Demirtaş: Ölüden hesap sormaya kalkan, diriden sormaz mı?

Demirtaş: Ölüden hesap sormaya kalkan, diriden sormaz mı?

Partisinin 1. Olağan Konferansı'nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tarihsel kırılmanın arifesinden geçildiğine işaret etti.

ANKARA - Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) önümüzdeki hafta gerçekleştireceği 2. Olağan Kongresi, öncesinde Türkiye ve Kürdistan'ın 81 ilini kapsayan 53 konferansın ardından merkezi düzeydeki ilk konferans Ankara'da toplandı.

1. Olağan Konferans'ın sloganı ise "Yarını bugünden kuruyoruz" olarak belirlendi.

İki gün sürecek konferansa 750 delegenin yanı sıra aralarında HDK eş sözcüleri Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün de bulunduğu 50'ye yakın konuk katıldı.

Konferansla yerellerde yapılan 53 konferansta belirlenen delegeler ilk kez bir araya gelirken, yerel konferanslarda çıkan öneriler konferansta ele alınacak ve önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan büyük kongreye sunulacak. 

Konferans, divan kurulu üyelerinin belirlemesiyle başladı. Daha sonra divan adına kısa bir açıklama yapan kurul üyesi ve aynı zamanda HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, içerisinden geçilen sürecin çok kritik olduğunu ifade ederek, "Bu Türkiye'nin geleceğinin nasıl olacağının belirleneceği bir kavşaktır. Türkiye ya ezilen halkların, sınıfların, inançların barış, demokrasi ve özgürlük arayışlarını büyük insanlık değerleriyle buluşturacaktır. Ya da başkanlık adı altında diktatörya sisteme teslim olacaktır" dedi. 

Daha sonra kürsüye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, katılımcılara seslendi. Katılımcıları Kürtçe selamlayan Yüksekdağ, "Seve, Fatma ve Pakize şahsında direnen tüm kadınları ve demokrasi şehitlerini saygıyla anıyorum" dedi.

Yüksekdağ, HDP'nin Türkiye ve Kürdistan coğrafyasının bütün farklılıklarını ve zenginliklerini temsil eden bir yapı olduğunu kaydetti.

HDP'nin yeni iddialarla her dönem ortaya çıktığını söyleyen Yüksekdağ, "Sözlerimizin her biri yaşama geçen bir gerçekliğe dönüşmüştür. Bugün de yaşama dair toplumun geleceğine dair yeni şeyler söylememiz gerekiyor. İşte HDP Türkiye tarihindeki birileridir. Toplumun dara düştüğü kritik anların eşiğinde HDP'yi ve bizlerin iradesini, Türkiye halklarının iradesini bulursunuz. İşte bugün Türkiye halkları bir kez daha dara düştü. Bu ağır günlerin içerisinde yeni bir kapı açmak, yeni sözler söylemek ve söylediğimiz söyleri yaşama geçirmek için yola çıkıyoruz yeniden" ifadelerini kullandı. 

'HDP başka bir yol mümkün diyerek yola çıktı'

Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise hem Ortadoğu için hem Türkiye için tarihi alt üst oluşların yaşandığı bir dönemden geçildiğini ifade ederek, "Bu dönem, kısa bir süre yaşanıp, olup bitecek bir dönem değil. Özellikle Irak'a emperyalistlerin müdahalesiyle her gün her hafta yeni savaşlarla, kıyımlarla daha büyük bir alt üst oluş süreci devam ediyor. Daha ne kadar sürecek kestiremiyoruz, hiçbir siyasi analiz ön görüde bulunamıyoruz. Partimiz 100 yıl önce şekillenen Mezopotamya ve Anadolu coğrafyasının yeniden dizayn edildiği, yeniden sınırların karşılaştırıldığı bir süreçte, HDP olarak halkın öz gücü ile kendimiz yazmalıyız gerçekliğinden hareketle kuruldu. Bütün Ortadoğu, ezilenleri için başka bir yol mümkündür temel şiarıyla ile yola çıktı" dedi. 

Demirtaş'ın konuşmasından satır başları şöyle: 

'Eksikliklerimizle Türkiye'nin en iyi partisiyiz'

"Bugün bizler partimizin eksikliklerini ve yanlışlıklarını büyük bir cesaretle tartışacağız. Türkiye'nin devrimci mirasını devraldık ama Türkiye'nin en yeni partisiyiz. Eksiklerimizi hatalarımızı konferansımızda tartışacağız. Ancak eksikliklerimizle Türkiye'nin en iyi partisiyiz. Tarihsel kırılmanın arifesinde hesapları kirli olanların yöntemlerinin de kirli olacağını elbette tahmin etmeliyiz. Yıllardır kendi hazırlığını yapmış güçler, kendi gündemini hayata geçirmek için hesap yapmış bütün odaklar şimdi yanıldılar yanılmaya devam ediyor. Türkiye'de HDP şahsında bu kirli hesaplar frenlendi. Suriye'de Rojava devrimi şahsında bu hesaplar frenlendi." 

'Cenazeye işkence yapanlar insan değil'

"AKP rejimi, ısrarla tespit ve tarif konusunda bir çabaya girmemize gerek bırakmadan pratikleriyle kendilerini ortaya koyuyorlar. Savaşı durdurmak birinci önceliğimizdi. Ancak savaşı durduramadık. Fakat durduramadığımız savaşın içinde en azından ahlaki, evrensel genel değerlerin ihlal edilmemesi, ağır ihlallerin yaşanmaması için çağrılar yaptık. Baktık ki karşımızda bunu duyacak insan yüreği yok. Günlerce sokakta bekletilen cenazeler, cenazelere yapılan işkenceler var. Bunlar bir savaş ve çözüm mevzusu değildir. Kürt sorunuyla alakalı bir mesele değildir. Her konuda farklı düşünebiliriz. Sorunların çözümü konusunda HDP ya da AKP/hükümetin fikri başkadır. Fakat bir cenazeyi işkence yapılması konusunda farklı düşünülüyorsa ya biz insan değiliz ya onlar insan değil. Akademisyenlere yapılanlar için 'aklım almıyor' diyenler var. Nasıl almıyor? Cenazeye bile bunu yapan akademisyene ne yapmaz? Ölüden hesap sormaya kalkan, diriden hesap sormaz mı?"

Kürtlerin önerisini Türkler önerdiğinde mi demokratik oluyor?

Türkiye Barolar Birliği'nin DTK'nın özerklik ve özyönetim bildirisine verdiği tepkiye değinen Demirtaş, birliğin daha önceki hazırlayıp Meclis'e sunduğu anayasa taslağını anımsatarak, şu ifadeleri kullandı: "25 bölge meclisi öneriyor. Bölge meclislerinin hepsinin özerk yetkileri olmasını söylüyor. O gün yayınladıklarında buna kimse bölücü, terörist, vatan haini demedi. Bizim önerimizden biraz daha ileri bir öneri. Kendilerine gerçekten teşekkür ediyorum. Kendi söyledikleri ve yazdıklarına da sahip çıkacak kadar cesaret ortaya koymalılar. İki öneri arasındaki fark nedir? Birini Kürtler önerdiği için bölücü, diğerini Türkler önerdiği için demokratik mi oluyor? Eğer öyleyse bölümü olan Kürtler değildir."

'Ölüden hesap sormaya kalkanlar diriden hesap sormuş çok mu?'

Anayasa tartışmalarına dikkat çekerek "Rejimin demokratik dönüşümüne ihtiyaç var" diyen Demirtaş, "Ancak cenazeler yerdeyken nasıl yeni bir toplumsal sözleşme yapılacak. Böyle bir zihniyet demokratik midir tartışmanın bittiği noktayı ifade ediyor. Aylardır çözülmemiş Türkiye'de bir cenazeye işkence mevzusu var. Cenazeye bunu yapan akademisyene bunu yapmış çok mu? Ölüden hesap sormaya kalkanlar diriden hesap sormuş çok mu? Böyle bir ortamda fikir ve düşünce özgürlüğünden bahsedebilir miyiz?" diye sordu. 

'Bu durumda nasıl bir toplumsal sözleşme yapacağız'

Demirtaş, "Yeni anayasa ve toplumsal sözleşmeye evet ama oraya doğru giderken yoldaki engelleri ve mayınları da temizlemenin koşuları yaratılmadı" dedi. Demirtaş bunu yaratmanın yolunun da çözüm masasına yeniden dönülmesi olduğunu hatırlattı, "Meclis Başkanı bize davet gönderdi. HDP Anayasa masasında özerklik önerdi diyelim. Ne olacak? Başsavcılık harekete geçtiğinde ne olacak? O başkanlığı dile getirecek ancak bizim fikirlerimizi savunma özgürlüğümüz yok. Bu durumda nasıl toplumsal sözleşme yapacağız" dedi.

Demirtaş'ın konuşmasının ardından konferans basına kapalı olarak devam etti. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.