Gastro-sosyolojik 'Tirşik'

Gastro-sosyolojik 'Tirşik'

Biz, şimdi yılan pancarını, yani bilenen ismiyle Tırşik'i gastronomik olarak inceledik. Bu işin sosyolojik kısmını ise, kimi devlet yöneticilerine ve politikacılarına bakarak görebileceğimizden de hiç şüphemiz yok.

Bilimsel Yaklaşım

İçerisinde bulunduğumuz toplumda adını sıklıkla duyduğumuz bu bitkiyi hem tarihsel hemde gastronomik olarak incellyelim.

Peki nedir "Tırşİk"?

Evet arkadaşlar "Tırşik" yani Anatolya ve Mezopotamya'da yılan pancarı, yılan yastığı ve yaban pancarı olarak bilinen, ilkbahar boyunca Akdeniz'in yüksek ve nemli yaylalarında yetişen, şifa deposu bir bitkidir. Evet tek başına bir ecza dolabıdır.

Neye mi iyi gelir?

Tüm hastalıklara karşı şifa gösterir, iştah açar, Mide ile birlikte tükürük bezlerinin artmasını sağlar ve mide hazmı sıkıntısı çeken insanlar için birebirdir. İdrar söktürücü ve idrar enfeksiyonlarına karşı da etkilidir. 

Kansızlığa karşı da çok faydalı bir bitki olan Tırşik, ateş düşürücü özelliğe de sahiptir. Yaraların hızla iyileşmesini ve kısa zamanda kapanmasını sağlar. Vücut direncini artırır ve kas kramplarına karşı etkinlik gösterir. Kanser riskini düşürür, gastrit ve bronşit içinse, tam bir dermandır.

Peki yılan pancarı yani Tırşik bu kadar faydalı iken neden insanların isimlerinin önüne "Tırşik", "Tırşikçi" sıfatları eklenir?
Bu, tabii ki yılan pancarının iki çeşit olmasından kaynaklanır. Peki nasıl birbirinden ayırt edilir diye sorarsanız yapraklarının büyüklüğü cevabını alırsınız. Küçük yapraklı olan bu kadar şifalı iken büyük yapraklısı ise, isminden de anlaşılacağı gibi bir engerek kadar zehirlidir ve hiçbir koşulda çiğ tüketilmemesi gerekir.

Rivayete göre hekimlerin piri, lokman hekim Misis çevresinde dolaşırken çalıların içinden bir kıpırtı duyar ve çalılara yönelir. Yöneldiğinde ise, birkaç farenin bir ölü fareyi güneşe yatırdığını görür. Bir farenin ise, bu otu ölü farenin burnuna sürdükten sonra, dirildiğine tanık olur ve bu otu torbasına doldurup, ölümsüzlüğün iksirinin buldum diye bağırıp, dere tepe koşmaya başlar. Tam bu sırada tanrının gazabına uğrayan lokman hekimin o ana kadar yaptığı ve bütün ilaçları yazmış olduğu notları/kitabı Ceyhan nehrine dökülür. 

Peki bu denli efsanelere konu olmuş bir bitki yemeklere malzeme olmaz mı?

Gel gelelim başat konuya. Şimdi de biraz mutfak üzerinde duralım. Mersin'den Batmana kadar yemeklere malzeme olmuş bu bitkinin tabii ki onlarca çeşit yemeği  vardır. Biz ise, birkaç bilinen yemek tarifi üzerinde durmakla yetineceğiz. Öncelikle Osmaniye ve K.Maraş çevresinde tüketilen Tırşik çorbası.

Bir kilogram Tırşik yaprağı öncelikle ince ince kıyılıp, bir tas yoğurtla çırpılır. Toplamda bir kg olan nohut ve dövme karışımı iyice yıkandıktan sonra, beraber sıcak suya boca edilir. Dört yemek kaşığı un ve bir çorba kaşığı tuz ilave edilen bu karışım, iyice karıştırıldıktan sonra  bir gün bekletilir. Bir gün bekletilen karışım sonra ocağa konulup iyice piştikten sonra, tabaklara konulup servis edilir. tabii ki yemeğinde olduğu gibi çorbasında da bir sınır olmayan ve yörelerce değişen memleketimizin damak tadına göre limon, soğan ve sarımsak da kullanılabilir.

Herkese afiyet olsun. 

Gelelim Tırşik'in  yemek haline. Kimileri, bu yemeğin adının Tırşik olmasının sebebini, isminden yola çıkarak salça ve domates kullanımından kaynaklı Tırşik olduğunu ortaya iddia eder. Ki Kürtçe ekşi "Tırş" demektir.  Kimi ise, bu yemeğin içinde Tırşik yaprağının olduğunu savunur. Bu tartışmalar bugüne dek sürmektedir. 

Yemeğin de ise, domates, biber, patlıcan, bezelye, taze fasulye, soğan sarımsak, kabak, et ve  patates vardır. Görmekteyiz ki, onlarca kavime ev sahipliği yapmış Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Süryani ve nice milletin yaşadığı Orta Doğu'da türlü damak tadına uygun malzemeler kullanılır ve bir sınırı da yoktur. 

Genelde bilineni ise, patlıcan küp küp kesilir, on dakika tuzlu suda bekletilir. 10 dakika bekletildikten sonra, kavrulan etler ve soğan dağıtılır. Patlıcan ve tohumları atılıp yıkanan biberler eklenir. Kabukları soyulup küp küp doğranan domatesler, soyulmuş bütün sarımsaklar ve tuz eklenir. Et ve sebzeler yumuşayıncaya kadar pişen yemeğimiz, ocak kapatılmadan iki dakika önce maydanoz, nane, kekik ve kimi baharatlarla zenginleştirilir.

Biz, şimdi yılan pancarını, yani bilenen ismiyle Tırşik'i gastronomik olarak inceledik. Bu işin sosyolojik kısmını ise, kimi devlet yöneticilerine ve politikacılarına bakarak görebileceğimizden de hiç şüphemiz yok. 

Siz, siz olun Tırşik yiyin ama; Tırşikçi olmayın!

FIRAT DÖNER

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.