Davutoğlu: 'AB ile Kayserili pazarlığı yaptık'

Davutoğlu: 'AB ile Kayserili pazarlığı yaptık'

Zirve aralarında Merkel ile mesajlaştıklarını açıklayan Davutoğlu, “Kayserili pazarlığı” ile vize ve yardım konularında netice alındığını söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel dönüş yolunda uçakta konuştu:

“İyi bir süreç, iyi bir tecrübe oldu. AB mülteci sayısı azalmadığı için soru sorarak veya belli konuları gündeme getirerek, Türkiye’yi sıkıştıracak gibi bir durum vardı. Sıkıntılı bir zirve olacağı kanaati hâkimdi. Bu tür durumlarda beklenmedik hamle, karşı tarafı normalde alamayacağı kararlara yöneltebilir. Arkadaşları giderken topladım. Onları dinledikten sonra 12 maddelik bir plân söyledim. AB’nin yapacakları, bizim yapacaklarımız. Aslına bakarsanız normal şartlarda bakıldığında kabulü zor olan unsurlar da vardı içinde. Zaten Merkel ve (Hollanda Başbakanı) Mark Rutte ile akşamdan buluşalım diye konuşmuştuk. Biz daha varmadan Merkel gelmişti. Rutte de geldi. Bu arada belirli bir samimiyet oluşturuyor. Akşam 21:00’den gece 03:00’e kadar altı saat görüştük. Önce üçümüz başbaşa. Sonra onlar çekildi, kendi aralarında müzakereye. Ardından tekrar üçümüz başbaşa geldik. 12 maddeyi Merkel ve Rutte’yle görüşmüş olduk bazı ufak değişikliklerle.

Böyle bir hamle beklemiyorlardı. Onların daha çok beklediği şey, Türkiye neler yaptığını anlatacak şeklindeydi. Mülteci geçişini 6 binden bin 800’e düşürdük ama bu da büyük rakam. Ayda 60 bin kişi demek neredeyse. Ertesi sabah, önce AB parlamentosu Başkanı Schulz, AB Komisyon Başkanı Junker ile bir araya geldik. Sonra Çipras ile görüştük ve zirveye gittik. Sabah yeni formül ortaya çıkınca Merkel ‘akışı değiştirelim’ dedi, onların konsey toplantısı yoktu normalde. 12 maddelik planı kabul ettirmek için kendi konseylerini yapma ihtiyacı doğdu. Yemekte bir araya geldik. 28 lidere ne düşündüğümü anlattım, onlar sorular sordu ben cevaplarını verdim. Sonra bir ara verdik, bu sefer kendi aralarında 28 konsey üyesi toplandı. Ben de NATO Genel Sekreterine gittim. Akşam yemek yiyecektik, o kadar uzun sürdü ki, 7’de yemeğe oturacakken, onlar 11’e kadar görüşmeleri sürdü. İlginçtir, Merkel’le de arada telefondan toplantıya ilişkin birbirimize mesaj gönderiyoruz .

Sonra Merkel’le tekrar yüzyüze konuştuk, Bu sefer tekrar müzakere, bir daha kendi aralarında görüşmeye girdiler, bu 01:00’e kadar da o sürdü. Bir iki şeye itirazımız olmuştu onları çözdük. Bir kere burada iyi olan 4.5 ay öncesine göre Türkiye AB ilişkileri bir başka düzleme geldi. Eskiden başbakanlar arasındaki görüşmeler için bir vesileye gerek vardı. Bir zirve olmuyordu. Bizim açımızdan stratejik bir başka boyutu var: Mülteci meselesi Türkiye’nin Avrupa için önemini gösterdi. Türkiye’nin istikrarının ve etrafına istikrar yaymasının Avrupa için ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu.

Gerçekten bizim için de ağır yük olmaya başladı mülteciler. Sadece Suriyeliler değil. Türkiye’nin mülteci çeken durumu oldu. Öyle bir karar alalım ki, mültecilerin istismar edilmesini engellesin ama Avrupanın mültecileri alma sorumluluğunu ortadan kaldırmasın. Dediğimiz şey şu: Biz Ege’de yakalanan her mülteciyi ülkesine göndeririz, Suriyeli değilse ülkesine göndeririz. Suriyelileri de kampa koyarız. Bunun karşılığı bizim aldığımız her Suriyeli için bir başka Suriyeliyi mülteci olarak Avrupa’ya alırsınız.

Bazı ülkeler benim yanımda itiraz edemediler ama bizim verdiğimiz kağıt çok büyük bir değişikliğe uğramadı. Ayrıca da sadece vize serbestiyeti değil, 3 milyar euro daha alıyoruz. Biz ilk 3 milyarı, ilk adım olarak söylemiş ve bir yıl içinde demiştik. Onlar da iki yıl için ısrar ediyordu. Aramızda görüş ayrılığı devam ediyordu. Fakat buna yeni bir boyut getirdik, “Bütün masraflar artacak, 3 milyar daha istiyoruz. Geri kabulden kaynaklanan bütün masrafları da siz vereceksiniz. Bunların hava yolu ile memleketlerine gönderilmesi sırasındaki masraflar da size ait” dedik. (Kayserili pazarlığı iyi oldu.) Artı 3 milyar Euro yani. Onlar bunu açıklamalarında zikretmediler çünkü bunun için zirve kararı lazım; 18 Mart’a hazırlık yapmaları gerekiyor. 2018’e kadar 6 milyar olacak. 2016 için 3 milyar, 2017 ve 1018 için 3 milyar. Ayrıca beş fasıl var; 15, 23, 24, 26, 31. Bu da tabii önemli. Hollanda dönem başkanlığı boyunca bu beş faslın açılmasını bekledik. Rumlar direniyor ama 23, 24’ü kesin açarız diğerlerinden kaçmak istiyorlar. Tabii bunların hepsi 18 Mart’ta AB konseyinde görüşülüp nihai karara bağlanacak. Orada da görmemiz lazım."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.