakanlığı'na ikinci tazminat davasını açtı. Keskin, "Devlet Kürdistan halkı söz konusu olduğunda her şeyi hakmış gibi görüyor kendisine. Bana göre soykırım suçu bile kabul edilebilir bu" dedi. 

1998-2002 yılları arasında Sağlık Bakanlığı yapan MHP'li Osman Durmuş'un bakanlığı döneminde bölgede yapılan aşı nedeniyle Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) hastalığına yakalanan binlerce çocuğun ailesinin adalet arayışı devam ediyor. Bölgede yaşayan binlerce çocuk okullarda yapılan kızamık aşısı sonucu yatağa mahkum olurken, bu süreç içerisinde onlarcası da yaşamını yitirdi. Aileler tarafından Sağlık Bakanlığı'na yapılan tazminat başvuruları reddedilirken, idare mahkemesine yapılan başvurular ise sonuçsuz kaldı. 2002 yılında okulda yapılan kızamık aşısı sonucunda SSPE hastalığına yakalanan ve 6 Haziran 2012 tarihinde yaşamını yitiren 1995 doğumlu Zelal Demir'in ailesi, avukatları Eren Keskin aracılığıyla Sağlık Bakanlığı'na başvurarak, ikinci kez tazminat talebinde bulundu. 

'Faşizan bir bakanın döneminde olması dikkat çekici'

Demir ailesinin avukatı Keskin, MHP'li Bakan Osman Durmuş'un Sağlık Bakanı olduğu dönemde SSPE hastalığının çok sayıda çocukta görüldüğünü ve bu çocukların hemen hemen tamamının bölgede yaşıyor olmasının dikkat çekici olduğunu belirtti. Keskin, hastalığa yakalanan çok sayıda çocuk olduğunu; ancak devletin resmi kabulü olmadığı için rakamların muğlak kaldığını ifade ederek, "Bu hastalık kızamık aşısının ya az dozda verilmesiyle oluyor ya da son kullanma tarihi geçmiş olan aşıların yapılmasıyla gerçekleşiyor. Ayrıca, Osman Durmuş gibi faşizan bir bakanın zamanında olması da oldukça ilginç. Devletin resmi kabulü olmadığı için rakamlar belli değil" diye konuştu. Osman Durmuş'un bakanlığı döneminde yapılan "yanlış" aşılama sonucunda çok sayıda çocuğun ve ailenin mağdur olduğunu belirten Keskin, "Örneğin bizim büroda çalışan arkadaşımızın yeğeni de geçen yıl bu hastalıktan vefat etti. Aileler çok sayıda insanın bu şekilde mağdur olduğunu biliyorlar" dedi. 

'Devlet suçunu kabul etmeyince davalar sonuçsuz kalıyor'

Bu tür davalarda devletin suçlamayı kabul etmediğini, bu nedenle de açılan davaların bir çocuğunun sonuçsuz kaldığını aktaran Keskin, Urfa'nın SSPE hastalığının en çok görüldüğü illerden biri olduğunu söyledi. 1995 doğumlu olan müvekkili Zelal Demir'in 2002 yılına kadar hiçbir sağlık sorunu yaşamadığını söyleyen Keskin, "1996 yılında kızamık aşısı da dahil bütün aşıları yaptırılıyor ve 2002 yılına kadar da son derece sağlıklı okuluna giden bir çocuk. Ancak Zelal'e de 2002 yılında Viranşehir Dumlupınar İlköğretim Okulu'nda kızamık aşısı yapılıyor. Zelal, kızamık aşısı yapıldıktan bir buçuk ay sonra yürürken dengesizleşmeye, düşmeye, yakınlarını tanımamaya başlıyor ve aile doktora götürdüğünde SSPE hastalığının tanısı konuluyor" dedi. Keskin, tanı raporunda hastalığın nedeni olarak, "Kızamık aşısının eksik dozda yapılmış olması veya son kullanma tarihinin geçmiş olması"nın saptandığını vurgulayarak, "Aile o dönem çocuk henüz hayattayken bakanlığa başvurarak tazminat talep ediyor. Tazminat talepleri reddedilince de idare mahkemesine dava açıyorlar. İdare mahkemesi de süre yönünde reddediyor davayı. İşin esasına bile girmiyor. Ancak ne yazık ki çocuk 6 Haziran 2012 tarihinde yaşamını yitiriyor" dedi. 

'Kürdistan halkı söz konusu olduğunda devlet her şeyi hakmış gibi görüyor'

İdare mahkemesine başvurabilmek için resmi bir sürecin başlatılması gerektiğini ifade eden Keskin, bu nedenle Demir ailesinin yeniden Sağlık Bakanlığı'na başvurduğunu söyledi. Keskin, "Talebimiz çok büyük bir ihtimalle reddedilecek. Ve İdare mahkemesine tazminat davası açacağız. Ancak burada önemli olan tazminat değil, devletin suçunu kabul etmesidir" diye belirtti. Keskin, "Devlet Kürdistan halkı söz konusu olduğunda sanki her şeyi hakmış gibi görüyor kendisine, araştırmıyor dahi. Eğer bir bölgede binlerce çocuk bu hastalığa yakalanıyorsa ortada çok büyük bir suç var demektir. Bana göre soykırım suçu bile kabul edilebilir bu. Eğer bilerek yapıldıysa ki, bilmeden yapılması bana göre mümkün değil, en azından çok büyük bir görev ihmali söz konusu. Madem ki hükümet, demokratikleşmeden ve barış sürecinden söz ediyor, o halde barışmak istediği halkın çocuklarına yönelik bir büyük hastalık söz konusuysa bunu dikkate alması ve sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor" dedi.  DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.