Kani Beko: 1 Mayıs'ta işçilerin adresi Taksim'dir

Kani Beko: 1 Mayıs'ta işçilerin adresi Taksim'dir

"1 Mayıs'ta işçilerin adresi Taksim'dir" diyen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, başta Taksim olmak üzere bir çok kentte emekçilerin iktidarın savaş politikalarına ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı taleplerini haykıracaklarını söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu 1 Mayıs İşçi Bayramı'nda da gözler İstanbul'daki kutlamaların yapılacağı adrese çevrildi. Emekçilerin 1 Mayıs alanı olarak tanımladığı Taksim Meydanı'nın AKP tarafından geçtiğimiz yıllarda yasaklanmasından kaynaklı her yıl tartışmaya açılan alan konusu, yine gündemin merkezinde.

CHP'nin '1 milyon insanla başka bir alanda kutlama' önerisi de emekçilerden onay almadı. DİSK, KESK, TTB ve TMMOB, başkanlar düzeyinde yaptıkları toplantının ardından başta İstanbul Taksim Meydanı olmak üzere ülkenin birçok alanında emekçilerin sokaklarda olacağını ilan etti. 

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, 2016 1 Mayıs'ının emekçiler açısından ne anlam ifade ettiğini ve alanlarda haykıracakları talepler hakkında DİHA'ya konuştu. 

'İşçiler taleplerini haykıracak'

İktidarın çıkarttığı yasalarla esnek ve güvencesiz çalışma koşullarının dayatıldığı emek alanının yaşadığı sorunları değerlendiren Beko, işçilerin 1 Mayıs'ta başta Taksim olmak üzere ülkenin birçok kentinde hükümetin emek alanına yönelen politikalarına karşı güçlü bir itirazı yükselteceklerini söyledi. Beko, işsizlik sorunu, Meclis gündemine gelen kıdem tazminatının fona devri, özel istihdam bürolarının önünü açan ve kiralık işçiliği gündeme getirecek yasa tasarıları başlıklarına vurgu yaptı. 

Beko, "Ülkede 10 milyona yakın işsiz var. Mutlaka işsizlere iş bulmamız gerektiğini ifade edeceğiz. İşçilerin yüz yıllık kazanımı olan kıdem tazminatının fona devretmek istiyorlar. Çağdışı bir sistem olan esnek çalışma sistemini dayatmak istiyorlar. Özel istihdam bürolarıyla Ortaçağ köle pazarlarında olduğu gibi işçileri kiralık işçilik adı altında satmak istiyorlar. Bir de kadını eve kapatmayı düzenleyecek maddeler var. Kadınların evden çalışması öngörülüyor. İşçi sağlığı güvenliği koşulları kullanılmadığı için iş cinayetlerinde Avrupa'da birinci, dünyada 3'üncüyüz. Her gün işçiler önlem alınmadığı için iş cinayetlerinde ölüyorlar. AKP iktidara geldiği günden bu yana iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiren işçilerin sayısı 17 bini buldu. Bir de yaralanıp sakat kalanlar var. Milyonlarca çalışan işçinin 3 milyona yakını taşeron işçisi. Taşeron işçilerin büyük kısmının iş güvencesi yok. Bu sebeplerle 1 Mayıs'ta tüm bu politikalara karşı işçilerin gerçek taleplerini haykıracağız" diye konuştu.

'Savaş çığırtkanlarına karşı kalıcı barış talebini yükselteceğiz'

2016 1 Mayıs'ının savaş politikalarının devrede olduğu ve çatışmaların yükseldiği bir ortamda gerçekleşeceğine de dikkat çeken Beko, bu sebeple bu savaş politikalarına karşı emekçilerin 1 Mayıs alanlarında kalıcı barış talebini güçlü bir sesle dillendireceklerini söyledi. Beko, "Bu topraklar yeteri kadar kana doydu. Kalıcı barışın sağlanmasını istiyoruz. Ancak öyle bir noktaya geldik ki bugün savaş istemek suç değil ama barışı istemek suç haline geldi. Koşullar ne olursa olsun savaş çığlıkları atanlara karşı 1 Mayıs'ta alanlarda barışı, kardeşliği öne çıkaracağız. Bu toprakların gerçekten barışa ihtiyacı var. Ortadoğu kan gölüne döndü. Alanlarda insan hakları, demokrasi, barış, kardeşlik, sendikal hak ve özgürlüklerden yana olan demokratik kitle örgütleri ile meslek odaları ile DİSK KESK TTB TMMOB olarak başta Taksim olmak üzere Türkiye'nin tüm alanlarında birlikte barış sesini yükselteceğiz" dedi. 

'İşçilerin adresi Taksim'dir'

Taksim tartışmalarına ve geçtiğimiz yıllarda hükümet tarafından Taksim'in işçilere yasaklanmasına da değinen Beko, "Taksim'i yasaklamak suçtur" dedi. Daha önceki yıllarda Taksim yasağına dair verilen AİHM ve yerel mahkeme kararlarını hatırlatan Beko, "Dolayısıyla Taksim yasaklanarak suç işleniyor. İşçilerin adresi Taksim'dir. İstanbul'da da 1 Mayıs denilince Taksim işaret edilir. 1977 yılında 37 arkadaşımız faşist katiller tarafından katledildi. O günden bu güne katiller adalete teslim edilsin diyerek mücadele ettik. Bu derin güçler aydınlatılmazsa bu ülke katliamlar ülkesi olmaya devam eder. Eğer 1977 katliamı aydınlatılsaydı katillerin arka planındaki güçler teşhir edilmiş olsaydı bize göre Kahramanmaraş olayları yaşanmazdı, Sivas katliamı olmazdı. Suruç'ta 33 can katledilmezdi. 10 Ekim'de Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamlarından birini yaşadık. 1977 1 Mayıs'ında yaşanan katliamın sorumluları yargılansaydı belki de bu ülke katliamlar ülkesi olmayacaktı" değerlendirmesinde bulundu. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.