'Bu madeni istemiyoruz'

'Bu madeni istemiyoruz'

Turgutlu Çal Dağı’na yapılması planlanan nikel madeni, köylülerin tek geçim kaynağı olan tarımı yok edecek.

MANİSA - Turgutlu Çal Dağı’na yapılması planlanan nikel madeni, köylülerin tek geçim kaynağı olan tarımı yok edecek. Köylüler bunun farkında. Bu nedenle madenin yapılmasını istemiyorlar. Ancak, “birlik olamamaktan” da şikâyetçiler.

Manisa’nın Turgutlu ilçesindeki köylülerin tek geçim kaynağı tarım. Köylülerin deyimiyle rençberlik. İngiliz sermayeli Sardes Madenciliğin işletmek istediği nikel madeninin bu geçim kaynaklarını ellerinden alacağını çok iyi biliyorlar. Zaten daha şimdiden madenin kurulması çalışmalarının olumsuz sonuçlarını görmüşler. Bu nedenle özellikle de kadınlar madenin kapatılmasını istiyor. Ancak, Bergama Köylüleri gibi simge olabilmeleri için yürümeleri gereken uzun bir yol var önlerinde…

Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulu Kadın Çalışma Grubu’nun Çaldağı gezisi sırasında Turgutlu’nun Sarıbeyli ve İzzettin Köylerinden kadınlar maden hakkında ne düşündüklerini anlattı. Sarıbeyli Köylüleri, madene karşı mücadele edilmesi gerektiği konusunda hem fikir.

NEDEN SUYUMUZ, TOPRAĞIMIZ YOK OLSUN

Bunlardan biri olan Fatma Sarıbey, 6 torun sahibi 65 yaşında. TMMOB’un gezisinin aktif katılımcısı da olan Sarıbey, yürümekte zorlansa da, sözleri gayet kendine güvenli: “Torunlarım için güzel bir gelecek istiyorum. O nedenle bu madene karşı mücadele edeceğim.”

Sarıbeyli Köyü’nden Zeynep Güler de madenin yapılmasını istemiyor, tüm köylülere çağrıda bulunuyor: “Neden suyumuz, toprağımız yok olsun? Birileri üç kuruş kazanacak diye neden bizim geleceğimiz yok edilsin.”

Sarıbeyli Ayşe Turgut da, imza topladıklarını, eylemler yaptıkları anlatıyor, “ancak bütün köylülerin birlik olması lazım” diyor. Neden birlik olunamadığına ise şu yanıtı veriyor: “Kimisinin çocukları belediyede işe girdi, belediye başkanı da artık madeni onaylıyor, o nedenle madene karşı çıkarlarsa belediye işten çıkartır diye çekimser davranıyorlar. Öldükten sonra ne yapacağız parayı. Ölmeden önlem alınsın.”

SONUÇLARINI ŞİMDİDEN GÖRÜYORLAR

İzzettin Köyü de madenden en fazla etkilenecek köylerden biri. Onların da tek geçim kaynağı toprak. Maden ocağının deneme üretimlerinin sonuçlarını şimdiden görmüşler. Ayten Özhay, olumsuz etkiyi şöyle anlatıyor: “Maden çalışması başladığından beri diktiğimiz zeytin fidanları kuruyor, topraktan iyi mahsul alamıyoruz. İki yıl deneme yapmadılar, o zaman toprak biraz kendine geldi. Bu nedenle istemiyoruz madeni.”

Raziye Onay da madene karşı. Ancak o da diğer İzzettin Köylü kadınlar gibi onlara birilerinin önderlik etmesini istiyor: “bize birileri önderlik etsin, bir arkasından gideriz” diyor.

Ümit ise Uçanpınar Köyü’nden… Çaldağı’nı en iyi bilenlerden. 8 yaşından bu yana çobanlık yapıyor. O da yapılmasına karşı ancak bu köylülerin birlik olamamasından şikâyetçi.

HEP AYNI TAKTİK

Madencilerin, diğer bölgelerde de uyguladığı köylülerden bazılarına iş verme taktiği Çal dağı çevresindeki köylerde de birliğin önünde şimdilik engel gibi görünüyor. Aslında madende çalışan çok yok. İzzettin Köyü’nden 10 kişi var. Köylüler bu konuda komşularına kızmıyorlar, “ekmek derdi” diyorlar ama “keşke böyle olmasaydı” demeyi de ihmal etmiyorlar.

2 MİLYON AĞAÇ KESİLECEK

Çal dağındaki fiili olarak madencilik 2006–2007 yıllarında İngiliz sermayeli Bosphorus’un maden izni için başvurmasıyla başlıyor. Tepkiler üzerine şirket, Sardes adında yerli bir şirket kurarak işe devam ediyor. Bölgede maden çıkarılmasının yanı sıra sülfürik asit fabrikasının da kurulması amaçlanıyor.

2006 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı, ÇED olumlu belgesini verdi. Ardından ağaçların kesimine başlandı. 2 milyona yakın ağacın kesileceği tahmin ediliyor. ÇED raporuyla diğer izin belgelerinin iptali için açılan davalar da devam ediyor.  ANF

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.