'Bizim için hukuk yok, adalet yok'

İSTANBUL - Faili meçhul cinayetlere kurban giden ya da kaybedilen yakınlarının akıbetinin bulunması ve faillerinden hesap sorulması için Galatasaray Meydanı'nda adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, 370. hafta da eylemlerine devam etti. Siyah zemin üzerine yazılı "Failler belli, kayıplar nerede?" pankartını açan kayıp yakınları, katledilen ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Adalet arayışında kayıpları simgeleyen kırmızı karanfilleri de ellerinden düşürmeyen Cumartesi Anneleri, bu hafta 1984'de gözaltında kaybedilen Nurettin Öztürk'ün akıbetini sordu.

'Ağar'ın cezaevini kendi isteğiyle seçmesi hakarettir'

1995'de gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, Mehmet Ağar'ın cezaevini kendi isteğiyle seçmesini halka hakaret olduğunu söyledi. Ağar'a uygulanan uygulamaların hasta tutuklulara, kadınlara, çocuklara uygulanması durumunda hasta tutukluların hayatlarını kaybetmeyeceğini, çocukların cinsel istismara maruz kalmayacaklarını dile getiren Yıldız, birçok kişinin faili olan Ağar'ın kendi arabasıyla cezaevine geldiğini, oysa diğer tutukluların ring araçlarıyla cezaevine götürüldüğünü, ring araçları içinde tacize uğradıklarını ve hatta hükümlülerin yandığını hatırlattı. Yıldız, adalet olmayan bir ülkede Adalet Bakanlığı'nın ve İçişleri Bakanlığı'nın boşuna olduğunu ifade etti.

'Suriye'ye yardım ederken kendi halkını mağdur ediyor'

1994'de gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan'ın eşi Halime Aydoğan, eşinin devlet tarafından öldürüldüğünü, Başbakan Erdoğan'ın annelerin feryatlarını duymadığını kaydetti. "Suriye halkına ne kadar yardım yaptığını, medyada dile getiriyor. Bunun şuan ki örneğini Van'da görüyoruz. Van halkı aç ve açıktayken o sırf diğer ülkelere göstermek için Suriye'ye yardım ediyor. Ama halkını mağdur ediyor" dedi.

'Adalet yok, hukuk yok'

Cumartesi Anneleri adına açıklama yapan 1995'de gözaltında katledilen Hasan Ocak'ın yeğeni Bircan Acer, 1984'de Nurettin Öztürk'ün Ankara'da gözaltına alınıp, ünlü işkence merkezi Derin Araştırmalar Laboratuarı'na (DAL) götürüldüğünü, DAL'da sorguda olan bir kişinin Öztürk'ün işkence ile öldürüldüğüne tanıklık ettiğini söyledi. Ailenin tüm başvurularının sonuçsuz kaldığını belirten Acer, "Geçmişte olduğu gibi bugün de kayıplarımız ve bizim için hukuk yok, adalet yok, insan hakları yok. İnsanlık suçu işleyen devlet görevlileri içinse huzur ortamı hazırlanıyor" dedi. 

'Devletin adaleti, yurttaş için adaletsizlik demektir'

Hükümetin Mehmet Ağar'ı rahat ettirmeye çalıştığını, yargının evrensel hukuka göre adaleti sağlamak değil, devletin adaletini sağlamak üzerinde şekillendiğini kaydeden Acer, "Devletin adaleti, yurttaş için adaletsizlik demektir" şeklinde konuştu. Acer son olarak, "1984'te DAL'da çalışan tüm işkenceciler, 12 Eylül darbecileri, dönemin devlet yetkililerinin yargılanmasını istiyoruz" dedi. DİHA