‘DAİŞ’in kanunu insan kanunu değil’

‘DAİŞ’in kanunu insan kanunu değil’

Kerkük’te IŞİD çeteleri tarafından serbest bırakılan 200 kişiden biri olan 80 yaşındaki Elî Osman ve kız kardeşi 68 yaşındaki Xezal Osman uzun bir esaret ardından Şengal dağlarındaki Serdeşt’teki akrabalarının yanına ulaştı.

3 Ağustos günü başlayan IŞİD saldırılarından kurtulmak için Şengal dağına sığınmak isteyen Elî Osman’ın ailesinden yalnızca kendisi ve 68 yaşındaki duyma ve görme özürlü kardeşi kurtuldu. Şengal Êzdîlerinin yaşadığı toplu katliamın tanıklarından olan Xezal Osman halen köylerinin çevrede bulunan Arap aşiretleri tarafından basıldığını ve göç etmek zorunda kaldıklarını sanıyor. Yaşananları kendisine anlatamayan yakınları daha fazla acıya kaldıramayacağından endişeli.

Şİİ TÜRKMENLER KATLEDİLDİ

Êzdî soykırımının şiddeti ile kendisini Şengal dağına ulaştırmaya çalışan Elî Osman ilk 40 günü genç bir çiftle birlikte Qebayil Benzin hanesinde kalarak ve dağa yol arayarak geçirdiğini söyledi. Çiftin çeteler tarafından katledilinceye kadar kendisine yardım ettiğini ifade eden Elî Osman, esaretin de bununla başladığını belirtti.

Şahabi köyünden Elî Osman; "IŞİD bizi Şengal dağına ulaşamadan Qendil köyü yakınında yakaladı. Biz 3 kişi asfalt yolun üstünde bir benzinlikte kalıyorduk. Orada o iki kişiyi öldürüp beni sağ bıraktılar. Sonra Solax’a geldik, 20 kadar yaşlı erkektik, bizi yakaladılar. İki arkadaşımı da orada öldürdüler” diyerek dehşet anlarını anlatmaya başladı.

Şengal kentinde 3-4 gün kaldıktan sonra topluca Tel-Afer’e götürülen esirlerin IŞİD çetelerinin ellerine geçen Şii Türkmenleri vahşice katlettiklerine şahit olduklarının aktardı. Tel-Afer merkezde 7 gün kaldığını söyleyen Elî Osman katledilen Şii Türkmenlerin bir köyüne götürüldüklerini orada da 2-3 ay esir kaldıklarını dile getirdi. Osman; “Orada bizi 2-3 ay tutuktan sonra Koço köyüne götürdüler. Koço’da da 1 ay 10 gün gibi bir zaman kaldık, tam hatırlayamıyorum. Bizi oradan da çıkardılar, bize ‘sizin için geliyorlar’ deyip bizi oradan da çıkardılar. IŞİD’ler bizim cemaatin yardımımıza geleceğini söyleyip bizi Tel Afer’in başka bir köyüne götürdü. Sonra bizi oradan da alıp Musul’a götürdüler. Orada da 1 ay kaldık. IŞİD’çiler bizi oradan da Kerkük’e götürdüler. Kerkük sınırında bizi bıraktılar” dedi.

‘KIRILSAYDILAR DA GELEMESEYDİLER’

Çetelerin yaşlı, sakat, hasta genç ihtiyar demeden tüm Êzdîleri ya katlettiğini ya da kendisi ve işitme, görme engelli kız kardeşi gibi esir aldığını anlatan Elî Osman; “çok işkence gördük” dedi.

Yaşanan trajediyi kelimelere dökmekte zorlanan 81 yaşındaki Osman; “Bunlar körleri, sakatları, belden aşağısı tutmayan insanları bile kaçırdılar. Bu vicdan değil, kanun değil, canları istedikçe gelip bize eziyet ediyorlardı. Kızları, kadınları genç kim varsa gelip götürdüler. Hatta 1 yaşındaki çocukları bile alıp götürdüler. Bize çok zulüm, eziyet ettiler. Biz bu olanlar için Allah katında davacıyız, hakkımızı Allah’tan istiyoruz. Allah hakkımızı onlarda bırakmasın, onları helak etsin. Kırılsaydılar da gelemeseydiler” diyerek yaşanan acıları paylaştı.

4000 kadar Êzdî’nin esir düştüğüne şahit olduğunu söyleyen Elî Osman, bunlardan genç olanların seçilip bilmedikleri bir yere götürüldüğünü söyledi. Çetelerin küçük çocuklara bile merhamet etmediklerini ve annelerini kucaklarından alıp gittiklerini dile getirdi. IŞİD’in dinle alakası olmayan kişiler olduğunu söyleyerek; “Allah’ın kanunu onların yanında geçmiyor. Allah’ın yolunda yürüyen böyle yapar mı? Onların kanunu insan kanunu değildi. Xweda’nın yolunda yürüyen doğru işler yapar, güzel ve hayırlı işler yapar, bunlar Allah’ın yolunda değil. Bizim içimizde geziyorlardı, kim gençse, 10 yaşına kadar tüm kızları götürüyorlardı. Bir yaşındaki çocuğu anasının kucağından alıp götürdüler” diye yaşadıklarını anlattı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.