'Hasta tutsaklara somut adım istiyoruz'

'Hasta tutsaklara somut adım istiyoruz'

İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan tetkikler sonucunda "cezaevinde kalamaz" raporu verilerek önceki gün tahliye edilen Murşit Aslan, diğer hasta tutsak arkadaşlarını cezaevinde bıraktığı için, tahliyenin kendisini mutlu etmediğini ifade etti.

İZMİR - Mardin'in Derik ilçesinde 1992 yılında çıkan bir çatışmada yaralı bir şekilde ele geçen Murşit Aslan, çeşitli cezaevlerinde kaldıktan sonra 2000 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in affıyla serbest bırakıldı. Cezaevinde bulunduğu süre içinde yaraları kısmi felce dönüşen Aslan, 2004 ve 2005 yılları arasında 2 defa daha tutuklanıp, kısa bir süre sonra yine serbest bırakıldı. Bu süre zarfında mahkemesi devam eden Aslan'a yargılandığı iki ayrı dava kapsamında vücudunun yüzde ellisini kullanamamasına rağmen "Örgüt üyesi" olmak suçlamasıyla toplam 13 yıl 9 ay ceza verildi. 2010 yılında aldığı cezalar, Yargıtay'ca onaylanan Aslan hastalığı gözetilmeksizin tutuklanarak cezaevine gönderildi. 3 yıldır birçok hasta tutsak gibi cezaevinde tutulan Aslan'ın ailesi daha önce tahliyesi için 6411 sayılı yasa kapsamında Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yapmış, fakat başvuruları reddedilmişti.

Yaşadığı ağır sağlık sorunlarına rağmen uzun süre cezaevinde kaldıktan sonra, uzun uğraşlar sonucu götürüldüğü İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda sağlık tetkikleri yapılan Aslan'a "cezaevinde kalamaz" raporu verildi. Verilen rapor üzerine önceki gün tahliye edilen Aslan, kendi ve diğer hasta tutsakların yaşadığı sıkıntıları DİHA'ya anlattı. 

'Tahliyeme sevindim diyemem'

Kimi insana göre tahliye edilmenin güzel bir duygu olarak tarif edilebilineceğini ifade eden Aslan, ancak kendi açısından tahliye edilmiş olmasının çok fazla sevinç verici olmadığını söyledi. Belki de kendisinden daha kötü durumda onlarca, yüzlerce hasta tutsağın var olduğunu bildiği için dışarıya çıkmış olmasının kendisini sevindirmediğini dile getiren Aslan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yine genel politik gelişmelerin seyrine baktığımda yine insanı sevindirecek bir şey olmadığını görüyorum. Politik gelişmeleri iç açıcı görmüyorum. Tutsak hastaları gündeme getirmek güzel bir şeydir. Ancak karşı tarafın yaklaşımları ne politik gerekliliği cevaplandırabiliyor, ne de insanı ve hukuki gereklilikleri cevaplandırıyor. Yaklaşımları bozuktur. Başta Sayın Abdullah Öcalan'ın durumu ortadadır. Bütün kamuoyu ayakta, bağımsız bir sağlık heyetinin gitmesini bekliyor. Sağlık sorunlarının olduğu da biliniyor. Bu olmadıktan sonra benim gibi tek tük hasta tutsakların bırakılması fazla bir anlam taşımıyor. Bu çerçevede tahliyeme sevindim diyemem." 

'O kadar çok yaşamışlık var ki'

Aslan, hasta tutsakların sürekli gündemde tutulması gerektiğinin altını çizerken, önemli olanın bu kolay karşılanabilecek taleplerin nasıl karşılandığı olduğunu vurguladı. Tutsakların kendi iradeleriyle politik mücadeleye kendilerini verdiklerini ve onlar açısında mücadelenin her koşulda devam edeceğini ifade eden Aslan, bahsi geçen çözüm sürecinin çok önemli olmasına rağmen, devlet ve hükümetin geçiştirmeli bir mantıkla çözüm sürecine yaklaşmasını eleştirdi. 

Demokratik çözüm sürecine doğru yaklaşılması gerektiğini dile getiren Aslan, hak ve hukuka gerçekçi yaklaşılması gerektiğini ve kendisiyle çelişik olmayan bir devlet istediklerinin altını çizdi. Devletin sürece ilişkin yaklaşımda başarı elde edemeyeceğine dikkat çeken Aslan, "Başarılı olamayacağına dair o kadar çok yaşanmışlık var ki. 40 yıllık bir savaş pratiği vardır. AKP hükümeti özgürlük hareketinin 40 yıllık mücadele sürecinde başa gelen en ilginç hükümettir. Bundan öncekilerin kimlikleri biraz daha netti. AKP'nin politikası çok basit olduğu halde, toplumun kafasını karıştırıyor. Harekete bağlı bir birey olarak çağrımız kendilerini doğruya yatırmalarıdır. Hükümetin yapmadığı budur" şeklinde konuştu. 

'Biz kimseye avuç açıp, medet ummuyoruz'

Cezaevlerinde bıraktığı arkadaşlarının morallerinin güçlü olduğunu ve amaçlarına sonuna kadar bağlı olduklarını dile getiren Aslan, "Fiziki anlamda sıkıntılar vardır. Ancak bu sıkıntılardan kaynaklı bir yerlerden merhamet beklemiyoruz. Mademki bir süreç başlattınız, bizimde durumumuz ortadadır. Tıbba göre ayağı kesik bir insan hayatını nasıl idame edecek. Hasta tutsaklarla ilgili siz böyle bir süreci başlattınız. Ben durduğum yerden Mardin'den İstanbul'a gelmedim. Benim gibi çok arkadaş var. Her biri değişik cezaevinden gelmiş, aynı benim gibi devlet savcısı yetkilisi gönderiyor. Tamam gönderin ama işinizi de doğru yapın" dedi. 

Kendi durumunda her şeyin ortada olduğunu ve raporun cezaevinde kalabilir şeklinde verildiğini ifade eden Aslan, bu duruma tepki gösterdiğini "Cezaevinin benim ailemim evi olmadığını söyledim. Cezaevinin cennet olmadığını ve cennette bile benim durumumda birimin tek başına yaşayamayacağını söyledim. Bizim ayağımızda, midemizde olmasa da farklı bir gücümüzle yolumuza devam ediyoruz" dedi. Cezaevindeki hasta tutsaklara ilişkin konuşan Aslan, "Kamuoyu bilsin diye söylüyorum. İçeride Suphi adında bir arkadaşımın ayakları yok. Emin Aktaş adından bir arkadaşımın iki kolu yok. Ayakları olmayan, kolları olmayan, felçli olan arkadaşlarımız var. Ben kendim 3 yıldır içerideyim, yüzde doksan sakatlık raporum vardır. Benim gibi yüzlerce arkadaş vardır. Ama biz kimseye avuç açıp medet ummuyoruz" diye belirtti. DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.