“Bir bodrumda ölüme terk edilmiş çocukların vebali üzerinizdedir”

“Bir bodrumda ölüme terk edilmiş çocukların vebali üzerinizdedir”

Cumartesi Anneleri/İnsanları 566. buluşmalarında, 1994’te kaybedilen Kemal Mübariz’in akıbetinin sorulduğu eylemde, Cizre’de 7 haftadır kayıplarının akıbetini sormak için eylem yapamayan Cizreli anneler de unutulmadı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 566. buluşmalarında, 1 Şubat 1994 tarihinde kaybedilen Kemal Mübariz’in akıbetini sordu, faillerinin bulunmasını istedi.

Buluşmada konuşan Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a değil, eşine seslenerek “Ben artık devlet yetkililerine seslenmek istemiyorum. Cumhurbaşkanı eşine soruyorum, acaba sen acı ne demek olduğunu biliyor musun? Hiç mi senin vicdanın yok ana olarak, akşam eşine sormuyor musu sen bu ülkeyi ne hale getirdin? Türklere soruyorum, hiç mi vicdanınız sızlamıyor?” dedi.

Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak ise bir kişinin adalet ve vicdan duygusunu kaybettiği zaman her şeyini kaybedeceğini dile getirerek, Cizre ve Sur’da devletin bu duygusunu kaybettiğini söyledi. A

Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan, eşinden 21 yıldır haber alamadığını söyleyerek, “Kızım, eşim kaybedildiğinde 1 yaşındaydı. 9 yaşına kadar hep babasını sordu. 9 yaşında olanları anlattık. Şimdi kızım 21 yaşında ve o günden bu yana babasını bir daha ağzına almadı ve sormadı” dedi.

Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl de 35 yıldır çalmadıkları kapının kalmadığını belirterek, kayıp yakınlarının mücadelesinin ülke mücadelesi olduğunu söyledi.

‘Vicdanların çürüdüğü zamanlardan geçiyoruz’

Buluşmada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise bugüne kadar her şekilde insanların katledildiğine şahit olduklarını, ancak canlı yayınlarda, bodrum katlarında insanların katledilmeye çalışıldığına ilk defa şahitlik ettiklerini belirterek, “Vicdanların çürüdüğü zamanlardan geçiyoruz” dedi.

‘Kan ağla ülkemiz, kan ağla!’

Haftanın basın açıklaCmasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren okudu.

“90’lı yıllarda Cizre hukukun askıya alındığı  işkenceler, infazlar, kayıplar cehennemiydi. Gazeteci Celal Başlangıç o günlere dair tanıklığını şöyle anlattı: “Cizre’de gördüklerimize inanamadık. Hangi eve girsek dayak yemiş, bir yerleri kırılmış, kafası sarılı, gözü morarmış bir değil, birkaç kişi vardı mutlaka…”

“90’larda evleri yakılanların, katledilenlerin, kaybedilenlerin çocukları, torunları bugünün Cizre’sinde hukukun, insanlığın askıya alındığı bir vahşet atmosferinde yaşatılıyor. Cizre’nin ölüleri sokakta bekletiliyor, yaralıları ölüme terk ediliyor. Kim olduklarına bakılmaksızın herkesin yaşam hakkını korumakla yükümlü olanlar, Cizre’de bir bodrumda mahsur kalan yaralılara tıbbi müdahaleyi engelleyerek  yavaş yavaş ölmelerini topluma izlettiriyor.

“Kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlalleri karşısında, yurttaşı korumakla görevli yargı sistemi işlemiyor. Hukukun ayaklar altına alındığı bir ortamda Anayasa Mahkemesi “hukuku koruma” görevini yerine getirmiyor. Medya gerçekleri aktarmıyor. Merhamet, adalet ve vicdan esir alındı; adım adım ölüme giden insanlar için başvuracak hiçbir yer kalmadı.  “Kan ağla ülkemiz, kan ağla!”

“Konusu suç teşkil eden emirleri verenler,  bu emirleri  yerine getirenler,  suç işlenmesine engel olma görevini yerine getirmeyenler, ölümlerden siz sorumlusunuz. Yaralıların  tedaviye ulaşma haklarını engellemekten vazgeçin. Yaralıların  tahliyelerini  güvenli bir biçimde gerçekleştirmek sizin görevinizdir, görevinizi  yapın; Derhal yaşam koridoru açılmasını sağlayın. Bir bodrumda kıstırılmış, ölüme terk edilmiş o çocukların vebali üzerinizdedir unutmayın. Hukuksuzluk son bulsun; Kemal Mübariz için, Cizre için adalet istiyoruz”

Kemal Mübariz’e ne oldu?

“1 Şubat 1994’te Cizre’de askerler, özel harekâtçılar ve polisler birlikte bir operasyon düzenledi. Baskın yapılan yerlerden biri de Cizre’de yaşayan Mübariz ailesinin evi oldu. Eve gelen silahlı 2 kişi “İfade vermeniz gerekiyor, sizi karakola götüreceğiz” diyerek 29 yaşındaki Kemal ve ağabeyi Ömer’i Beyaz Torosa bindirerek götürdü.

“Nusaybin’e doğru yol alan Beyaz Toros Turgutlu Karakolu askerlerince yapılan yol aramasında durduruldu. Mübariz kardeşleri götüren kişiler arama yapan askerlere bir kart gösterip ‘istihbarattanız’ diyerek aranmadan yollarına devam etti.

“Kemal ve Ömer Mübariz, Nusaybin İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürüldü. Onları getirenler üç gün içinde 100 milyon lira getirmesi ve hiçbir yere şikâyette bulunmaması durumunda kardeşi Kemal’in serbest bırakılacağını, aksi halde öldürüleceğini söyleyerek Ömer Mübariz’i serbest bıraktı.

“Aile parayı denkledi, Ömer Mübariz ve bir kardeşi  parayı evde gözaltı işlemini yapan kişilerden birine teslim etti. Parayı teslim alan kişi “Burada bekleyin, kardeşinizi getirmeye gidiyoruz” dedi. Ama Kemal Mübariz getirilmedi ve o günden sonra kendisinden bir daha haber alınamadı.

“Bunun üzerine  savcılığa giden aile suç duyurusunda bulundu. Ömer Mübariz bindirildikleri aracın plakasını ve faillerin eşkâl bilgilerini verdi. Bu şahısları görürse tanıyacağını söyledi.

“Aile olayla ilgili Cizre İlçe Jandarma Komutanı Cemal Temizöz ile de görüştü. Tüm kurumlara başvurdu. Ancak hiç bir sonuç alamadı. Sıklıkla evlerine gelen askerler tarafından “Bu işin peşini bırakın” diye tehdit edildi.

“Aile son olarak 25 Mart 2009’da Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Kemal Mübariz’in kaybedilmesi ile ilgili dönemin Cizre Jandarma Komutanı Cemal Temizöz, Cizre Belediye Başkanı aynı zamanda korucu başı Kamil Atak ve gözaltı işlemini yapan iki JİTEM mensubu hakkında suç duyurusunda bulundu. 19 Kasım 2009’da Kemal Mübariz’in kaybedilmesi ile ilgili soruşturma açıldı. Açılan soruşturma halen sonuçlanmadı.” (İMC)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.