DBP'den çağrı

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, parti Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in gözaltına alınması, Diyarbakır'daki Genel Merkez Danışmanlık Bürosu ile evinde arama yapılmasına ilişkin açıklama yaptı. Partilerine yönelik baskıların hız kesmediğine vurgu yapılan açıklamada, tüm bu gelişmelerin ve yaşanan baskıların tamamen siyasi amaçlı sindirme politikaları olduğu belirtildi.

Açıklamada, "Bölgede güçlü bir şekilde hükümete muhalefet eden partimize dönük baskılar, yaptığımız muhalefetten, geliştirdiğimiz siyasetten kaynaklandığını tekrar vurgulamak istiyoruz. Savaştan nemalanan siyasi görüş karşısındaki duruşumuzun, merkezi yönetime karşı yerelden- öz gücüne dayalı yönetimi savunuyor olmamızın kirli siyaset arenasındaki karşılığı tutuklanmalar, gözaltılar ve infazlar olmuştur. Savaş hükümetinin partimize dönük gerçekleştirdiği saldırılar ilk değildir. Seçim süreci sonrası parti meclis üyelerimizin katledilmesi, tutuklanması en son olarak da Eş Genel Başkanımız Kamuran Yüksek'in gözaltına alınması tekçi- katliamcı zihniyetin bir yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Eş Genel Başkanımızın gözaltına alınmasının talimatını verenler, Cizre bodrumlarında katliamların talimatlarını verenlerdir. Yapılmak istenen savaş hükümetine karşı gelen tüm yapılarımızı saf dışı bırakmak siyaset arenasından silerek çalışamaz konuma getirerek kendisini alternatifsiz kılmaktır. Fakat geleneğinden geldiğimiz siyasi mücadele şimdiye kadar böylesi süreçleri çokça yaşamıştır, kaldığı yerden mücadelesine çok daha güçlü bir biçimde devam etmiştir. Bu gün de yaşanan gözaltılar katliamlar bizleri yıldıramayacaktır" denildi. 

Yüksek'in gözaltı gerekçesinin yaptığı basın açıklamaları olarak belirtildiğine işaret edilen açıklamada, "Eş Genel Başkanımızın gözaltı gerekçesi, hukukun işlediği hiçbir ülkede olması mümkün olmayan gayri ciddi gerekçeler olduğunu kaydetmek istiyoruz. Hükümet ve derin yapılar bu uygulamalar ile siyasetten partimizin önünü kesmeyi, çalışmalarımızı durdurmayı amaçlamaktadır. Türkiye kamuoyu, bölgemizde hukukun tamamen rafa kaldırıldığı bir dönemden geçtiğini bilmelidir. Türkiye'nin demokratikleşmesi, barışın egemen olması için hukuksuzluklarla mücadele etmeyi direnerek sürdüreceğiz. Barışın ve hukukun bu topraklarda egemen olması için bedeli ne olursa olsun vermeye hazırız ve bu baskı, imha-katliam ve siyasi soykırım politikaları ile biz siyaset yapanları yıldırmak isteyenlere mücadelemizle cevap vereceğiz. Kamuoyu; devletin bu tür baskı ve siyasi soykırım operasyonlarla, yaptığımız siyasetten asla taviz vermeyeceğimizi bilmelidir" ifadeleri kullanıldı. 

Açıklamanın sonunda Yüksek ile dayanışmak amacıyla saat 13.00'da Diyarbakır Adliyesi önünde yapılacak açıklamaya davet edildi.